Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Ekim 2024

Tehlike henüz geçmiş değil

FETÖ öldü, tehlike geçti diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü FETÖ, Çanakkaleden sonra Türkiye’ye karşı açılmış büyük bir savaşın adıdır. Türkiye için uzun, yorucu ve yıpratıcı bir işgal girişimidir.

Pusu, kumpas, şantaj, iliklere kadar işlenmiş kin ve öfke, düşmanlık ve hainlik…Ülkemiz, şer ve kötülük adına ne varsa FETÖ eliyle yüzleşmek zorunda kaldı.

Biraz daha açalım…

FETÖ çok büyük bir yılanın adıdır. Ondan daha zehirleyici bir yılan var mıdır ben bilmiyorum. Bu milletin çocuklarını zehirlediler, devlete düşman hale getirdiler. Kardeşi, kardeşe düşürüp ülkemizin bütünlüğüne yönelik büyük bir tehdit oluşturdular. Devlet yıpratılıp geriletildi. Kurumlararası senkronizasyon bozuldu. Hiç abartmıyorum, ülkemiz

Çanakkale’den sonra en büyük insan ve güç kaybına uğradı.

Peki, FETÖ bunları tek başına mı yaptı?

Hayır tabi..

Paralel yapı, CIA ve Mossad'ın kullandığı büyük bir operasyon gücüdür. Amerika ve İsrail’in gören gözü, konuşan dili ve duyan kulağıdır. Topraklarımızı, Haçlılardan sonra işgal girişiminde bulunan en tehlikeli ve yıkıcı büyük bir fitne hareketidir. Milletimiz, FETÖ’yü böyle biliyor. Firavun kimliğinde, Haşhaşi rolünde.

Evet, FETÖ öldü, tehlike geçti diye düşünemeyiz. PKK ve FETÖ gibi bölücü terör örgütlerini kullanan el yaşıyor çünkü. Uyanık olmak zorundayız, birlik olmak zorundayız. Düşmana inat, ülkemiz için çok çalışmalıyız.

Daha önceki yazılarımızdan birinde, asıl amacın ‘Türkiye’nin işgali’ olduğunu yazmıştım. Eğer Gazze ve Lübnan düşürülürse gelip Suriye’ye yerleşecekler demiştim. Burada, PKK/PYD ve diğer vesayet güçleriyle birleşerek Türkiye’ye büyük bir saldırını planlanı ihtimalini yazmıştım.

Kimliğimiz, taşıdığımız değerler, tarihi misyonumuz ve oynadığımız rol bize bu coğrafyada rahat yüzü göstermeyeceklerini ifade ediyor. Farkında mısınız? TUSAŞ’a yapılan saldırı bağımsızlığımıza ve direkt

Türkiye’ye yapılmıştır. Var olan tehlikenin büyüklüğü istikbalimizden endişe duymamız gerektiğine işaret ediyor.

Peki biz bu büyük tehlikeyi nasıl atlatabiliriz?

Türkiye, bütün kesim ve farklılıklarıyla, farklı görüş ve siyasi yapılarla birlik olmak zorunda. Eksilmek ve eksiltmek yerine birlikte çoğalmayı seçmeliyiz. Kavga yerine barışı tercih etmeliyiz. Çünkü, “Bilikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.” Önemine binaen bir kez daha ifade edelim; istikbalimizden endişe etmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz.

Ezcümle; Türk’le Kürt etle tırnak gibidir. Kardeştir. Bilesiniz ki, cam

parçalandığında eskisi gibi olmuyor. Eski bütünlükte olmuyor. Bunu hiç unutmayın olur mu?

Milletçe, Çanakkale ruhunu yeniden kazanmalıyız. Türkiye, bizim ortak kaderimizdir. Alın yazımız.