İstanbul’un değişik semt ve yakalarından hareket edip, Uluslar Arası Sosyal Medya Kullanıcıları (USMEK) Başkanı İzzet Aydın’ın Sultanbeyli’deki bürosunda toplandıktan sonra gecenin karanlığında otobüsle uzun bir yolculuğa çıkıyoruz. İstikamet Anadolu’nun İncisi Kayseri. Sebep; İnternet Gazeteciliği Derneği’nin (TİGAD) Kayseri Valiliği’yle ortaklaşa gerçekleştireceği Yeni Nesil Gazetecilik Çalıştayı-Kültürel Gezi Programı ve “Kent&Başkan Ödülü” törenine katılmak.

Otoyollardan, tünellerden, dağlardan, ovalardan geçerek sabahın erken saatlerinde indiğimiz  Melikgazi’deki Radisson Blu Hotel’in (ve Kayseri Otelciler Derneği’nin organize ettiği  ve konaklama imkânı sağladığı diğer oteller) önünde Türkiye’nin 81 vilayetinden gelen diğer medya mensuplarıyla yeniden buluşabilmenin sevinciyle birbirimize sarılıyoruz. Bizleri kendi vilayetinde misafir edecek olmanın heyecanını yaşayan İnternet Gazeteciliği Derneği (TİGAD) Genel Başkanı Okan Geçgel ise Türkiye’nin dört bir yanından gelen meslektaşlarına bir dost edâsıyla, “şükür kavuşturana” diyor. Hakikaten uzun süredir mu’tad olarak ayda bir Türkiye’nin farklı şehirlerinde buluşan insanlarda bir ünsiyet, bir gönül bağı oluşmuş.

Bunca sıcak karşılamadan sonra yol yorgunluğundan eser kalmıyor. Üzerine bulut kümelerini çeken Erciyes, sanki bulutlarla beraber yorgunluğumuzu da alıp sinesine gömüyor. Erciyes’in sinesinde hayat bulun Kayseri bizimle birlikte yeni bir güne uyanıyor.

 

DUMANSIZ FABRİKALARLA KALKINAN BELDE

Şimdi Kayseri’yi yeniden keşfetmenin zamanı. Bu keşfe de programın rotasının dışına çıkarak merkez ilçe Hacılar’dan başlamak daha anlamlı olacak kanaatindeyim...

Yol boyunca ilerlerken; bir tarafta Erciyes, bir tarafta tepeciklerden meydanı gözetleyen yorgun taş evler, biraz ileride de “Allahû Ekber” sadâlarının her vakit yükseldiği onlarca minare. Zenginleriyle ünlü bu belde; hâlâ yüce gönüllü, hâlâ mütevazı ve hâlâ geçmişiyle barışık...

Toprak verimsiz olunca, susuzluk da cana tak edince, Hacılarlılar çâreyi başka şeylerde aramaya başlamış. Eskiden beri dokumacılıktaki hünerleriyle bilinen Hacılar halkı (kadınlı-erkekli), 1930’da kaput bezi, savan, dimi diye tabir edilen kumaşların dokuyarak dokuma sanayinin temellerini atmış. 1940’lı yıllarda ise 1500 bez dokuma tezgâhıyla belde âdeta dumansız bir fabrikaya dönüşmüş.

2. Dünya Savaşı’ndan sonra bez dokumacılığı yerini halı dokumacılığına bırakmış. Bu sektörün öncüsü ise İsmail Köker isimli bir müteşebbis olmuş. Bugün Hacılar mobilyacılıkta ne kadar ünlüyse, o gün de halıcılıkta o kadar ünlüymüş. O dönemde gençlere sunulan seçeneklere bakılınca mesele daha iyi anlaşılıyor: “Ya oku, ya doku.”

