Cennet vatanımızda olmazlar hep olmuş, ihanetler hiyanetler kardeş kavgaları vs…
Cennet vatanımızda olmazlar hep olmuş, ihanetler hiyanetler kardeş kavgaları vs…
Yerel seçim
sonuçlarının sarhoşluğu ile ağzından çıkanı kulağı duymayanlar geçtiğimiz hafta
yeni bir gezi denemesi için nabız yoklamak yaptı.
2013 yılı mayıs ayında
Taksim gezi parkındaki üç beş ağacın kesilmesine karşı masumane başlayan ancak
günler içerisinde giderek artan ve ülke düşmanları için fırsat olarak kullanıma
müsait hale getirilen olaylar İstanbul’dan ülke geneline yayılmış ve devletimize
tehlikeli günler yaşatılmıştı.
Devletimiz geçte olsa
olayları kontrol altına alıp sis perdesinin kalkmasından sonra anlamıştık ki,
mesele üç beş ağaçtan öteymiş.
Olayların baş rol
oyuncularının ağzından çıkanalar maalesef bu acı gerçeklikle bizleri yüzleştirmişti.
Geçtiğimiz hafta
Taksim yeni bir gezi denemesine sahne edilmek istendi. Her gün yüzlerce masum
Filistinlinin acımasızca katledildiği Gazze’de taş üstünde taş gövde üstünde
baş bırakmayan katil İsrail’in telin edilmesi için Taksimde toplananlar, soysuz
basının yalanları üzerinden Erdoğan’ı hedef alarak durumdan vazife çıkarmaya
kalkıştılar.
Tıpkı gezi olayları
gibi başlangıcının masum olduğunu düşündüğüm gösteriler kısa sürede farklı
mecralara çekildi.
Mossad, CİA ve beşinci
kol faaliyetçileri emellerine ulaşmadan devlet duruma müdahale etti ve çok
şükür olaylar büyümeden sağduyu galip geldi ve gösteriler sona erdi.
Önümüzdeki günlerde
benzer olaylar çeşitli bahanelerle çıkartılmaya çalışılacak.
Yerel seçim sonuçları
şöyle veya böyle gündeme getirilerek işçiler emekliler üzerinden durumdan
vazifeler çıkartılmak için yerli yabancı unsurlar zayıf yerlerden kaşımalar
yapacak.
Türkiyemiz eski
Türkiye değil. Devletimiz dimdik ayakta.
Bizler vatandaş olarak
devletimize güvenmeli ve ulu orta dolduruşlara gelmemeliyiz.
Gazze katliamına
elbette sessiz kalınmayacak ve maddi manevi desteklerimiz hem devlet hem de
vatandaş olarak bizlerin öncelikli meselesi.
Ancak yaşadığımız
coğrafya ve demografik mozayiğimizi dikkate almak ve adımlarımızı ölçülü atmak
gibi bir sorumluluktan kaçma şansımız yok.
Nasreddin Hocanın fil
hikayesi gibi atıp tutanlara fazla itibar etmeyelim. Onların asıl amacı üzüm
yemek değil, bağcı dövmektir.
Mazlum ve masum
insanların katli üzerinden fırsat oluşturma şerefsizlerinin ekmeğine yağ sürmeyelim
ve kötücül niyetlerine alet olmayalım.
Son birkaç gündür
Bayraktarlar üzerinden savunma sanayimize tasallut başlatıldı.
Yine yeniden bir kez
daha saldırarak savunma sanayindeki önleyemedikleri yükselişimizi baltalamak
istiyorlar.
Aynı oyun TOGG içinde
oynanıyor.
Biz yapamayız
kompleksine yeniden düşmemiz isteniyor. Biz yapamayız gavur yapar kompleksi
yüzünden yakın tarihte yaşanılanlardan ibret almalıyız.
Biz yaparız hem de en
iyisini yaparız mottosunu genç beyinlere perçinlemeliyiz.
Bizim nesil maalesef
aşağılık kompleksi hastalığından hala kurtulmuş değil.
Bir kurban bayramında
Saddam’ı idam edenler bir ramazan bayramında da İsmail Haniye’nin çocukları
torunları ve akrabalarının üzerine bomba yağdırıp şehit ederek aynı mesajı
verdi.
Gavur her ne yapıyorsa
niyetini anlayanlara anlatıyor. Her şeyi bilinçli yapıyor. Tahrik ederken de
tahrip ederken de her ne yapıyorsa belli bir niyeti var.
Ramazan orucunu
tutanların bayramı olan ve dün sona eren ramazan bayramınızı tebrik ediyor insanlığa
ve ümmete hayırlar getirmesini diliyorum.
Tüm İslam
coğrafyasında, Filistin’de Gazze’de ve güney sınırlarımız Suriye ve Kuzey
Irak’ta şehid olan kardeşlerimize Rabbim rahmetiyle muamele eylesin diyorum.
Sağlık ve mutluluk
dileklerimle.