Bizim farklı siyasi tercihlere, kimlik ve görüşlere bir diyeceğimiz yoktur. Bilakis her makul siyasi görüşü ve farklılığı bir zenginlik görüyoruz. Saygımız var.
Bizim karşı olduğumuz şey, gücün bir zulüm aracına dönüşmesidir. Tek parti döneminde böyle oldu. Tek parti, iktidar erkini bir kılıç gibi kullandı. Kime karşı? Millete ve değerlerimize karşı…
Açık yara öldürmez, kabuk bağlar ancak iyileşmez misali dindar halk, örgütlü kötülüğün korkunç zulümlerine maruz kaldı o dönem. Türkçe ezan, darbeler, yasaklı yıllar, katliam ve idamlar tek parti zulmünden sadece bir kaçı…
Tek cümleyle; millete, değerlerimize ve İslam’a açılmış büyük bir savaşın adıdır tek parti zihniyeti…
Gezi Parkı kalkışma girişimini hatırlıyorsunuz değil mi? İktidarı yıkmaya yönelikti. Vandallar ellerinde içki şişeleri ve edepsiz görüntülerle, değerlerimize, camilere ve kutsallarımıza saldırdılar.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun şu cümlesi Gezicilerin tarifi olmuş: “Vatan aşkı maya gibidir, sütü bozuk olanlarda tutmaz.” Sütü bozukların kavgası değerlerimizle, İslam’la…
İsyancılar bu kez Saraçhane’de sahne aldı. Gezi’de yaşanan yıkımın bir benzeri yaşandı burada. Şehzadebaşı camisi kundaklandı, çevresindeki tarihi eserler ve mezarlar tahrip edildi. Cami avlusunda içkiler içildi. Peki, bunlar neyi ve kimi savunmak için yaptı bu rezaleti?
Hak ve hukuk, kul hakkı diye diye çaldılar. Vatan, millet, demokrasi ve barış sloganları ata ata yakıp yıkıyorlar. Hırsızlığı savunuyorlar. Karartılmak istenen ise ülkemizin geleceği…
Siz bu kitlenin hiç İsrail’i protesto ettiğini gördünüz mü? Hayır. Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar İsrail mallarını tüketiyorlar.
Bunlar, İHA ve SİHA’lara, uçaklarımıza, tank ve topumuza, yerli ne varsa hepsine karşılar. Türk markalarını boykot ediyorlar. Hatırlayın aynı haltı 28 Şubat darbecileri de yemişti.
Bir kez daha anlaşıldı ki, yok edilmek istenen ülkemizin değerleri ve öldürülmek istenen inancımızdır. Bunlara ülkeyi teslim ederseniz gidip Batı’ya kul köle ederler.
Bir soru: Sizce, bu fikri kabız, pimi çekilmiş bombaların CHP örgütlerinde yer bulması bir tesadüf olabilir mi?
Hayır, hayır... Aynı dünyanın, aynı duygu ve düşüncenin insanları bunlar. Ana muhalefet onlar için bir yuva.
Katiyen Anadolu insanının, dindar halkın söz sahibi olmasını, iktidarda kalmasını istemiyorlar. Bu nedenle Erdoğan’a karşılar. Öyle ki, bunlarda Erdoğan düşmanlığı kan davasına dönüşmüş durumda.
Peki, sokak çağrılarından başka neler amaçlanıyor olabilir?
İBB’deki korkunç suistimalin, büyük vurgunun ve soygunun üstü kapatılmak isteniyor.
En önemlisi de, bunların eski Türkiye hayali hala sürüyor. İç sorunlarla boğuşan, Batı’ya muhtaç ve Batının kapısında dilenen bir Türkiye özlemi bunlarda hala devam ediyor.
Çünkü CHP, normalde ve demokratik yollardan iktidar yüzü görmeyen bir parti. Geçmişteki iktidarlarını da olağanüstü şartlara borçludur.
İçerden operasyon girişimlerinin amacı olağanüstü dönemlerin tekrar geri gelmesi. Sokaktan bir iktidar çıkarabilir miyiz bunun peşindeler.
Evet, bir kaos ortamı yaratılarak bir CHP iktidarına yol açılmak isteniyor olabilir.
Son noktayı şöyle koyalım. Vatan sevgisi gönül işidir, gönlü olmayana, sevgisinde samimi olmayana nasip olmaz.
Not: Pazar günü bayram. Kardeşlik ve güzellik günleridir. Dil güzelleşir, kalpler yumuşar. Bayramlar insanı onarır. Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim. Bayramınız mübarek ola.