ÖZAL UYUYAN DEVİ UYANDIRDI

1950’lerde dokumacılık Hacılar halkının en önemli geçim kaynağı iken, yaşanan teknik gelişmeler sonucu rota ticaret ve sanayiye çevrilmiş. İpekli ve yünlü halı dokumacılığı, mobilya imalatı ve ticaretinden sonra en önemli sıçrama 1974’te kurulan HES Kablo (Hacılar Elektrik Sanayi ve Ticaret A.Ş.) ile yapılmış. 1984 yılında Hacılar’ı ziyaret eden rahmetli Turgut Özal’ın, “Bırakın bu elektrik kablolarını da, fiber optik kablo üretin” diye teşvik etmesinden sonra, kurulan HES Fiber Optik, HES Makine ve Kimya Sanayi Fabrikaları ile Hacılar’da, Kayseri sanayinin temeli oluşturulmuş.

***

 (Tabi ki Hacılar demişken, bu beldeye ömrünü adayan ve 1968-1989 yılları arasında belediye başkanlığı yapan Halil Çavuşoğlu’nu yâd etmemek olmaz. Ferhat’ın aşkıyla gecesini gündüzüne katarak Erciyes’in eteklerinden kanal ve kemerlerle su getiren; bağlara, fizikî koşullardan dolayı zor olan ulaşım yollarının planlanması ve bu bölgeye elektriğin götürülmesi; insanların meslek sahibi olabilmesi için sanayiye ücretsiz otobüs seferlerinin konulması; Hacılar’a ilk olimpik kapalı yüzme havuzunun yapılması Halil Çavuşoğlu döneminde halkın hizmetine sunulmuş. Daha birçok hizmete öncülük eden Çavuşoğlu’nu rahmetle yâd ediyoruz.)

***

KALKINMADA AHİLİK TEŞKİLATI’NIN ÖNEMİ BÜYÜK

Hacılar’da kurulan Özel Organize Sanayi, daha sonra Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’ne katılarak 100’ün üzerinde fabrikayla faaliyetlerini perçinlemiş. Türk ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlayan İstikbal, Bellona, İpek, Fierra, Meşe, Kilim ve Poli Mobilya, / Merkez Çelik, HES Kimya, Akelyaf, Köseoğlu Sunta, Kayplas, Boyteks ve Elbak bunlardan sadece birkaçıymış.

Türkiye’nin en büyük (1993-2005 verilerine göre) birinci ve ikinci 500 sanayi kuruluşu arasında yer alan Hacılar kökenli firmalarının başarılı olmasının en büyük etkenlerinden olan bir temel veri gözden kaçırılmaktadır. O da Anadolu ve Kayseri’nin ticarî hayatının şekillenmesinde büyük rolü olan, Kayseri’de ilk fabrikayı, ilk işçi-esnaf ve iş insanları teşkilatını kuran ilim ve aksiyon adamı “Ahi Evran”ın 12’inci asrın sonlarında kurduğu “Ahilik Teşkilatı”dır.

Çünkü ticaret ve zanaatkârlığın esasları burada şekillenmiş, ahilik prensipleri uygulamalı olarak burada hayat bulmuş. Kadı Burhaneddinlerin, Şemseddîn Musa Kayserilerin, Şeyh Hamîdüddîn-i Velilerin, Hacı Bayram Velilerin, Akşemseddinlerin, Üftâde Muhammed Muhyiddinlerin, Azîz Mahmûd Hüdâyîlerin, Tâceddin-i Velîlerin, Seyyid Burhaneddinlerin manevî yansımaları ise bu yükselişin temel taşını oluşturmuş.

***

“LEN TUTUN ŞU TABELAYI...”

