Dış politikaya dair tahliller yapılırken, tarihi arka plan, coğrafi özelliklerin yanısıra gözardı edilmemesi gereken en önemli husus, sahadaki gerçeklerdir. Sahadaki gerçeklere baktığımızda İsrail, ‘’Ortadoğu’’ coğrafyası başta olmak üzere birçok bölgede sinsi faaliyetler yürüttüğünü görürüz.
Suriye’de Eesed Rejimi, Türkiye’nin Arap dünyasıyla bağlantıların önünde duvar gibi duruyordu. Devrimden sonra ise Suriye, Arap dünyasını Türkiye’ye açan bir kapı olma ihtimali yüksek görünüyor. Bu önemli değişim İsrail’i tedirgin ediyor. Onun için, sürekli Suriye’yi bombalıyor ve sinsicie Erdoğan’ı bölgede ‘’Osmanlı’’ ruhunu diriltmeye çalıştığını iddia ediyor.
Bölge ülkeleri içerisinde Türkiye’nin artan etkisinden açıkça rahatsızlığını ifade eden bir tek İsrail’dir. Çünkü Türkiye barış ve adalet temelinde bir dış politika yürütüyor İsrail ise, ‘’Ortadoğu’’ coğrafyasında sürekli çatışma çıkartmak istiyor.
İsrail sinsi faaliyetlerini, sadece ‘’Ortadoğu’’ coğrafyasında değil, Kafkasya ve Orta Asya bölgesinde de yürütüyor. Görünürde sadece İran’a karşı Azerbaycan ve Orta Asya ülkeleri ile bir güç dengesi kurmaya çalışıyor. Ancak bana göre, Türk Devletler Teşkilatı’nın geleceği açısından İsrail’in bölgedeki sinsi faaliyetleri takip edilmelidir.
Bu bağlamda Türk Devletler Teşkilatı ilerde ‘’Birleşik Türk Devletlerine’’ evrilmesini engellemek için, İsrail sinsi faaliyetler yürütüyor mu? İsrail medyasını dikkatle ve düzenli takip eden herkes Tel Aviv’in Türk Devletler Teşkilatı’nın geleceğinden kaygılandığını görür.
Hatta Macaristan’ın Türk Devletler Teşkilatına olan ilgisi, gerçekten kendisini Türk hissettiği için mi gözlemci üye oldu? Yoksa bu ilginin İsrail ile olan yakınlığının bir ilişkisi var mı? Bu açıdan mutlaka değerlendirilmelidir. ‘’Kesin böyledir’’ gibi gibi bir iddiam ve somut bilgim yok ama ciddi kuşkularım var.
Çünkü İsrail’in Kafkasya’daki faaliyetlerini dikkatle takip ettiğinizde çift taraflı oynadığını görürsünüz. Örneğin sözde İran’a karşı Azerbaycan ile işbirliği yapan İsrail, aynı zamanda Hindistan üzerinden Ermenistan ile de iletişim kuruyor.
Peki, nunu nasıl anlıyoruz? Neranda Modi Hindistan’a başbakan olduktan sonra, İsrail ile ilişkileri derinleşti. Akabinde Hindistan’ın Ermenistan ile ilişkileri derinleşti. Sizce bu bir tesadüf olabilir mi?
Ancak İsrail, Türkiye ile bu bölgede şimdilik karşı karşıye gelmek istemiyor. Fakat bir gün etkinliğini artırma seviyesine ulaşırsa, Kafkasya ve Orta Asya coğrafyasını tıpkı ‘’Ortadoğu’’ coğrafyası gibi zehirlemeye çalışacaktır. Umarım Türk dışişleri daha şimdiden bölge ülkelerini İsrail’in sinsi faaliyetleri konusunda bilgilendirerek önlem alıyordur.
Türkiye, yakın ve uzak çevresinde bulunan ülkelerden farklı olarak yeryüzünde müstesna bir coğrafi konuma sahiptir. Kafkasya ve Orta Asya’nın istikrarlı olması ve Ankara ile olan ilişkileri göz önünde bulundurduğumuzda Türkiye’nin merkezi bir ülke olma rolünü güçlendirmektedir.
Toparlayacak olursak: Türkiye, sonuçları iyi hesaplanmış doğru stratejik adımlar atıyor. Bu stratejik adımlar, Türkiye’nin elini güçlendiriyor. İsrail tüm bu gelişmelerden rahatsız. Onun için İsrail’in her yerde sinsi ve yıkıcı faaliyetleri dikkatle takip edilmeli diyoruz.