Dünya siyaseti hızla değişiyor, uluslararası sistem yeni bir rota arayışına girerken devletler arasındaki mücadelenin şiddeti de giderek artıyor. Soğuk Savaş sonrasındaki tek kutuplu düzen, çok kutuplu ve dinamik bir yapıya dönüşüyor. Bu dönüşüm sürecinde Türkiye’nin hem yurtiçinde hem de uluslararası arenada attığı adımlar büyük önem taşıyor ve dikkatle izleniyor.
Yeni Küresel Düzen: Devletler Arası Mücadeleye Dönüş
Yeni küresel düzende terör örgütlerine yer yok. Artık devletler, çıkarlarını koruma noktasında terör örgütlerini kullanmaktan vazgeçerek, doğrudan güç mücadelesine yönelmiş durumda. Bunun en somut örneklerinden biri, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş ve İsrail ile İran arasındaki jeopolitik çekişmedir. Bu iki cephede de devletler, arka plandaki vekil güçlerden ziyade doğrudan karşı karşıya gelerek çıkarlarını savunma yolunu tercih etmektedir.
Türkiye de bu yeni konjonktürde, kendi güvenliğini sağlama ve bölgesel istikrarı koruma amacıyla kararlı bir mücadele yürütmektedir. Terörle mücadelede yeni bir döneme girilirken, Türkiye’nin stratejik hamleleri küresel düzlemde de yankı buluyor.
PKK ve Terörle Mücadelede Yeni Dönem
Son dönemde terör örgütü PKK’nın silah bırakma sürecine girmesi, yaşanan gelişmelerin rastlantı olmadığını gözler önüne sermektedir. Uluslararası güç dengelerinin değişmesi ve terörle mücadelede küresel iş birliğinin artması, PKK gibi örgütlerin hareket kabiliyetini ciddi şekilde sınırlandırdı. Bu süreçte Türkiye, gerek askeri operasyonlar gerekse diplomatik girişimlerle terörle mücadelede aktif bir rol üstlendi.
Ancak bu sadece PKK ile sınırlı kalmayacak gibi görünüyor. Türkiye’nin kararlılığı, diğer sol terör örgütlerini de kapsamaktadır. MLKP, Troçkistler, TKP, TKEP/L, TİKB/B, TKİP, DSİH ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin de yakın zamanda kapsamlı operasyonlarla hedef alınacağı sinyalleri gelmektedir. Bu durum, Türkiye’nin terörle mücadeledeki kapsamlı yaklaşımını gözler önüne sermektedir.
Türkiye’nin Güvenlik Stratejisi: Çok Boyutlu Yaklaşım
Türkiye’nin terörle mücadelesinde benimsediği strateji çok boyutlu bir yapıya sahiptir. Bu strateji; askeri operasyonlar, istihbarat faaliyetleri, diplomatik temaslar ve kamuoyu bilinci oluşturma gibi unsurları bir arada yürütmektedir.
Özellikle Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Pençe serisi operasyonlar, terör örgütlerinin Türkiye sınırına yaklaşma çabalarını boşa çıkarmıştır. Bu süreçte, güvenlik birimlerinin koordineli çalışmaları ve istihbarat paylaşımı, operasyonların etkinliğini artırmıştır.
Dünya Kamuoyunda Değişen Algı: Teröre Sıfır Tolerans
Terörle mücadelede Türkiye’nin attığı adımlar, sadece iç güvenlik açısından değil, küresel anlamda da yankı bulmaktadır. Özellikle Batılı ülkelerde terör saldırılarının artışı, terörle mücadelede ortak bir zeminin oluşmasına katkı sağlamıştır. Avrupa ve ABD gibi ülkeler, terörle mücadelede Türkiye’nin kaygılarını daha fazla dikkate almaya başlamış, bazı ülkeler terör örgütlerine verdikleri desteği gözden geçirme yoluna gitmiştir.
Türkiye’nin NATO ve diğer uluslararası örgütler nezdindeki girişimleri, güvenlik kaygılarının uluslararası düzlemde daha iyi anlaşılmasına olanak tanımaktadır. Aynı zamanda bölgesel iş birlikleri de bu süreci desteklemekte ve Türkiye’nin liderlik rolünü pekiştirmektedir.
Yeni Dünya Düzeninde Türkiye’nin Rolü
Yeni küresel düzenin şekillenmesinde Türkiye’nin aktif rol oynaması, sadece iç güvenliğini sağlamakla sınırlı kalmayıp bölgesel ve küresel barışın sağlanmasına da katkıda bulunmak anlamına gelmektedir. Türkiye’nin terörle mücadelesi, sadece ulusal bir sorun değil, aynı zamanda uluslararası bir güvenlik meselesi olarak ele alınmalıdır.
Sonuç olarak, dünya düzeni değişirken terör örgütlerine artık tolerans gösterilmeyen bir döneme giriyoruz. Türkiye’nin bu süreçteki kararlılığı ve güçlü duruşu, yeni dünya düzeninde güvenlik ve istikrarın teminatı olmaya devam edecektir. Terör örgütlerinin sonu gelmiştir ve dünya konjonktürü artık bu yönde şekillenmektedir.
Türkiye’nin hem askeri hem diplomatik hem de toplumsal kararlılığı, bu sürecin başarıya ulaşmasının en temel garantisidir. Türkiye, güçlü ve kararlı bir duruşla terör örgütlerinin kökünü kazıyacak; hem kendi halkını hem de bölgeyi güvenlik tehditlerinden arındıracaktır.