Yeri gelmişken Kayserililerin girişimciliğine dair bir anekdotu da aktarmakta fayda var. Yıl 1960’lar. Yeşilçam’ın ünlü jönlerinden Ahmet Mekin, Kayseri’ye bir filmin çekimi için gelir. Set, sanayiye yakın bir bölgede kurulur. Sete yakın dükkânlardan birisi de İstikbal’in üretildiği mekândır. Kamerayı gören “Boydak Grubu” kurucularından birisinin babası, “Len tutun, tutun şu tabelayı kameraya çevirin” diye heyecanla seslenir çıraklarına. Sonra da onlara, “100 kişinin aklında kalsa o bile yeter” der. İşte ticarete bu vizyonla bakan birinin “İstikbal”i bugün dünyanın değişik bölgelerinde milyonlarca kişinin aklında ve kullanımında. İstikbal, artık global bir marka. (18 Ağustos 2016 tarihinde FETÖ soruşturması kapsamında TMSF’ye devredilen Boydak Holding’in ismi Erciyes Anadolu Holding olarak değiştirildi.)

***

BU KRİZ KAYSERİ’Yİ TEĞET GEÇER

Akşam yemeğinde misafiri olduğumuz Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yalçın yaptığı açıklamada, üretimde rol model özelliklerinden tutun da, istihdama kadar bir çok konuyu anlatırken “müteşebbislik ruhu”nun fotoğrafını çekti. Ve çekilen fotoğrafın altına, “Kayseri insanı kazandığını doğduğu ve doyduğu topraklara yapar” imzasını attı.

Kayseri’de faaliyet gösteren KOSB İncesu Organize Sanayi Bölgesi, Mimar Sinan OSB ve Serbest Bölge olmak üzere 3 Organize Sanayi Bölgesi olmakla birlikte, kurulumu onaylanan Erciyes OSB ve Termal Tarım OBS bulunuyor.

Bu 3 Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) yapılan üretimde birinci sırada mobilyacılığın, ikinci sırada çelik kapı sektörünün, üçüncü sırada elektrikli ev aletleri imalatının ve dördüncü sırada ise tekstil ürünlerinin yer aldığını aktaran başkan Mehmet Yalçın, bu ürünlerin sadece Türkiye’ye değil, dünyanın birçok ülkesine ihracatının yapıldığını aktardı.

Bu açıklama ve piyasadaki donelere bakılırsa, ABD Başkanı Donald John Trump’ın dünyaya açtığı “ticaret savaşı” Kayseri’yi teğet geçer.

*

Maddî ve manevî mevzuları “yol hikâyesi” bağlamında biraz uzun tuttuk galiba. Fakat ne yaparsınız, bahsettiğiniz yer Kayseri olunca konuyu kısa bir fâsıla ile sonlandırmak mümkün olmuyor. Bu kadîm beldenin daha görmemiz ve anlatmamız gereken bağları, dağları, pınarları, gölleri birçok tarihî ve coğrafî zenginliği var.

TEFEKKÜR İKLİMİNE AÇILAN MANZARA

Gözümüzün önünden hiç kaybolmayan Erciyes’in eteklerindeki Kızıltepe’nin biraz ilerisindeki Lifos Dağı’nın önündeki bağlarda çiçeğe durmuş enva-i çeşit meyve ağaçları baharın neşesine eşlik ediyor. Dallarındakini cömertçe sunan meyve ağaçlarını görünce, insan bir anda kendisini dünyadaki cennet bahçelerinde zannediyor. Her adımda farklı bir ağaç, her adımda farklı bir tat; ekşi, tatlı ve acı birbirine karışıyor. Talas-Hasan Dağı ve Hisarcık-Kıranardı’ndaki dinlenme ve piknik tesisleri beyaz örtünün altında ayrı bir güzelliğe, Ali Dağı’ndan güneşin batışını tefekkür ederek seyretmek ise daha ayrı bir güzelliğe kapı aralıyor.

Kayseri Organize Sanayi, güneşin sönükleşen ve kar toplayan ışıkları altında altın sarısı gibi parıldıyor. Ve tepelerin ardından batan güneşle birlikte ortalık alacakaranlığa bürünüyor. Kayseri, dakikalar geçtikçe irili ufaklı lambaların ışıltısıyla âdeta “ateş böcekleri”nin kamp kurduğu bir sahraya dönüşüyor. Karanlıkta kalan bağ evlerinin bahçelerindeki saymakla bitirilemeyecek nimetlerin muhteşem seremonisi, bütün lafügüzafları bitirip, insanları tefekkür iklimine kilitliyor. Ta ki, batan güneşin Kayseri üzerinden tekrar doğuşuna kadar.

