Ramazan kutlu bir zaman dilimi… bereketi, hayrı, rahmeti içinde mahfuz. Elbette yanından geçenin de payına düşenler ama hemhâl olan için manzara başka.
Kalbin ve nefsin şifası Ramazan, manevi âlemimizi ulviyetiyle sararken dünya hâlinden payımıza düşen ne ise aldık bu sene de…
Siyonistler, istemeye istemeye verdikleri ateşkes kararını bir çırpıda bozmak için Ramazan’ı bekledi. Yüremiz pare pare izledik yine o kıyıcı görüntüleri. Parçalandık nafile… Elbet aydınlığı gözlüyoruz ve geleceğine eminiz, o vakta kadar vicdanımız ezilmeye devam edecek besbelli.
Biz saadeti zahirî varlıkta, somut hayatın içinde araken Gazze’de şahadetle hayat bulanların kutlu mücadelesinin diline yabancılaşıyoruz. İster istemez, o hâlden haberimiz olmadığından belki onların Ramazan’daki kutlu şahadet yürüyüşü ağrımıza gidiyor. Allah’ın intikamı da gazabı da tahayyülümüze sığmaz. Siyonistler ise kendilerini bekleyen korkunç sona Müslümanların kanları üzerinde tepinerek yaklaşıyor. Görünür saadetin de selahiyetin de el değiştirmesi yakındır inşaallah.
Elbette Ramazan’ın tek gündemi Gazze değildi. İlk günlere göre nispeten azalsa da İstanbul merkezli cadı kazanı kaynamaya devam ediyor. Neredeyse her şehirde ve beldede kendini gösteren bu karmaşanın saygı uyandıran, kulak vermeye değecek hiçbir ciheti kalmadı. En çok da dar gelirlinin vergileriyle yükselen şehirin ortak yaşam alanlarına, tarihî dokusuna, kutsallarına saldırtan zihniyetin, birlikte yaşamak, barış ve sevgi dili kurmaktan fersah fersah uzak olduğuna bir defa daha şahit olunca saygı duyulası hiçbir eyleme hizmet etmeyeceklerine dair bir defa daha hafızamızı tazelemiş olduk.
Bir aradalıkla yükselen bir medeniyetin mirası bu topraklardaki kadim eserlere, yalnızca bir “eser” olduğu için bile hürmet etmekten aciz olmanın hiçbir dikkate değer gerekçesi olamaz. Aslında mesele tam da burada açıklığa kavuşuyor. Kendi toplumunun değerleriyle uzlaşamayan ve toplum dışı fanilerden ve fani medeniyetlerden medet umanlar için umutlu bir manzara yok.
Neye inanırsanız inanın, hangi zihniyete mensup olursanız olun medeniyet mirası hoşluklarla ve hoşgörüyle aranız kötüyse meramınızı anlatmanızın da bir yolu yoktur. Yok saydığınız kitle ve değerler tarafından dikkate alınmanızın da bir yolu yoktur. Yalnızca yollara değil, zihnine de barikat kuranlar için anlayış ve hoşgörü yolu kapalıdır. Öteki saydığının hak ve özgürlükleine saygı duymayanların, hak ve özgürlüklerle ilgili beklentilerini her fırsatta dillendirmesinin anlamı ve önemi yoktur.
Yok sayan yok sayılır.
Yine katillerin, nefret sahiplerinin çokça gündem olduğu bir Ramazan daha geçti ömrümüzden.
İşte Ramazan’ın uhrevi havasında nefretle düşünen ve icrada bulunanların Ramazan’dan payına ne düştü dersiniz? Hakeza bayramdan ne düşecektir?
İyileşmek istemeyenleri kendi marazına havale ettiğimiz bir bayram yaşıyoruz.
Olsun.
Hakk’tan ümidi baki olanlara selam olsun.
Bayramın bayramlığını idrak edenlerin bayramı bayram olsun; Hakk Teala’nın hayrına ve rahmetine mazhar olsun.
Bayramınız mübarek olsun.