Türkiye’nin birbirlerini ezen gündem maddelerinin yarısını bir başka ülkenin, mesela Almanya’nın insanına yüklesek kafayı yer.
Bizim haller acayip.
Televizyon programlarına gidiş yolunda bile gündem değişiyor!
Haydi, yepyeni bir konuda düşüncelerini dile getir!
“Uykusuz kaldık, bari sahurdan sonra iki saat kestirelim” diyordum ki…
Bir saat dolmadan telefonum çaldı.
Açmasan olmaz.
Açtım.
Sabahın erken saatlerinde arayan programcı arkadaş, “Biliyorsunuz Ekrem İmamoğlu ve ilâveten çok sayıda şüpheli gözaltına alındı, bu konu hakkında yayına bağlamak isteriz!” deyince…
Toparlanmamız gerekti.
Sağa sola baktık, durumu anlamaya çalıştık ve peş peşe yayınlara bağlandık.
Bir yandan konuşacak, diğer yandan da ayrıntılara bakacaksın, öyle bir durum.
“Suç örgütü yöneticisi olmak, rüşvet, ihaleye fesat karıştırmak, PKK/KCK Terör Örgütü’ne yardım etmek”…
Başsavcılık açıklaması düştü önümüze…
Şöyle hızlıca bir göz attık…
İddialar sıralanmış:
“PKK/KCK Terör Örgütü…Kent uzlaşısı…
Terör örgütü yöneticileri…
Para sayma görüntüleri…
Usulsüz para toplama…
İş adamlarını zorla para vermeye zorlama…
Haksız kazanç…
Piyon kişiler üzerinden alım satımlar…
Para aklamalar…
Gizli kasa…
İhaleler, hizmet alımları, muvazaalı sözleşmeler…
Çok amaçlı suç örgütü…
İhaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet…
Örgüt üyelerinin SGK’lı çalışanlarının üzerine kurdukları şirketlerle…
Hayali işler…
Medya A.Ş., kişisel veriler…”
*
Bunların hepsi iddia…
Masumiyet karinesi.
Hiç kimse peşinen suçlu ilân edilemez…
Hem bu doğru, hem de isnat edilenlerin çok ağır suçlamalar olduğu.
Biz konuşurken, sosyal medya paylaşımları geldi önümüze…
Birilerinin “sokak” çağrıları…
“Bu bir darbedir!” yollu söylemler…
İstanbul Valiliği’nin provokasyonlara engel olmak için aldığı kararlar…
Kritik noktalardaki bazı metro istasyonların kapatılması, 4 günlük toplantı ve gösteri yasağı…
Borsadaki çöküş; dolar, altın, eurodaki hızlı tırmanışlar…
Özgür Özel’in “15 Temmuz’da yapılan bugün de bize karşı yapılıyor!” yollu söylemleri…
Bir başka Genel Başkan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimini boykottan bahsetmesi…
Sıkıntılı konuşmalar…
*
Bu gündem yoğunluğu arasında soruları cevaplandırıyoruz.
Birincisi:
Hiç kimse sokaklara adres olarak görmesin!
Sokaklar, tuzaklarla doludur!
Daha geçtiğimiz günlerde Suriye’de yaşananlar üzerinden ne kışkırtmaların yapıldığını hep birlikte görmedik mi?
Birçok toplumsal olayda anın heyecanına kapılanların ne büyük zararlara uğradıklarını görmedik mi?
Anın heyecanına kapılarak sosyal medyaya yüklenenlerden bazılarının ne sıkıntılar yaşadıklarını görmedik mi?
Aman sâkin!
Özellikle “akçeli işlerle” ilgili iddialardan bir kısmı epeyce süredir gündemdeydi.
CHP camiasından da tepki gösterenler vardı.
Yargı bunların üzerine gidiyor.
Akçeli işler, belli işler.
Dolayısıyla …
N e var, ne yoksa…
Her şey ortaya çıkar.
Sâkin.
Bugüne kadar hep “Önümüzü kesmek istiyorlar!” savunması yapıldı.
Şimdiden sonra, iddialar ve cevapları…
Başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere, soruşturmaya tabi tutulanların ifadeleri, savunmaları konuşulacak…
Türkiye bir Hukuk Devleti.
Yargı işini yapsın.
Medya da onu bunu kafadan suçlu ilân etmek ya da aklamak gibi çabaların içine girmesin.
Özgür Özel, her seferinde önlerine sandık geldiğinde kesinlikle zafere ulaşacaklarını söylüyor.
Tıpkı selefi Kemal Kılıçdaroğlu gibi, iktidara geleceklerini iddia ediyor.
Bu konudaki kararı ne ben vereceğim, ne de Özgür Özel.
Karar aziz milletimizin olacak ve o sandık en geç 3 sene sonra önümüze gelecek.
Ömrü vefa edenler o sandığı görecek.
Son Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce, sağda solda “Erdoğan bu seçimi hayatta yaptırmaz!” yollu abuk sabuk paylaşımlar görüyorduk…
Seçim yapıldı.
İş ikinci tura kaldı.
İkinci turda da ittifaklar yapıldı ve vatandaş Sayın Erdoğan’ın yola devam etmesini istedi.
Ortada bir yargılama süreci var.
İşleyen sistem var.
Sandık her geçen gün yaklaşıyor bize…
İki yıl, üç yıl…
Sandığı beklemek dışında yapılabilecek olan ne var?
Yapılacak bir şey yok, sandığı beklemekten başka…
Süreç Ak Parti için zorlu, CHP için çok zorlu bir süreç.
AK Parti’de “Erdoğan Liderliği” var.
CHP’de “Özgür Özel Liderliği” yok.
Eski, yeni genel başkanlar…
Belediye başkanları, partideki taraflar, rahatlar ile rahatsızlar birbirleriyle çekişiyor…
Önümüzdeki süreçte “altılı, yedili masa” oluşumlarını kurmak da kolay olmayacak.
Memleketin iyi çalışan, üretken bir Ana Muhalefet Partisi’ne ihtiyacı var.
CHP, vatandaşlarımızı iktidara geldiği takdirde ülkeyi çok daha iyi yöneteceğine inandırabilirse ipi göğüsler.
Aksi takdirde geçmiş tekrarlanır!
*
İşin hukuki boyutu Yargı’da.
Siyasi boyutu da millette.
Yargımıza da, milletimize de güvenelim.