Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Aralık 2024

​Suriye'nin Demografik Dönüşümü:

Ortadoğu’nun kalbinde yer alan Suriye, 2011 yılında başlayan iç savaşla birlikte sadece şehirlerinin yıkımıyla değil, aynı zamanda hızla değişen demografik yapısıyla da dünya gündeminde ön sıralarda yer alıyor. Bu değişim, iç göç ve mülteci hareketlerinin yanı sıra bölgesel ve küresel güçlerin müdahaleleriyle şekillenen siyasi ve toplumsal dinamikleri de içeriyor. Irak, Libya ve Lübnan örnekleri göz önüne alındığında, Suriye’nin benzer bir bölünme sürecine girip girmeyeceği sorusu, günümüzün en çarpıcı tartışma konularından biri.

Göç ve zorunlu yerinden edilme politikaları da ülkenin demografik yapısını köklü bir şekilde değiştirdi. Özellikle Sünni Arap nüfusun yoğun olduğu bölgelerden milyonlarca kişi ülkeyi terk etti veya başka bölgelere yerleştirildi. Kürtler, kuzeydeki alanlarda daha görünür bir güç haline gelirken, rejim kontrolündeki bölgelerde İran destekli Şii milislerin etkisi artmıştı. Bu durum, bölgesel ve mezhepsel çatışmaları daha da derinleştiren bir demografik değişimi beraberinde getirdi.

Suriye’nin demografik yapısı, tarihi boyunca etnik, dini ve mezhepsel çeşitliliğiyle öne çıkmıştır. Ancak 2011’de başlayan iç savaş, bu yapıyı önemli ölçüde değiştirmiştir. Suriye’nin nüfusu, savaş öncesi yaklaşık 21 milyondu, ancak günümüzde milyonlarca kişinin ülkeyi terk etmesi ve iç göç nedeniyle bu sayı ciddi bir şekilde azalmış ve yapısal bir değişim yaşamıştır.

Suriye, farklı etnik grupların bir arada yaşadığı bir mozaiktir:Bu etnik grupları ve dağılımlarını görmekte fayda var.

1. Araplar (%70-75):

• Ülkenin en büyük etnik grubudur.

• Sünni Araplar çoğunluktadır, ancak Hristiyan Araplar da önemli bir topluluğu oluşturur.

• Daha çok Şam, Halep, Humus gibi büyük şehirlerde ve kırsal kesimlerde yoğunlaşmışlardır.

2. Kürtler (%10-15):

• Kürt nüfus genellikle ülkenin kuzeydoğusunda, özellikle Haseke, Kamışlı ve çevresinde yoğunlaşmıştır.

• Kürtler, iç savaş sırasında özerklik kazanarak daha görünür bir siyasi güç haline gelmiştir.

3. Türkmenler (%3-5):

• Türkmenler, Halep, Lazkiye ve Hama çevresinde yaşamaktadır.

• Genellikle Türkçe ve Arapça konuşurlar ve Osmanlı döneminden kalma bir nüfus yapısına sahiptirler.

4. Süryaniler ve Ermeniler (%1-2):

• Özellikle Hristiyan topluluklar arasında yer alan bu gruplar, Haseke, Halep ve Mardin sınırı boyunca yaşamaktadır. Süryaniler ve Ermeniler savaşla birlikte ciddi göç dalgalarına maruz kalmıştır.

5. Çerkesler ve Dürziler (%2-3):

• Çerkesler, Osmanlı döneminde Suriye’ye yerleşmiş ve daha çok Şam çevresinde yaşamaktadır.

• Dürziler, özellikle güneydeki Süveyda bölgesinde yoğundur ve Suriye’nin dini çeşitliliğinde önemli bir role sahiptir.

Dini ve Mezhepsel Yapı

Suriye, farklı etnik grupların bir arada yaşadığı bir mozaiktir:

1. Araplar (%70-75):

• Ülkenin en büyük etnik grubudur.

• Sünni Araplar çoğunluktadır, ancak Hristiyan Araplar da önemli bir topluluğu oluşturur.

• Daha çok Şam, Halep, Humus gibi büyük şehirlerde ve kırsal kesimlerde yoğunlaşmışlardır.

2. Kürtler (%10-15):

• Kürt nüfus genellikle ülkenin kuzeydoğusunda, özellikle Haseke, Kamışlı ve çevresinde yoğunlaşmıştır.

