Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Kasım 2024

​Trump'ın Dönüşü ve Altın

ABD’de Donald Trump’ın başkanlık seçimlerini kazanarak Beyaz Saray’a dönüşü, sadece Amerikan iç politikasında değil, küresel ekonomik dengelerde de önemli bir dalgalanma yarattı. Trump’ın ilk başkanlık dönemi, ekonomi politikalarındaki alışılmadık hamleler ve ticaret savaşlarının tetiklediği belirsizliklerle hatırlanıyor. Bu dönemde altının güvenli liman rolü, jeopolitik ve ekonomik endişelerle birleşerek önemli ölçüde ön plana çıkmıştı. Bugün de benzer bir dönemin kapıda olduğu yönünde güçlü işaretler var.

Trump’ın İlk Başkanlık Döneminde Altın

2017-2021 yılları arasında Trump’ın izlediği ekonomi politikaları, küresel piyasalar üzerinde derin etkiler bıraktı. Özellikle Çin ile yaşanan ticaret savaşları, küresel büyüme beklentilerini sarsarken güvenli liman talebini artırdı. Bu süreçte, altının ons fiyatı 2018’de 1.200 dolar seviyelerinden 2020’de 2.000 doların üzerine çıkarak tarihi bir rekora imza attı. COVID-19 pandemisinin yarattığı ekonomik tahribat ve Trump yönetiminin genişlemeci politikaları da altının yükselişinde etkili oldu.

Trump’ın ekonomik vizyonu, düşük vergiler, deregülasyon ve yüksek büyüme hedeflerine dayanıyordu. Ancak bu yaklaşımın, uzun vadeli yapısal sorunları çözmek yerine kısa vadeli riskleri artırdığı yönünde eleştiriler yapıldı. Bu riskler, özellikle küresel piyasalarda doların dalgalanmasına ve ABD ekonomisine yönelik endişelerin artmasına yol açtı. Altın, bu belirsizliklerin tam ortasında değer kazandı.

2024 ve Sonrası: Altın İçin Ne Bekleniyor?

Trump’ın ikinci başkanlık dönemine başlamasıyla birlikte altın fiyatlarının yeni bir döneme gireceği aşikar. Şu anda altın, seçim sonrası haftada yüzde 4,41 değer kaybederek 2.566 dolara gerilemiş durumda. Ancak geçmiş deneyimler, Trump yönetiminin orta vadede altının fiyatını tekrar yukarı yönlü baskılayabileceğini gösteriyor. Bunun birkaç temel nedeni var:

1. Ticaret Gerilimleri:

Trump’ın dış politika yaklaşımının yeniden gündeme gelmesi bekleniyor. Özellikle Çin ile ilişkilerde yaşanabilecek olası gerilimler, küresel ticarette belirsizliği artırabilir. Bu durum, altına olan talebi yeniden yükseltebilir.

2. Fed’in Bağımsızlığı ve Faiz Politikaları:

Trump’ın ilk döneminde Fed’e yönelik sert eleştirileri, piyasaları sarsan unsurlar arasındaydı. İkinci döneminde de benzer bir yaklaşım sergilemesi halinde Fed’in faiz kararları üzerinde siyasi baskı oluşabilir. Bu, doların değerini etkilerken altın fiyatlarına destek sağlayabilir.

3. Küresel Jeopolitik Riskler:

Orta Doğu ve Asya-Pasifik’te artabilecek gerilimler, altının güvenli liman özelliğini bir kez daha öne çıkarabilir. Trump’ın daha agresif bir dış politika izlemesi, jeopolitik risk primini artırarak altın fiyatlarını destekleyebilir.

Geleceğe Dair Bir Vizyon

Trump’ın başkanlığının ikinci dönemi, küresel ekonomide dalgalı bir seyir vaat ediyor. Kısa vadede piyasalarda iyimserlik ve büyüme beklentileri baskın gelse de, orta ve uzun vadede belirsizliklerin derinleşmesi olası görünüyor. Bu süreçte, altının yeniden 3.000 dolar seviyelerini test etmesi sürpriz olmayabilir.

Trump yönetiminin ekonomi politikalarının merkezine koyacağı unsurlar, yalnızca ABD iç piyasalarını değil, küresel yatırım stratejilerini de şekillendirecektir. Yatırımcılar için bu dönemde portföylerini çeşitlendirmek ve altını stratejik bir varlık olarak değerlendirmek önemli hale gelebilir.

Sonuç olarak, Trump’ın dönüşü, küresel ekonomi için hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor. Altın, bu dinamiklerin ortasında bir kez daha güçlü bir güvenli liman olma rolü üstlenebilir. Ancak bu, yalnızca jeopolitik ve ekonomik belirsizliklerin değil, aynı zamanda Trump yönetiminin politikalarının ne denli öngörülebilir olduğuna da bağlı olacaktır. Piyasalar, geçmişteki dersleri unutmadan, geleceği dikkatle şekillendirmek zorunda.