Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’in geçtiğimiz günlerde (8 Mart Salı günü), Star Gazetesi’nde Açık Görüş’te “Millî bir mesele olarak Maarif Modeli” başlıklı yazısı yayınlandı. Hem bir eğitimci hem bir okur hem de millî meseleleri kendine dert edinen bir vatandaş olarak Sayın Tekin’in yazısının üzerinde epey durup, önemseyip, satır satır okudum.

Yazının detaylarına geçmeden ve izlenimlerim ile birlikte görüşlerimi bu satırlardan sizlerle paylaşmadan önce açıkça söylemeliyim ki Yusuf Tekin’in köşe yazılarını özlemiştik. Müsteşarlık döneminden beridir yazmadığı köşe yazılarını, yaklaşık 8 yıl aradan sonra tekrardan görüp, okumaktan mutluluk duyduk. Bakan Bey’in ağızda böyle güzel bir tat bırakan, okurların ufkunu açan, eğitime dair güzel bir vizyon çizen, ilham kaynağı olup eğitimcileri şevke getiren, eğitimcilerde özveri ve gayret ile birlikte motivasyon ve hedef odaklı bir enerji ortaya çıkaran bu tür yazıları eminim ki öğretmen arkadaşlar daha sık görmek isterler. Belki de bu bir gelenek haline de gelebilir Sayın Yusuf Tekin aracılığı ile. Bundan sonraki her milli eğitim bakanı, görev süresi boyunca ajandasında yer alıp hayata geçirmek istedikleri ile ilgili, kendine dert edindiği, dava haline getirdiği görüş ve düşüncelerini makaleler halinde okurlara, eğitimcilere duyurabilir. Böyle bir geleneğin mimarı da Yusuf Tekin olabilir.

Bir köşe yazısı olarak yazılabilecek kadar bu konuyu neden önemsedim biliyor musunuz sevgili okurlarım, değerli eğitimciler? Şimdi bir öğretmenin ufku, penceresinde görebildikleri, eğitime dair hedefleri, kendine dert edindiği konular ile aynı öğretmenin okul müdürü veya il/ilçe milli eğitim müdür olması halinde ki ufku, görebildikleri, eğitime dair hedefleri, dert edindiği konular, vizyonu çok değişmiş, gelişmiş ve geniş alana yayılmış, çok daha kuşatıcı, çok daha ileri ve çok daha etkileyici olur. Makamlar, mevkiler, roller değiştikçe gördükleri, düşündükleri ve hatta etki edebileceği alanlar da değişir. Bu nedenle bir kişi sıradan bir öğretmen iken yazabileceklerinin etkisi, vereceği ilham, sunacağı perspektif ile bu öğretmenin okul müdürü ya da il/ilçe milli eğitim müdür olması halinde yazacağı yazıların etkisi, vereceği ilham, sunacağı perspektif aynı olmayacaktır. Çok daha güçlü, çok daha etkileyici, değişimin oluşmasında çok daha kilit rol oynayacaktır. Bu nedenle Akademisyen iken ki Yusuf Tekin’in köşe yazıları ile Milli Eğitim Bakanı iken ki Yusuf Tekin’in köşe yazıları aynı etkiyi oluşturmaz. Aynı kişinin aynı kaleminden çıkan yazılar olabilir ama artık ufuk genişlemiş, dert edindiği konular artmış, Sayın Tekin Bakan olması ile birlikte illa ki heybesine çok daha fazla şeyler katmıştır. Ve bu nedenle yazacağı yazıların ağızda bırakacağı tat, akılda bırakacağı feyiz, ruhlarda bırakacağı tesir çok daha fazla olacaktır.

Ayrıca Bakan Bey bir yandan siyaseten verdiği mücadele ile maarif davasında bir model oluşturmaya çalışır iken kalemi ile yazacağı yazılar ile de bu sürece çok büyük katkı sunabilir. Bir akademisyenin yazıları mı daha çok insan tarafından merak edilir, okunur, tartışılır ya da hayata geçirilir yoksa bir milli eğitim bakanının mı? Elbette ki Bakan iken daha çok kişi merak eder, okur, tartışır ve yazının etkisi daha geniş kesimlere ulaşır. Türkiye’de şu an yüzlerce ve hatta binlerce akademisyen var ama Milli Eğitim Bakanı bir tanedir. Bu nedenle söylemleri daha çok merak edilir ve söylemlerinin etkisi daha fazla olur. Bunlar sadece benim görüşlerim değil, çevremdeki pek çok insanın da görüşü aynı zamanda. Bu nedenle yeri gelmiş iken pek çok okur adına Bakan Bey’e seslenmiş olalım; yazılarınızı, makalelerinizi daha çok görmek, okumak, istifade etmek istiyoruz Sayın Bakanım. Kaleminize ve kelamınıza güç kuvvet dileriz efendim…

Ayrıca, Bakan Bey’in yazdığı “Milli bir mesele olarak Maarif Modeli” başlıklı yazısını arşivden bulup okumanızı önemle tavsiye ederim sevgili okurlar. Haftaya Bakan Bey’in yazdığı bu yazıda söylediklerine dair görüşlerimi, yazacağım inşallah. Allah’a emanet olun. Hayırlı ramazanlar.