• Kürtler, iç savaş sırasında özerklik kazanarak daha görünür bir siyasi güç haline gelmiştir.

3. Türkmenler (%3-5):

• Türkmenler, Halep, Lazkiye ve Hama çevresinde yaşamaktadır.

• Genellikle Türkçe ve Arapça konuşurlar ve Osmanlı döneminden kalma bir nüfus yapısına sahiptirler.

4. Süryaniler ve Ermeniler (%1-2):

• Özellikle Hristiyan topluluklar arasında yer alan bu gruplar, Haseke, Halep ve Mardin sınırı boyunca yaşamaktadır. Süryaniler ve Ermeniler savaşla birlikte ciddi göç dalgalarına maruz kalmıştır.

5. Çerkesler ve Dürziler (%2-3):

• Çerkesler, Osmanlı döneminde Suriye’ye yerleşmiş ve daha çok Şam çevresinde yaşamaktadır.

• Dürziler, özellikle güneydeki Süveyda bölgesinde yoğundur ve Suriye’nin dini çeşitliliğinde önemli bir role sahiptir.

Dini ve Mezhepsel Yapı

Suriye, İslamiyet, Hristiyanlık ve diğer inanç gruplarının bir arada bulunduğu bir ülkedir:

1. Sünni Müslümanlar (%70-75):

• Ülkenin en büyük dini grubudur. Büyük şehirlerden kırsal alanlara kadar her yerde yaygındır.

2. Aleviler (%10-15):

• Suriye’nin batısında, özellikle Lazkiye, Tartus gibi kıyı bölgelerinde ve Hama çevresinde yoğunlaşmıştır.

• Esad ailesi gibi ülkenin yönetici elit kesimini büyük ölçüde Aleviler oluşturur.

3. Hristiyanlar (%5-10):

• Katolikler, Ortodokslar ve Süryaniler olmak üzere farklı mezheplerden oluşur. Halep, Şam ve Haseke’de yoğunlaşmışlardır.

4. Dürziler (%2-3):

• Güneyde Süveyda bölgesinde yoğunlaşmış bir mezhep grubudur.

5. Yezidiler ve diğer küçük topluluklar (%1’den az):

• Kürt nüfusu arasında Yezidiler de yer alır.

Nüfus ve Yerleşim Alanları

Suriye’nin nüfusu savaş öncesinde yaklaşık 21 milyon iken, günümüzde savaş ve göçler nedeniyle 14-16 milyon civarına düşmüştür. Milyonlarca kişi komşu ülkelere (Türkiye, Lübnan, Ürdün) ve Avrupa’ya göç etmiştir.

Büyük Şehirler

1. Şam (Damascus):

• Başkent, kültürel ve ticari bir merkezdir.

• Nüfusu yaklaşık 2-3 milyon civarındadır.

2. Halep (Aleppo):

• Savaş öncesinde ülkenin en kalabalık şehriydi.

• Savaşla büyük yıkım yaşamış, günümüzde yeniden yapılanma sürecindedir.

3. Humus ve Hama:

• Merkezi Suriye’nin önemli tarım ve ticaret merkezleridir.

4. Lazkiye ve Tartus:

• Akdeniz kıyısında yer alan bu şehirler, Alevi nüfusun yoğun olduğu bölgeler olarak bilinir.

5. Rakka ve Deyrizor:

• Savaş sırasında IŞİD kontrolü altında olan bu bölgeler, kuzeydoğudaki Kürt yönetiminin etkisi altına girmiştir.

6. Haseke ve Kamışlı:

• Kürtlerin kontrolündeki bölgeler olup, aynı zamanda Süryani ve Ermeni topluluklarını da barındırmaktadır.

Suriye’nin demografik yapısı, savaşın etkisiyle hem iç hem de dış göçle ciddi değişime uğramıştır. Kuzeyde Kürtlerin güç kazandığı, batıda Alevilerin yoğunlaştığı, şehirlerde Sünni Arapların baskın olduğu bir yapı oluşmuştur. Göç eden Hristiyan ve Türkmen toplulukları, ülkedeki dini ve etnik çeşitliliği zayıflatmıştır.

Bu tablo, Suriye’nin gelecekteki yönetim modelinin ve sınırlarının tartışmaya açık olacağını göstermektedir.