Bugün günlerden Cum’a. Namazımızı edâ etmek üzere Hunat Hatun Camii’ndeyiz.  Cum’a Hutbesi’nde yapılan dualar, kılınan namazlarla süslenip, tıpkı her kandilde Necmettin Nursaçan hocaefendinin teşvik ettiği gibi cemaat birbirine sarılıp Cum’a bayramını kutluyor.

 

ERCİYES’İN ZİRVESİNE TIRMANMA HAYALİ

İşte tepemizdeki Erciyes, yine efsunkâr bakışlarıyla bizleri süzüyor ve ilkbaharın ortasında kar toplayan zirvesine davet ediyor, “Ey yabancılar sizlerle de paylaşacaklarım var” diyor. Dağların hem mitolojik çağlarda, hem efsanelerde, hem de peygamberler tarihinde önemli bir yer tuttuğunu göz ardı etmeyerek, Erciyes’in bu çağrısına kulak vermemiz gerekiyor.

Cenab-ı Allah’ın da (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de Sînâ Dağı’na yemin ettiğini düşünürsek; dağların duruşlarıyla, ulaşılmaz doruklarıyla insanlığı hep cezbettiği aşikâr. Ruhumuza üflenen içgüdüyle; hem yalnızlaşmak, hem Yaratıcıya yakınlaşmak için bekli de en uygun yerlerdir zirveler.

İşte bu içgüdünün bizleri harekete geçirmesiyle, gözlerimizi 3917 metre yükseklikteki heybetli Erciyes Dağı’nın zirvesine dikiyoruz.

Hacıların sırtını dayadığı Erciyes’in üzerinde dolaşan bulutlara rağmen, Kartın Dağı’nın kenarından, bağ evlerinin içinden geçerek, eski su kemerlerinin aşağısından, yalçın kayaları saran kavak ormanlarının ve kar sularının şırıltılarını dinleyerek 2700 yükseklikteki Süt Donduran Mevkii’ne çıkma hayali kuruyoruz.

Evet, daha önce gerçekleştirdiğimizi şimdi hayal ediyoruz. Divan Edebiyatı’nın müstesna şairi Hayâlî’nin mısrâlarında ifade ettiği, “Geçmiş zaman olur ki, hayalî, cihan değer...” dizeleri eşliğinde geçmişi yâd ediyoruz.

MEDENİYETLERİN GEÇİT MERASİMİ YAPTIĞI BELDE

Şimdi, Süt Donduran’daki dağ evinde biraz dinlenip; zirveye ilerledikçe devleşen yalçın kayaların arasından geçmek, şırıl şırıl akan buz gibi kar sularından içmek, sis perdesinin arkasındaki Erciyes’in gizli sırlarını aşikâr etmek vardı. Bu sefer nasip değilmiş. Haberin ola başı dumanlı Erciyes, bir dahaki sefere Süt Donduran, olmadı Tekir Yaylası’ndan zirvene ulaşacağız.

Önümüzdeki Erciyes’in görüntüsü yavaşlatılmış bir film karesi gibi değişiyor. Tıpkı nazlı bir gelin gibi; bir karede bütün güzelliklerini ifşâ ederken, diğer bir karede naz eden çehresine sisten örülmüş şalını çekiyor.

