Beş ay içinde 6214 sokağın birçoğuna Türk büyüklerinin adlarını vererek otuz sekiz haritadan meydana gelen bir rehber hazırladı.
Beş ay içinde 6214 sokağın birçoğuna Türk büyüklerinin adlarını vererek otuz sekiz haritadan meydana gelen bir rehber hazırladı.
Türkiye’de çağdaş belediyecilik çalışmalarını başlatan, biri
Osman Nuri Ergin, Osmanlı-Türk şehircilik ve belediyecilik tarihinin güncel
işleyişini ülkemizde ilk defa bilimsel olarak inceleyip Türk belediyecilik
anlayışına büyük hizmetleri olan biridir. Osman Nuri Ergin, belediyeciliğin,
şehir tarihçiliğinin, eğitim tarihi çalışmalarının ilk mimarlarındandır. Osman
Nuri Ergin’in bu alanda bilinen en önemli eseri, Mecelle-i Umûr-ı Belediyye
adlı çalışmasıdır. Türkiye belediyecilik tarihi ve belediye uygulamalarıyla
ilgili olan bu çalışma, İstanbul şehir tarihçiliği açısından da ana kaynakların
başında gelmektedir. Başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, diğer
belediyelerimiz de bu eserin ortaya koymuş olduğu temel esaslar üzerine
çalışmaktadır.
İSTANBUL’UN SOKAK VE CADDELERİNİN İSİM BABASI
Tarihin bazı önemli noktaları var, dönüm noktaları da
deniyor, farkında olmadan orada olmak ayrı bir anlam taşıyor. Bir şehrin
isminin şerh edildiği bir zaman diliminde yaşamak, İstanbul’un anlamlarının
altına imzasını atmak Osman Nuri Ergin’e nasip oldu. Altı bin iki yüz küsur
sokağın isim babası olmak, şehrin binlerce detayına sirayet etmek demek. Osman
Nuri Ergin de kendi kuşağından birçok kıymetli ismin bugün hâlâ isimleri ve
yaptıklarıyla anılmasına sebep olan, bir ara dönemde yaşamış olmasıyla
hafızamıza kazınan isimlerden. 20 Nisan 1859 tarihli bir nizamname ile
İstanbul’un sokakları isimlendirilmeye başlanmıştı ve o isimleri gösteren
levhalar sokaklara asılıyordu. Öncesinde muhit ve civar olarak tarif edilen sokaklar,
artık bir isme sahipti, sorun şu ki isimler mükerrerdi, onlarca Çeşme Sokak ve
Tekke Sokak vardı. Bu ilk isimlendirme girişimi 1900’lerin başındaki İstanbul
görünümüne dâhil olan tabelalarla kayıtlı: Üstte Fransızca altta Osmanlı
Türkçesi olarak yazılı sokak levhaları Tanzimat’tan sonra şehirlerin yönetimi
şehremanetlerine geçer ve bu kurumsallaşma şehirlere adım adım yeni bir form
kazandırır. (Kaynak: www.bilalalkan.com )
ÇÜNKÜ OĞLU KİMYAGER
Osman Nuri Ergin, 5 Temmuz 1961’de, uzun yıllar oturduğu
Fatih Kimyager Sokak’taki evinde vefat etmiş. Kimyager Sokak’ın eski ismi
Değirmen Sokak. O dönemde pek çok değirmen sokak olduğu için Ergin bu sokağın
ismini değiştirmiş, sokağa da oğlu kimyager olduğu için Kimyager Sokak ismini
vermiş. Sokağın ismi hâlâ aynı. Bina da duruyor, yenilenmiş -belki de fazla
yenilenmiş, uzmanlarına sormak lazım- haliyle ama bana fena göründü, yeniden
yapılmış gibi. (https://www.herumutortakarar.com/osman-nuri-ergin-...
İSTANBUL İÇİN NELER YAPTI?
*İstanbul Vilâyet Mektupçuluğu görevini sürdürürken
İstanbul’un fethinin 500. yıl dönümü hakkında bazı neşriyatta bulunmak üzere
bir kısım çalışmalar yaptı.
*Şehremâneti’ndeki son görevi belediye mektupçuluğudur.
Osman Ergin 1929 yılında İspanya’da düzenlenen Milletlerarası Belediyeler
Kongresinde Türk belediyeciliğini temsilen bu toplantıya katılmıştır. Bu
toplantıdaki gözlemlerini ve sunumlarını içeren bir dizi makaleyi, editörlüğünü
yapmış olduğu İstanbul Şehremâneti Mecmuasıꞌnda
yayımlamıştır.
