Netanyahu 21. yüzyılın Hitler'idir
Netanyahu, 21. yüzyılın ‘’Hitler’i, İsrail, ırkçı bir
devlet ve Hükümeti ise, faşisttir. Zira mevcut İsrail Hükümeti, Yahudilerin
dışındaki her milleti köle, kendilerinin ise, seçilmiş bir millet olarak görür.
Bu nedenle Filistin’de devam eden çatışmaların sorumlusu, Netanyahu Hükümetinin
faşist uygulamalarıdır.
Elbette İsrail, ABD’nin sahip olduğu gücünün
avantajlarından faydalandığını unutmamak gerekir. Zira İsrail, kuruluşundan
beri Filistin Halkına karşı sürdürdüğü zulmü, ABD’ye güvenerek yaptı ve yapmaya
devam etmektedir.
Filistin Halkı, yıllarca acısını içine akıttı ama ABD
medyası bunu görmedi. Hatta ABD medyası, halkını doğru bilgilendirmek için
değil, İsrail lehine algıları yönlendirmek veya şekillendirmek için kullandı ve
hâlâ da kullanmaya devam etmektedir.
Böylece batılı halklar, akşam yemeği sırasında, Filistin’de,
İsrail saldırılarıyla ekranda kayıp giden çocukların, kadınların, masum
insanların ölümlerine alıştırıldı. Yıllarca İsrail uçaklarının bombalarıyla evleri
başına yıkılan, bedenleri havaya uçan Filistinlileri, kahvesini yudumlayarak
izlediler.
Bu yazıyı Hollanda’nın Başkenti Amsterdam’dan yazıyorum, hakkaniyet
adına belirtmem gerekir ki; batının bütün yalan haber ve propagandasına rağmen,
Netanyahu Hükümeti’nin işlemiş olduğu vahşete alışmayan, yüreğinde acı duyan
insanlar az da olsa vardır. Bunu burada somut olarak gördüğümü dürüstçe ifade
etmeliyim.
Ancak batının ana akım medyasının tavrı devamlı işgalci
İsrail’i haklı gösterme çabasındadır. Sürekli tekrarladıkları klişe ‘’İsrail’in kendini savunma hakkı var’’ diyorlar.
Bu klişeyi tekrarlayan New York Times yazarına: ‘’Peki, Filistinlilerin
yaşama hakkı yok mu?’’ sorusunu yöneltmiştim. Ama şimdiye kadar tutarlı bir
cevap veremedi.
Aziz Augustine, Büyük İskender’in esir aldığı bir korsanın
hikâyesini anlatır. Batı medyasının ve siyasetçilerinin bu çifte standart tavrı,
bana o hikâye hatırlatır. Hikâye kısaca şöyledir. İskender korsana ‘’hangi cesaretle denizlerde saldırganlık
yapabildin?’’ diye sorar. Korsanın cevabı kısa ama son derece zekicedir: ‘’Peki, sen hangi cesaretle tüm dünyaya
saldırabildin?’’ diye cevaplar ve korsan konuşmasını şöyle sürdürür: ‘’Ben sadece küçük bir gemiye sahip olduğum
için korsan diye adlandırılıyorum sense aynı şeyi çok büyük bir donanmayla
yaptığın için imparator olarak adlandırılıyorsun’’ der.
Kaldı ki Filistin’de İsrail sorunu tam olarak hikâyede
anlatıldığı gibi değildir. Çünkü Filistin’de korsan da, saldırgan da
İsrail’dir. Sadece batının çifte standart tavrını vurgulamak için örnek verdim.
Zira İsrail, her türlü modern silahı kullanarak Filistin topraklarını işgal ediyor,
insanlarını katlediyor uluslararası hukuku hiçe sayıyor. Bütün işlenen bu
vahşete rağmen İsrail, devlet kabul edilirken, topraklarını savunan
Filistinliler ‘’terörist’’ görülüyor. Bu nasıl vicdan, bu nasıl bir ahlak, bu
nasıl bir adalet anlayışıdır?
Tekrar ediyorum: Netanyahu, 21. yüzyılın Hitler’idir.
Temsil ettiği zihniyet ise, faşist Nazi zihniyetinden hiçbir farkı yoktur. Unutulmamalıdır
ki bu zihniyet sadece Filistin halkı için değil, barıştan yana olan Yahudiler
dâhil olmak üzere tüm insanlık ailesi için büyük bir tehdittir.
Bu nedenle ya tüm insanlar, bu vahşi zihniyeti yok etmek
için dayanışma içinde olacak, ya da bu zihniyet, insanlığın huzurunu yok etmeye
devam edecektir. Şimdilik Hollanda’nın Başkenti Amsterdam’dan, güzel ülkemin
güzel insanlarına selam ve sevgiler.