Kur’an-ı Kerim, yeryüzünde fitne ve fesat çıkartan, peygamberlerini öldüren, azgınlık ve bozgunculuk yapan ve Allah’a iftira atan Yahudiler için ‘lanetli kavim’ sıfatını kullanıyor.

Bu ırk, varolduğundan beri, “İnsanlık binasını yıkmaya çalışıyor.” Hedefi ise yeryüzünün hakimiyeti, dünyanın geri kalanını köleleştirmek…

Maide 82. ayette Allah ahtapotu faş ediyor: “İnsanlar içinde mü’minlere en şiddetli düşmanlık yapanların yahudiler ve Allah’a şirk koşanların olduğunu görürsün…

 ”Nurettin Topçu hocamız ise Dergah yayınlarında yayımlanan yazılarında yahudiler için şu sıfatları kullanıyor: “Kanlı ve günahkar eller.” “Hayrın yerine geçen şer.” “Mutlak hakikat binasını yıkmaya çalışanlar.”  “Ahlaki değerleri inkar edenler.” “İnsanlığın ebedi çilesi.”

Biz de, bir iki cümle ile hocamızı destekleyelim…

Dünyada en nefret edilen ırk bu özellikteki yahudilerdir. İnsanlık tarihinin en öldürücü silahı. Büyük tehdit, büyük fitne…

Bu kanlı el, bu büyük şer, İngilizler eliyle getirilip Müslüman dünyanın kalbine yerleştirildi; Filistin’e. Yani İsrail, üretilen bir makine, korkunç bir canavar!

Artık şu iyice anlaşıldı ki, bu canavar orada durdukça Müslüman dünyası tehlikededir. O varoldukça bize rahat yüzü yok, huzur ve güven yoktur. Bunu bilelim artık…

Hiçbir varlık, siyonistler kadar, başka bir ırka zulmetmedi, öldürmedi de. Bunlar katletmeyi iyi biliyorlar. Artık şu iyece anlaşılmış olmalı: Bunlar, dünya için büyük bir bela, büyük bir kötülük…Şu da iyice anlaşılmış olmalıdır: İsrail, insanlığın evini yıkıyor. Sicilinde olduğu gibi insani değerlerle, dinlerle savaşıyor. ABD’yi kışkırtarak dünyayı üçüncü dünya savaşına zorluyor. ABD ve Batı destekli katliamlar yapıyor.

Tarih, 12 Ocak 1952. Yer Budapeşte. Avrupa Hahamları Acil Durum Komitesi Konferansı. Hahambaşı Emanuel Rabinowitz bir konuşma yapıyor, birlikte okuyalım:

“Üç bin yıldır uğruna çalıştığımız hedefe ulaşmak üzereyiz. Halkımız dünyadaki ilk yerini geri alana kadar, yahudiler efendi olarak dönene ve her goyim (yahudi olmayan) köle olana kadar çok uzun yıllar geçmeyecek. Metodumuz Doğu’yu Batı’ya, Batı’yı da Doğu’ya karşı kışkırtmaktır. Tarafsız milletlerle olanları bir kampa kapatılmaya zorlamak için savaşacağız. Çatışmanın şiddetini hafifletmek istiyorlarsa kimsenin yolumuza çıkmasına izin vermeyeceğiz.

Nihai hedef, etkileri ve yıkımları önceki savaşların üstünde olacak üçüncü dünya savaşıdır. Bu savaş goyim (yahudi olmayanlara) karşı tarihi çatışmamızdaki son savaşımız olacaktır.

Üçüncü dünya savaşı sonrası dinler olmayacaktır. Dinlerin ve din adamının varlığı bizim ve gelecekteki dünya hakimiyetimiz için tehlikelidir. Zira inananlarına aşıladığı manevi güç bize karşı durma cesareti vermektedir.”(William Guy Carr, Satranç Tahtasındaki Taşlar adlı kitabından)Evet iyiliğin, dinlerin, kadim değerlerin ve tüm insanlığın en büyük düşmanı İsrail. Kur’anın ifadesiyle, “lanetli kavim.” Şeytan.

Bu mübarek ayda bile, iftar saatinde insanların üzerine bomba yağdıracak kadar alçaklaşabiliyor, aşağıların aşağısı mahluk…Olanları, zulümleri unutacak mıyız? Asla ve kat’a. Unutmayacağız ve unutmayacağız.

Unutanlara ise Hz. Ali’nin dilinden cevap verelim: "Haksızlığa karşı susarsanız, hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz.

"Allah, intikam alıcıdır. Hiç bir zalimin yanına bırakmaz. Zulme sessiz kalanların ve sinenlerin de yanına bırakmaz. Nihayetinde bir hesap günü var.

Şunu biliyoruz…Bir gün, “İnsanlığın büyük çilesi” bitecek. Cinayet şebekesi İsrail arkasına saklanacak bir ağaç bile bulamayacaktır.