*46 yıl hizmetten sonra yaş haddi dolayısıyla 1947
Temmuz’unda emekli oldu. Osman Nuri Ergin 1947 yılında İstanbul Muallimler
Birliği tarafından hizmetlerinden ötürü fahri üyelik ile ödüllendirildi.
*İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı’nın kurulması onun
gayretiyle gerçekleşmiş, büyük bir titizlikle topladığı çoğu yazma 11.000
ciltten oluşan kitaplarını bu kütüphaneye bağışlamıştır. Kitaplarının 4000
cildi tasavvufa dair olup bunların 2025’i el yazmasıdır.
*1927’de ilk nüfus sayımına karar verildiğinde İstanbul
sokaklarına isim vermekle görevlendirildi. Beş ay içinde 6214 sokağın birçoğuna
Türk büyüklerinin adlarını vererek otuz sekiz haritadan meydana gelen bir
rehber hazırladı.
TASAVVUFU SEVDİRDİ
Osman Nuri Ergin yayımladığı eserlerle Türk toplumunda
tarihî kopukluğa, nesiller arası yozlaşmaya ve yabancılaşmaya engel olmaya
çalışmıştır. Türk kültür ve irfan hayatının inançlı bir savunucusu olan
Ergin’de içe dönük bir inanç adamlığıyla, maddeyi insana hizmet için yeniden
biçimlendiren olgun bir demokrat insan kimliği iç içedir. Osman Nuri taassubun
iki yanlı olduğunu söylemiş, aşırı yenilikçi Batıcılarla aşırı muhafazakârları
birbirinin fikrine saygı duymaya çağırmıştır. Sahip olduğu hoşgörüyü tasavvuf
terbiyesinden, demokrat kimliği de aşağıdan yukarıya giden sivil yapılanmayı
göz önünde tutan iş ve icraat adamlığından alan Ergin’in şahsında görülen bu
hareket tarzı, günümüzdeki meselelerin ve kimlik bunalımının aşılmasını
sağlayabilecek bir Türk çözümüdür denilebilir. Osman Nuri bir Türk tarihi
âşığı, İstanbul’a severek hizmet vermiş bir hemşeri, belediye hizmetleriyle
insana ulaşmayı amaç edinmiş bir halk adamıdır. (Kaynak:
https://islamansiklopedisi.org.tr/ergin-osman-nuri...
OSMAN NURİ ERGİN KİMDİR?
Ord. Prof. Dr. A.Süheyl Ünver, Osman Nuri Ergin hakkında
yazdığı makalesinde şöyle demektedir: “Onun prensibi budur: Milletten gelen
yine millete dönmelidir ki bu dolabın suyu tükenmesin. Devlet ve millet
hazinesi yalnız başka maksatlar için soygunculuk kaynağı değildir. “Madem ki
millet bizi yetiştirdi, biz de onu yetiştirmeliyiz” prensibi dairesinde yaşayan
bir tip insanın da Osman Ergin baş mümessili olmuştur diyebiliriz.
Osman Nuri Ergin Malatya’da Pütürge kazasının İmrûn1
Köyü’nde 1883 tarihinde dünyaya geldi. Babası rençber Hacı Ali Efendi’dir. Hacı
Ali Efendi’nin nerede, ne zaman doğduğu belli değildir. Köyünde çiftçilik yapan
Hacı Ali Efendi, ticaret maksadıyla birçok yeri dolaşmış, döneminde yapılan
modern çiftçilik çalışmalarını takip etmek için Romanya Dobruca’ya kadar geniş
bir sahada geziler yapmıştır. Daha sonra İstanbul’a gelmiş ve gayrimüslim bir
vatandaşla ortak olup, ticaret hayatına başlamıştır. Ticari hayatında
biriktirdiği sermayesinin bir kısmı ile bir kahvehane açmıştır. Hacca gitme
arzusuyla ayrıca bir miktar para biriktiren Hacı Ali Efendi, ortağının teşviki
ile Hacca gitmekten Vazgeçmiş, köydeki oğlu Osman’ı İstanbul’a getirip okutmaya
karar vermiştir..
ONUN ADI VERİLEN ESERLER
İstanbul’un Güngören ilçesi Genç Osman Mahallesi’nde bulunan
Osman Nuri Ergin Kütüphanesi 2002 yılında hizmete sunuldu.