İmamoğlu'nun 8 Mart Mesajı, "Basit" Bir Mesaj Değil!..
Çok
dikkat çekici çok.
8 Mart
Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle öyle bir twit attı ki Ekrem İmamoğlu…
Binlerce
mesaj var…
İmamoğlu’nun
yazdıklarını görmüşsünüzdür:
“İYİ
Parti Genel Başkanı Sayın Meral
Akşener ve HDP Eş Genel Başkanı Sayın Pervin Buldan’ın nezdinde tüm kadın
siyasetçilerin ve Türkiye genelindeki kadın belediye başkanı mevkidaşlarımın 8
Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlarım.”
*
İşte böyle..
Sayın Meral
Akşener ile Pervin Buldan’ı “bir kaba” yerleştirivermiş Ekrem
İmamoğlu!
“Basit” değil,
çok ağır mevzu...
Çok!
Hiç şüphe etmem ki, Sayın Meral Akşener, bu mesajı görünce…
“Bu ne
münasebetsizlik!” kıvamında bir şeyler
söylemiştir.
Bizim, “dost serzenişi” niteliğindeki bir
yazımıza ne denli tepki gösterdiğini bildiğimizden…
Bu “acayip”
mesajı “sessizlikle” karşılayacağını
hiç ama hiç sanmayız!..
*
Bunca yıldır “politikacıları” takip eden bir
gazeteci olarak,
hangi mesajın ne anlama geldiğini “birazcık” biliriz.
Hoş, bu mesajla aslında ne demek istendiğini “çakmak” için büyük tecrübelerden
geçmiş olmaya da gerek yok.
Mesele apaçık ortada.
Ekrem İmamoğlu, Sayın Meral Akşener’e,
“Lütfen,
bir yere gitmeyiniz!” mesajını veriyor
düpedüz!..
İkaz ediyor!..
*
Bu mesajın fırlatılmasından kısa süre evvel,
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sırtını PKK terör örgütüne dayadığını
ilân eden HDP’nin kapatılmasına…
Nerede hazırlandığını herkesin bildiği
listelerde yer almak suretiyle Meclis’e gelen vekillerin dokunulmazlıklarının
kaldırılmasına kesin dille karşı çıkmış…
Dahası…
Cumhur İttifakı’nın “dokunulmazlıkların
kaldırılması” teşebbüsünü, Sayın Meral Akşener’i “Millet İttifakı”ndan kopartma çabası”na bağlamıştı.
Bundan birkaç gün önce de…
İyi Parti’nin önde gelen isimlerinden, Eski
Bakan Ahat Andican’ın “HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının
kaldırılmasına dair” sözleri dikkatimizi çekmişti.
Demişti ki özetle Sayın Andican:
“Cumhur
İttifakı ile Millet İttifakı arasında çok önemli farklar var. Cumhur İttifakı
adeta, ‘bir parti’ gibi hareket eden partilerden oluşuyor.
Millet
İttifakı için böyle bir durum yok.
Biz
bazı konularda çok farklı düşünebiliriz.
Mesela,
bu dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda…
Ben,
şahsen, oylama olduğu takdirde dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde oy
kullanacağım.”
*
Sayın Andican, sözlerinin “şahsını”
bağladığının altını çizmiş olsa da, konuşmasının İYİ Parti tabanındaki “genel hissiyata” tercümanlık etmediği
söylenemez.
İyi Parti nasıl bir parti?
MHP’den kopmuş…
Ülkücülerin “bir kısmından” oy almayı
başarmış, oylarının çok büyük bir bölümünü ise “Sağ Kemalist” diyerek işaret edebileceğimiz kesimden almış bir
parti.
Muharrem İnce, CHP’deki “Sol Kemalistlerin” hissiyatını, Atatürk’ün kurduğu partinin,
HDP’yle bu kadar içli dışlı olmasına gösterdiği tepkilerle ortaya koymuştu
malûm…
CHP tabanında büyük rahatsızlık var ve bu
rahatsızlık her geçen gün artacaktır.
HDP’liler, başta İstanbul olmak üzere, CHP’nin
kazanmasını sağladıkları yerlerde bu katkılarının karşılığını talep ediyorlar
hâliyle!..
Öte yandan;
Uzun yıllardır “iktidar” özlemiyle yanıp
tutuşan CHP’liler de, “yerel yönetim
iktidarı”nın sağladığı avantajlara tâlipler!..
“Millet
İttifakı”na doğrudan ya da dolaylı olarak katılanların taleplerinin
tamamını hiçbir yerel yönetim karşılayamaz!..
Gaz birikir birikir ve sonunda, olacak olan
olur!..
Önce yerel sonra da genel iktidara sahip olmak
için girilen “işbirliği”nin yan
etkileri gittikçe artan dozda hissediliyor.
“İttifakların”, hele hele böylesine “benzemezler
ittifakları”nın mensupları günün birinde mutlaka birbirlerine düşerler.
“Eşyanın
tabiatına aykırı” birliktelikleri devam
ettirmeye çalışan partiler, eninde sonunda kaybederler.
Bu ittifakta kaybetmeyecek olan tek parti
“HDP”dir…
Zira, HDP, kaybedecek bir şeyi olmayan bir
yapıdır!..
*
İmamoğlu’nun, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “İyi Parti’yi bizden kopartmak istiyorlar!”
yollu çıkışının ardından gelen “ilginç”
ve yüzde yüz “ikaz” niteliğindeki 8
Mart Dünya Kadınlar Günü mesajı şimdi Sayın
Akşener’in önünde.
“Ontolojik” gerçekliğini arayan İyi Parti’nin işi hiç de kolay değil.
Geçtiğimiz günlerde, zehir zemberek bir
açıklamayla İyi Parti’den istifa eden Ümit
Özdağ’ın tepkisi, “zamanlama
manidar”a bağlandı ama…
Mesele o kadar da “basit” değil.
Bir yerlerde bir şeyler oluyorsa, başka
yerlerde de bir şeyler oluyordur yani…
Sayın Meral Akşener, 8 Mart Dünya Kadınlar
Günü’nde, PKK terörünün evlâtlarını ellerinden aldığı “Şehit Anneleri”nin feryatlarını kalbinin bir yerinde hissetmiştir
mutlaka.
Anadolu’nun bağrından yükselen bu feryatların
İyi Parti’ye ulaşmaması düşünülemez.
*
Siyasetin böylesine “sert üsluplarla” yürütüldüğü ortamlarda herkes herkes için her
şeyi söyler.
Sonra da..
Bir bakarsınız, bambaşka şeyler olur.
Bugünkü söylemlere bakarak yarını yorumlamaya
kalkışanlar da çoğu vakit yanılır.
Ha bu arada…
Sayın Akşener’in “Abdullah Gül’ün çatı adaylığına hayır!” tavrının sebepleri üzerinde
düşünmekte de fayda var.
İyi Parti’nin Meclis Grup Başkan Vekili Sayın Müsavat Dervişoğlu, konu, geçen
Cumhurbaşkanlığı Seçimi’ne geldiğinde, “o günlerde büyük fedakârlık
yaptıklarını” söylemişti.
Yani dostlar…
Çoğu şey ilk bakışta göründüğü gibi değildir
siyasette!..
*
Efendim;
İstanbul’u “tuhaf ittifakla” kazanan Ekrem İmamoğlu’nun son derece “manidar” mesajını alanlar aldı.
Bu öylesine bir “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” mesajı değil elbette.
İçinde ne mesajlar barındırıyor.
En önemlisi de, “bir ikaz”ı barındırıyor!..
“Basit” bir mesaj olarak görmek hata olur!