Başkanın ölümü ve ilginçlikler
Coğrafyamız ilginç süreçlerden geçiyor. Neyin ilginç olduğu, ilginç olanın neye göre belirlendiği bağlama ve ele alınan konuya göre değişiklik gösterir elbette. Ancak genelde normal olmayan, ilgi uyandıran şeylere ‘’ilginç’’ deriz. Bazen olaylara yüzeysel bakmak bile ilginçliğin varlığını görmemizi sağlayabilir.
Kurduğumuz ilişkiler, inandığımızı iddia ettiğimiz değerler, birlikte olduğumuz gruplar, benimsediğimiz düşünceler, içimize kök salmış kalıcı değerler mi? Yoksa geçici duygular mı? Bu saydığımız şeyler kalıcı değerlerse ise, normal, değilse ilginçtir.
Sözü fazla uzatmaya gerek yok. Geçen hafta İran Devlet Başkanı İbrahim Reisi, beraberindeki heyet ile birlikte Azerbaycan’dan dönerken ilginç bir şekilde helikopterin düşmesiyle hayatlarını kaybettiler. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, İran halkına geçmiş olsun dileklerimi ifade etmek isterim.
Öncellikle neden helikopterin düşmesini ilginç olarak tanımladığıma bir açıklık getireyim. Çünkü devlet başkanını taşıyacak helikopterin, mutlaka teknik kontrolden geçirilmiş ve hava raporuna bakılmıştır. Zira biz bile dışarı çıkmadan önce hava raporuna baktığımıza göre, koca Devlet Başkanı’nı taşıyacak pilotun hava raporuna bakmadan uçması düşünülebilir mi? Bütün bunlara rağmen helikopterin düşmesi ilginçti!
Helikopterin düşmesi haberini Amerika’nın İllinois Eyaletine bağlı Şikago’da öğrendim. Hemen haberleri açtım televizyonlarda konuşan bazı Amerikalı yorumcular, kazayı veya Reisi’nin ölümünü değil, Çin ve Rusya ile ilgili duruşu üzerinde duruyorlardı. Daha kazanın ilk saatlerinde Reisi ile ilgili bir anlatıyı adeta çerçevelemeleri ilginçti!
Reisi’nin ölümü ile ilgili olarak gerek ülkemizde gerekse, Amerikan medyasında çeşitli spekülasyonlar yapıldı. Hatta bazen akla ziyan yorumlar gördüm. Mesela Amerikan medyasında yapılan bazı yorumlarda denildi ki ‘’Mevcut dini lider,‘’Hameney oğlunu cumhurbaşkanı yapmak için böyle bir kaza süsü vererek öldürtmüş’’ Amerikalılar hedef saptırmak için bu tür yorumları yapabilirler. Ancak bizim medyada da benzer yorumların yapılması ilginçti!
Hâlbuki bu tür iddiaları ancak İran hakkında yeterince bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar ileri sürebilir. Zira İran uzmanları: ‘’Hameyn’in oğlunun Cumhurbaşkanı olması için İran Anayasasının taşıdığı şartlara haiz olmadığını’’ söylediler. Kaldı ki İbrahim Reisi, İran’ın şahin diyebileceğimiz bir ismiydi. Mevcut İran rejiminin fikir babaları, Hameyni’nin yerine getirmek için 10 yıldan beri yatırım yaptığı birini niye öldürtsün?
Bazıları da bunu Mosad’ın yaptığını söyledi. Hâlbuki Mosad kimi zaman ABD’nin kimi zaman İngiltere’nin verdiği istihbarat desteği ile sınırları içinde kendisine yönelik saldırı hazırlıklarını önleyebildi. Keza son 3-4 yıl içerisinde Cezayir’de, Fas’ta ve Türkiye’de planladığı bütün eylemleri başarısız oldu. Tabiri caizse Mosadher planını eline yüzüne bulaştırdı. Açık kaynaklardan ulaşılan bütün bu bilgilere rağmen, helikopterin düşmesini sadece Mosad ’a bağlamak ilginçti! Mosad, bunu ancak İngiltere veya ABD’nin istihbarat desteği ile yani ortak bir operasyon sonucunda yapmış olabilir.
Bazıları İran’ın istikrarsızlaşması için tıpkı batılı güçler gibi adeta ellerini ovuşturmaları ilginçti! Bölgesel konularda İran’la ne kadar rekabet içinde olursak olalım İran’ın istikrarsızlaştırılması Türkiye’ye yarar değil, zarar getirir. Yakın coğrafyamızda yaşanan onca tecrübeye rağmen, bu gerçeği hâlâ görememek ilginçti!