Etrafı 30 kilometre çaplı, zirvesi 50 metre kalınlıkta buzullarla kaplı, İç Anadolu’nun en yüksek dağının zirvesine çıkamamanın hüznünü yaşayarak, değişik medeniyetlere ev sahipliği yapmış beton kokusu üzerine sinen 16 ilçeli (Kocasinan, Melikgazi, Talas, Hacılar, İncesu, Akkışla, Bünyan, Develi, Felahiye, Özvatan, Pınarbaşı, Sarıoğlan, Sarız, Tomarza, Yahyalı, Yeşilhisar), 711 mahalleli, 16 bin 970 kilometre kareli, 1 milyon 500 bin nüfusa sahip (1 milyon 200 bini merkezde yapıyor) kadîm büyük şehrin kalbine doğru ilerliyoruz.

SELÇUKLULAR ŞEHRE MÜHRÜNÜ VURMUŞ

Medeniyetlerin oluşmasında yolların önemli bir faktör olduğunu gözlemlediğimizde, bunlara tanıklık eden şehirlerden birisinin de Kayseri olduğuna tanıklık ediyoruz.

Hitit, Roma ve Bizans döneminde ulaşım ve ticaret yollarının Kayseri’den geçmesi bu şehri daima önemli kılmış. Kayseri’de Selçuklu döneminde yapılan kervansaraylar, Osmanlı dönemine ait hanlar ve derbent yerleri hâlâ tarihe ışık tutuyor.

Şehirlerin karakterini anlamaya çalışırken, İslâm geleneğinde şehirlerin iki önemli hususa dikkat edilerek kurulduğu göze çarpıyor. Birincisi “dinî esas”, ikincisi ise “ekonomik esas”. Bu gelenekleri Kayseri şehrinde aradığımızda; birincisinin Ulu Camii (Cami-i Kebir) civarında, ikincisinin ise Kapalı Çarşı’nın bulunduğu civarlarda tesis edilmiş olduğunu tahmin edebiliyoruz.

Bu özellikleriyle Kayseri, Selçuklular döneminde Anadolu’yu dünyaya bağlayan bir kavşak ve önemli ticaret merkezi hâline gelmiş. 12. ve 13. yüzyıllarda Pazarören köyünde 40 gün boyunca kurulan “Yabanlu Pazarı”, Kayseri’nin o tarihlerdeki önemini teyit etmektedir. Anadolu Selçukluları’ndan beri önemli bir merkez olan Kayseri, özellikle Anadolu Selçuklu Sultanı Birinci Alâeddin Keykubad döneminde inşa edilen dinî ve sosyal kurumlarla âdeta bölgenin parlayan yıldızı olmuş. 1243 Kösedağ Savaşı’ndan sonra bir süre Moğol esareti altında kalan Kayseri, daha sonraki dönemlerde Eratna Devleti, Kadı Burhaneddin Ahmed Devleti, 1398’de de Osmanlı Devleti’nin idaresine girmiş.

Bu dönemde kentte Türk, Ermeni ve Rum cemaati adıyla üç topluluk bulunuyormuş. İkinci Meşrutiyet’in ilanıyla iktidara gelen İttihat ve Terakki Partisi döneminde Kayseri’ye en önemli katkıyı Mutasarrıf Muammer Bey yapmış. 2 yıllık görev süresinde eğitim ve bayındırlık konularında bir hayli gayret göstermiş ve Kayseri’nin bugünlere gelmesinde önemli hizmetlerde bulunmuş.

***

KAYSERİ “BÜYÜK BULUŞMA”YA EV SAHİPLİĞİ YAPTI

Şimdi gelelim bizi 780 kilometre uzaklıktan tâ buralara kadar getiren sebebe. Efendim, Vali Gökmen Çiçek’in daveti, TİGAD’ın organizasyonu ile gerçekleştirilen “Kayseri Kültürel Gezi Programı ve Kent&Başkan Ödülleri” için erinmedik, yorulmadık davete icabet ettik.

*

Madem ki kent ve başkanlardan bahsediyoruz, Kayseri’nin yakın belediyecilik tarihine bir göz atalım. 14 Aralık 1988 tarih ve 20019 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan 3508 sayılı yasa ile Kayseri Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi statüsüne alınmış ve aynı yasa ile Melikgazi ve Kocasinan isimli iki belediyenin kurulması kararlaştırıldı.

