Suudi Arabistan'dan diplomatik atak
‘’Ortadoğu’’ olarak tanımlanan bölge, insanlık tarihinde birçok farklı kavmin ve kültürün bir arada yaşadığı ve medeniyetlere ev sahipliği yaptığı yerdir. Bu bölge tarih boyunca, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam gibi ilahi dinin kesişim noktası olmuştur. Hâlen dünyanın en önemli mabetlerini bünyesinde barındıran kadim ve önemli bir coğrafyadır.
Tarihte, İskender’den Haçlılara kadar birçok kez bu
topraklar işgal edilmiş ve petrolün keşfinden sonra da batılı emperyalist
güçlerin hedefi olmuştur. Bölge halkları kimi zaman etnik, kimi zaman mezhep
nedeniyle kardeş kavgalarına, ihanetlere itilerek, psikolojik travmalara sahne
olmuş kan ve gözyaşı hiç eksik olmamıştır.
Ancak toplumların her zaman tek bir yöne doğru gidildiği
görülmemiştir. Ne geçmiş yekparedir ne de gelecek yekpare olacaktır. Örneğin
Suudi Arabistan düne göre, bugün Türkiye’yle daha iyi ilişkilere sahiptir. Keza
komşusu İran ile yeniden diplomatik ilişkileri geliştirdi.
Halkı Müslüman ülke liderleri, dış güçlerin kışkırtmalarına
kulak asmayıp birbirleriyle diyalog içinde olmaları, uluslararası alanda onlara
hareket kabiliyetini sağlayacaktır.
Nitekim Suudi Arabistan, geçtiğimiz hafta sonu Rusya-Ukrayna
krizini çözmek için bir toplantıya ev sahipliği yaptı ve 40’tan fazla ülkenin
temsilcisini bir araya getirdi. Demek ki Suudi Krallığı, Türkiye ve diğer halkı
Müslüman ülkelerle daha iyi ilişkilere sahip oldukça, bölgesel konularda daha
aktif olabiliyor.
Devletlerarası ilişkilerin daha karmaşık bir hâl aldığı
günümüz dünyasında, savaş yerine barışı savunmak oldukça kıymetlidir. Savaşın
tek kazananı savaştan menfaat elde edenlerdir. Bu bakımdan Suudi Arabistan’ın
bu diplomatik atağı dikkate değer bir girişimdir.
Suudi Arabistan, Ukrayna savaşına ilişkin, başlattığı
diplomatik atak ile hem bozulan imajını düzeltmek hem de bölgesel konularda
daha etkin olmak için iyi bir fırsat yakalamıştır. Bu fırsatın iyi
değerlendirilmesi ancak iyi bir kamu diplomasinin yürütülmesine bağlıdır.
Zira bir ülkenin sahip olduğu ekonomik gücü, iletişim
kanalları, kültürel zenginlikleri onun dışarıya karşı oluşturduğu imajının
tamamlayıcı unsurudur. Suudi Arabistan’ın başlattığı bu diplomatik atağın
devamını getirip getiremeyeceğini süreç içinde göreceğiz.