Faiz İndirimi: Ekonomiyi Canlandıracak mı, Yoksa Yeni Riskler mi Doğuracak?
26 Aralık 2024'te Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini
yüzde 50'den yüzde 47,5'e indirdi. Bu karar, ekonomideki gelişmelerin ve
zorlukların bir yansıması olarak dikkat çekiyor. Gelin, bu kararı biraz daha
detaylı bir şekilde ele alalım.
Enflasyon ve Faiz İndirimi Merkez Bankası, Kasım ayında
enflasyonun pek değişmediğini, Aralık ayında ise bir miktar düşüş işaretleri
gördüğünü açıkladı. Hizmet sektöründeki fiyat artışları yavaşlamış, gıda
fiyatlarında da nispeten daha sakin bir seyir gözlenmiş. Ancak fiyatlardaki bu
iyileşmeye rağmen, enflasyonun genel eğişilimi hâlâ belirsizliklerle dolu.
Faiz indirimi kararı, enflasyonun kontrol altına alınması kadar, ekonomiyi
canlandırma hedefini de taşıyor. Merkez Bankası, bu adımla birlikte, vatandaşın
cebini rahatlatarak tüketimi ve yatırımları artırmayı hedefliyor. Ancak bu
indirimin gerçek etkilerini, piyasalardaki dalgalanmaları ve enflasyon
oranlarını takip ederek önümüzdeki aylarda göreceğiz.
Döviz ve Rezervler Döviz kuru ve rezervler konusundaki son
veriler, faiz indiriminin ekonomi üzerindeki baskıyı artırabileceğini
gösteriyor. 20 Aralık itibarıyla Merkez Bankası toplam rezervleri bir haftada 7
milyar dolar azalarak 156 milyar dolara düştü. Brüt rezervler 92 milyar dolar
seviyesine gerilerken, altın rezervleri de yaklaşık 1,5 milyar dolarlık bir
düşüş gösterdi. Dolar/TL kuru ise 27 Aralık'ta 35,26 seviyesinde.
Rezervlerdeki bu düşüş, piyasalarda kırılganlık yaratıyor. Dolar talebindeki
artış, döviz kurunu daha da yukarılara taşıyabilir. Bu nedenle, faiz
indiriminin dövize olan talep üzerindeki etkisini dikkatle izlemek gerekiyor.
Eğer kur dalgalanmaları kontrol altına alınamazsa, enflasyon üzerindeki
baskılar artabilir.
Küresel Ekonomi ve Türkiye Küresel ekonomik koşullar da
Türkiye'nin bu kararlarını etkiliyor. ABD Merkez Bankası (Fed), faizleri sabit
tutarken önümüzdeki yıllarda parasal sıkılaşma sürecine devam edeceğinin
sinyallerini veriyor. Bu durum, gelişmekte olan ülkeler için dış finansman
olanaklarını daraltabilir ve risk primlerini artırabilir.
Türkiye, faiz indirimleriyle içeride ekonomik aktiviteyi canlandırmayı
hedeflerken, dışarıdan gelecek sermaye hareketlerinin azalması riskiyle karşı
karşıya. Bu dengeyi sağlamak, TCMB için zorlayıcı bir görev olabilir. Özellikle
döviz kuru istikrarının sağlanması, ekonomideki güveni korumak açısından
kritik.
Rezervlerin Önemi ve Piyasa Güveni Merkez Bankası
rezervleri, ekonomi için bir tür güvence mekanizmasıdır. Son dönemde
rezervlerde görülen azalma, piyasalarda "acaba bu güvence zayıflıyor
mu?" sorularını gündeme getiriyor. Rezervlerin tekrar artışa geçmesi,
piyasadaki kırılganlık algısını azaltabilir ve faiz indiriminin olumlu
etkilerini destekleyebilir.
Sonuç: Dengeli Politikalar Şart Sonuç olarak, TCMB’nin faiz
indirimi, ekonomik büyümeyi ve vatandaşın alım gücünü artırmayı hedefleyen bir
adım. Ancak bu adımın başarıya ulaşması, döviz kuru istikrarı, rezerv yönetimi
ve piyasa güveninin korunmasına bağlı. Ayrıca, hükümetin mali politikalarıyla
Merkez Bankası’nın uyum içinde çalışması da büyük önem taşıyor.
Hepimizin cebini, bütçesini ve gelecek beklentilerini etkileyen bu kararlar,
doğru adımlarla desteklenirse ülke ekonomisine olumlu katkı yapabilir.
Önümüzdeki dönemde alınacak kararları dikkatle takip etmek gerekiyor. Ekonomik
göstergelerdeki her hareketin, vatandaşın günlük hayatına yansıması olacağını
unutmamalıyız.