Daha önce 2 metropol ilçeden oluşan Kayseri Büyükşehir Belediyesi, 23 Temmuz 2004 tarihinde yürürlüğe giren 5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunu ile 5 merkez ilçe (Kocasinan, Melikgazi, Talas, Hacılar, İncesu) olmak üzere 16 ilçeli (Akkışla, Bünyan, Develi, Felahiye, Özvatan, Pınarbaşı, Sarıoğlan, Sarız, Tomarza, Yahyalı, Yeşilhisar), 711 mahalleli, 16 bin 970 kilometre kareli Büyükşehir Belediyesi’nden müteşekkil hâle geldi.

Son sayımlara göre Kayseri’nin nüfusu yaklaşık 1 milyon 500 bin. Bu nüfusun 1 milyon 200 bini merkezde yaşıyor.

*

1994 ve 1998 yılları arasında Melikgazi Belediye Başkanlığı yaptıktan sonra, Doç. Dr. Şükrü Karatepe’nin (10 Kasım’da yaptığı konuşmadan dolayı, “halkı din farkı gözeterek kin ve nefrete tahrik”ten bir yıl hapis 420 bin lira para cezasına çarptırıldı) görevden el çektirilip hapse atılmasıyla Kayseri Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla boşalan başkanlığa 23 Haziran 1998 tarihinde seçilen ve bu görevi 2015 yılına kadar devam ettiren efsane belediye başkanı Av. Mehmet Özhaseki’nin Kayseri’deki yeri ayrı.

7 Haziran 2015’te yapılan genel seçimlerinde milletvekili adaylığından dolayı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden istifa eden Av. Mehmet Özhaseki’nin yerine 15 Şubat 2015 tarihinde Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na Mustafa Çelik seçildi. Arkasından ise 31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimler sonucu Dr. Memduh Büyükkılıç, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı nöbetini devraldı.

Dr. Memduh Büyükkılıç göreve geldiği günden beri “Her Şey Kayseri İçin” şiarıyla bir taraftan gönüllere köprü kurarak hemşehrilerinin konforlu yaşamı için 7/24 hizmet ederken, diğer taraftan ise Kayseri’yi geleceğe taşıyacak projelere imza atıyor. Büyükkılıç’ın Kayseri’ye olan sevdasını ise şu cümleler en güzel şekilde ifade ediyor:

*

Kayseri, 6 bin yıldır ticaretin kalbi olma özelliğinin yanında, dayanışma, birlik ve dirlik duygusunun yoğun yaşandığı bir şehir. Bu hasletlerin yaşandığı bir yerde doğal olarak aidiyet duygusu hizmetlere yansıyor.

Bu şehir, hayırseverler şehri...

Bu şehir, medeniyetler şehri...

Bu şehir, âlimler, veliler, dahası ilim ve bilim şehri...

Bu şehir, çalışan ve üretenlerin şehri...

Kayseri 1950’li yıllardan beri planlı gelişimiyle âdeta “rol model” özelliğinden taviz vermeden gelenekselliğini koruyarak modern dünyaya ayak uydurarak büyümeye devam ediyor.

1950’lerde Demokrat Parti’den belediye başkanı seçilen Osman Kavuncu’nun Alman mühendisler marifetiyle şehir planını oluşturarak bugünkü geniş cadde ve bulvarların hayata geçirilmesine vesile olmuş. İmar planından ödün vermeyerek bugün şehircilikte “rol model” olan Kayseri’yi marka şehir hâline getiren herkesi bu tören vesilesiyle bir kez daha minnetle yâd ediyorum.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var’ atasözünün hayat bulduğu bu şehirde ayrıştıran değil, 16 ilçeyi kucaklayan bir anlayışla çalışıyoruz. Hizmet belediyeciliğini önceleyen bir anlayışla elele, gönül gönüle köprüler kuruyoruz.

