Hayatımızın her alanını etkileyecek bir düzenleme Meclis’ten tıkır tıkır geçiriliyor da…

Medyamızın ilgisi başka taraflarda.

Bugünleri de CHP’deki “iç kavgalar” üzerine sohbetlerle geçiriyoruz.

Bayağı da keyifli oluyor bu tartışmaları izlemek…

Sadece ana muhalefete uzak olanlar değil, oraya destek verenler de hoşlanıyor gibi bu tartışmalardan…

Onlar da hafta sonu icra edilen tuhaf Kurultay’la ilgili yayınlarında sürekli olarak “CHP’de iç çekişme var mı?” sorusunu gündeme getirdiler sağ olsunlar!

Bizden de bu konuyu değerlendirmemizi istedi davet edildiğimiz televizyon kanalları.

İklim Kanunu’na bir türlü gelemedik...

Yazının gücü farklı, hareket alanı geniş.

Öyleyse…

Gazetemiz MİLAT’ta devam edelim bu konuyu işlemeye…

*

İklim değişikliği meselesi, Kanun’un Meclis’ten geçirilmekte olduğu şu günlerde medyanın pek de gündeminde değil ama…

Meselenin ayak sesleri yıllar öncesinden duyulmuştu aslında.

Mesajlar ince ince verilmişti…

İnce ince, alıştıra alıştıra…

Bazı televizyon kanallarında, hem de en merkezdeki bazı televizyon kanallarında “yapay etin” faydaları konusunda ne yayınlar izlemiştik.

Farklı siyasi partilere destek veren  “merkez” nitelikli televizyon kanallarında bir konu “mutabakat” halinde işleniyorsa…

Ufak ufak işleniyorsa…

Bir şeyler “mutabakat” halinde gelecek ve geçecek demektir.

İNEKLERİMİZİN FERYÂDI!

Bizim köydeki inekler, gariplerim…

Onlarla çok sohbet ettik ve bu sohbetlerimizi de sosyal medyada “ironiyle karışık” ilginize sunduk.

O inekler ki….

Uçakların, gemilerin, otobüslerin, fabrikaların 7/24 zehir saçtığı atmosferimizi kirletmekten sorumlu tutulan garibanlar…

Malûm, ineklerimiz hep aşırı lifli gıdalarla besleniyor.

Hekimlerimizin hepimiz için tavsiye ettiği beslenme tarzı gibi…

Lifli gıdalar ineklerimizin bağırsak sağlıklarına iyi geliyor ama yan etki olarak, aşırı gaz üretimine sebep oluyor.

Bu da ineklerimizin ve benzeri hayvanlarımızın atmosferi gaza, karbona boğmasına yol açıyor.

Bir iddiaya göre, bu durumun ilkim değişikliğine de etkisi büyük.

İneklerimizin beslenme rejimlerinde düzenleme yapılmasını bile teklif edenler var, o kadar yani!

Bu konularda dikkatli olmak ve yapay et üretimini arttırmak gerektiğini söyleyen “bağımsız bağlantısız” (!) bilim (!) insanlarına kulak vermek gerekiyor.

Onlara kulak verenlerin haberlerini epeyce gördük merkezin de merkezindeki, küreselleşmenin tam merkezindeki kanallarda.

Bu kanallar içinde “EN” ilgimi çekenlerden biri, hayli zamandır sürekli olarak, ABD’nin Irak Operasyonu öncesinde kullandığı “Karabatak Kuşu” kıvamlı haberler yapıyor hayli zamandır…

İklim değişikliği ve dünyanın hızla sürüklendiği felâket haberleri…

Türkiye, dünyayı kirleten ülkeler sıralamasında epeyce altlarda kalsa da, bu konuda çok atak görünüyor.

Hep bir adım önde!

*

Aslında çevresel şartlar da buna uyarlanmış durumda epeyce.

Geçen gün Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, çiftçilerin yaş ortalamasının 59’a yükseldiğini, gençlerin tarımdan uzaklaştığını, gıda arz güvenliğinin ciddi risk altında olduğunu vurgulamış ve yetkilileri uyarmıştı…

Bizim bu husustaki uyarılarımız yıllardır devam ediyor.

“Kentsel dönüşümden önce kırsal dönüşüm!” başlıklı yazılarımız, konuşmalarımız mesela…

“İneklerimizin feryadı” başlıklı yazılarımız, konuşmalarımız…

Dileyen,

“Hey Türkiye… Yün çorap var mı sende?” başlıklı yazımıza da bakabilir.

Bill Gates’in eşi Melinda Gates ile birlikte yazdığı ve geğiren, gaz çıkartan inekleri “küresel ısınma”dan sorumlu tuttuğu mektuplar da epeyce işlenmiştir tarafımızdan...

Köylerimizin, köylülerimizin, ineklerimizin feryatlarını gündeme getirmek için kendimizi yırttığımız zamanlar oluyor da…

Ne fayda!

Öyle gündem maddeleri geliyor ki üst üste…

Senin uyarılarını, kim ve niçin duya?

*

İklim Değişikliği Kanunu ile esasen “karbon salınımının” azaltılması hedefleniyormuş…

Hepimizin “karbon ayak izi” var malûm.

Bizler, tabiatın kirlenmesine sebep olan canlılarız.

Öyle kafamıza göre takılmak, tabiata habire “gaz, karbon” yüklemek olmaz!..

Olur mu, olmaz!

*

Bunları geçelim de…

Şu CHP’ye gelelim…

CHP’de sular durulur mu?

 “Evet, Durulur” diyorsanız “1”i, “Hayır, Durulmaz” diyorsanız “2”yi,

“Bana ne kardeşim bundan, CHP’nin derdi beni mi gerdi?” diyorsanız “Sıfır”ı tuşlayınız lütfen.

Bir de…

Ya kuru fasulye yemeyin ya da yiyecekseniz içine mutlaka “kimyon” katın!

Kimsenin kimsenin havasını kirletmeye hakkı yok!