Ateşkesin adı kaldı, Gazze haritadan siliniyor. İşgalci İsrail, dünyanın gözleri önünde sistematik bir soykırımı adım adım yürütüyor. Ne Batı’nın sesi çıkıyor, ne İslam dünyasının eli kımıldıyor.
Ateşkes dediler.
Ama ateş hiç kesilmedi.
Daha doğrusu, ateşin yalnızca şekli değişti. Bombaların yerini açlık aldı. Gazze, şimdi bombaların altından çıkan yıkıntılar arasında nefes almaya çalışırken, çocuklar bir lokma ekmek, bir damla su için can veriyor.
Bu bir savaş değil. Bu, modern çağın kameralar önünde yürütülen en planlı, en sistematik soykırımıdır.
Hastaneler yok. Okullar yok. Fırınlar yok. Elektrik yok. Temiz su yok.
Ama hedef belli: Bir halkı yok etmek.
Tarihini, kültürünü, çocuklarını, umutlarını yok etmek.
İsrail artık diplomatik bir devlet değil, katliamı yönetme mekanizmasına dönüşmüş bir savaş organizasyonudur.
Ve bunu yaparken de arkasına aldığı tek şey, dünyanın utanç verici suskunluğudur.
Sözde medeni Batı, yine demokrasi nutukları atarken, Gazze’de çocuklar açlıktan ölüyor.
ABD, “İsrail’in kendini savunma hakkı” diyerek, soykırımı meşrulaştıran bir dille konuşuyor.
Avrupa Birliği, insani yardımı dahi oyalıyor.
Birleşmiş Milletler ise kelimenin tam anlamıyla felç olmuş durumda.
Ancak en acı olanı şu:
İslam dünyası da sessiz.
Bir iki kınama, bir iki çağrı… Gerisi içi boş diplomatik cümleler.
Gazze yanarken, birileri hâlâ enerji anlaşmaları yapıyor, normalleşme masaları kuruyor.
Kudüs suskun, Mekke suskun, Kahire suskun.
Ve bu suskunluk, tarih boyunca dinmeyecek bir utancın adı olarak kalacak.
Türkiye ise bu süreçte vicdanın sesidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İsrail bir terör devletidir” çıkışı, sadece siyasal bir duruş değil; aynı zamanda milletimizin yüzyıllardır taşıdığı adalet mefkûresinin bir yansımasıdır.
Ancak yetmez.
Zira artık diplomatik kınamaların değil, kararlı ve somut adımların zamanı gelmiştir.
İsrail’le ticaret yapan herkesin bu katliama ortak olduğunu bilmeliyiz.
Gazze’de çocuklar açlıktan ölürken, hiçbir Müslüman ülke ekonomisini “ticari denge” bahanesiyle aklayamaz.
İslam ülkeleri ya bu soykırıma ortak olacaklar ya da tarihi bir direnişin öncüsü. Başka bir ihtimal kalmamıştır.
Bugün Gazze sadece coğrafi bir bölge değil; insanlığın aynasıdır.
Kim susuyor, kim konuşuyor…
Kim yardım ediyor, kim sırtını dönüyor…
Kim dua ediyor, kim pazarlık yapıyor…
Hepsi, tarihin defterine birer not olarak düşülüyor.
Ey dünya,
Ey ümmet,
Ey karar sahipleri…
Gazze yok olursa, sadece bir şehir değil, vicdanın kendisi yok olacak.
Unutmayın:
Çocukların öldüğü yerde ateşkes olmaz.
Açlığın silah olarak kullanıldığı yerde barış olmaz.
Ve zulmün karşısında susan herkes, zalimin safındadır.
Gazze yanıyor.
Ve eğer biz bu yangını söndürmezsek, bir gün bu ateş hepimizi yakar.