İşte bugün aldığımız ve takdim ettiğimiz ödüller,  bizi izleyen ve denetleyen halkımızın teveccühü, takdirinin tezahürüdür. Çıktığımız bu kutlu hizmet yarışında “Durmak Yok Yola Devam” şiarını bayrağı bizden teslim alacaklara en güzel şekilde teslim etmenin gayreti içerisinde olacağız.”

*

Başkan Büyükkılıç, Kayseri’ye misafir olanlara projelerini anlatırken büyük bir takdir topladı. “İşte misyon, işte vizyon, işte rol model belediyecilik buna denir” ifadeleri “belediyecilikte rol model” alınacak şehirlerden birinin Kayseri olduğunu bir kez daha tescil etti. Başkan bu teveccühler karşısında “Durmak Yok, Yola Devam” mottosunu bir kez daha yineleyerek törene damga vurdu.

***

“KENT&BAŞKAN ÖDÜLLERİ” SAHİPLERİNİ BULDU

Başarı hikâyelerini paylaşmaya, şehrinizin fark oluşturan projelerini daha geniş kitlelere ulaştırmayı amaçlayan “Kent&Başkan Ödülleri”, yaşam kalitesini artıran, şehirlerimize değer katan projelerin ortaya çıkmasında büyük bir önem taşıyor.

İlki 2018 yılında Bilecik’te coşkulu bir atmosferde gerçekleştirilen
Kent&Başkan Ödülleri” töreni daha sonra 2021’de Malatya’da arkasından ise 2022 ve 2023 yıllarında Kayseri’de gerçekleştirilmişti. Bu törene Kayseri üçüncü defa ev sahipliği yapmanın gururunu yaşadı.

Organizasyonunu Kent&Başkan Dergisi’nin gerçekleştirdiği, sunuculuğunu Meryem Nas’ın yaptığı “Kent&Başkan Ödülü” törenine katılan 82 belediye başkanına ürettikleri projeler sebebiyle ödülleri Radisson Blu Hotel Kongre Salonu’nda büyük bir katılımla tevdi edildi.

Belediyelerimizin şehirlerinde gerçekleştirdiği yenilikçi, sürdürülebilir ve topluma fayda sağlayan projeleri bu prestijli ödül için aday oldu. Türkiye genelinde tüm belediyeleri kapsayan “Kent & Başkan Ödülleri”nde söz hakkını kullanan kent insanı, şehirlerinde fark oluşturan projeleri online sistemiyle oyladı.

Ve büyük buluşmanın ardından “Kent&Başkan Ödülleri” 12 Nisan 2025 Cumartesi günü Radisson Bule Hotel Kongre Salonu’nda sahiplerini buldu.

Yapılan oylama sonucu “Kent&Başkan Ödülü”ne layık görülen ve Türkiye’nin dört bir yanından Kayseri’ye teşrif eden belediye başkanları, Türk Belediyeciliğinin gelişimine katkı sağlamanın yanında hizmetlerinin gururunu yaşamakla kalmayıp, “marifet iltifata tabidir” şiarıyla taltif edilmenin heyecanı yaşadı.

Radisson Blu Hotel Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhan Çetinsaya’nın ev sahipliği yaptığı törende, ürettikleri birbirinden güzel projeleriyle ödül almaya hak kazanan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, Amasya Belediye Başkanı Turgay Sevindi,  Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun başta olmak üzere 82 belediye başkanına ödül verildi.

Alkışlar arasında ödüllerini alan bütün başkanları hem hizmetlerinden, hem de ödülle layık görülen projelerinden dolayı tebrik ediyoruz.

HÂMİŞ:

Bir taraftan program devam ederken, diğer taraftan gün geceye dönerken Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ve çok sayıda belediye başkanını aynı safta, aynı makamda, aynı niyazda. “Halka hizmet, Hakka hizmettir”in yolu Her Şeyin Sahibi olana biat etmekten başka ne olabilir ki...

Yarın devam edelim, inşallah.

Kayseri-3