Sen kimin yanındasın?
“Yaşlı Kızılderili reisi kulübesinin önünde torunu ile
oturmuş, az ötede boğuşan iki köpeği birlikte izliyorlardı. Yaşlı reisin
sürekli göz önünde tuttuğu köpeklerden biri beyaz, diğeri ise siyahtı.
Çocuk, köpeklerin kulübeyi korumak için var olduğunu
düşünmüştü. Oysa bir köpeğin bu iş için yeterli olacağını, öyleyse diğerine
neden gerek olduğunu düşündü bir an. Hem neden köpeklerin renklerinin siyah ve
beyaz olduğu sorusu kafasına takılmıştı. Merakını gidermek için aklındaki
soruları dedesine bir bir sordu.
Yaşlı reis: “Onlar benim için iki simgedir evlat. Beyaz
iyiliğin, siyah ise kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik
ve kötülük de sürekli mücadele edip durur” diye cevapladı torununu.
Çocuk dedesinin bu açıklaması üzerine merakla bir soru daha
sordu: “Peki sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?“
Bilge reis derin bir gülümsemeyle baktı torununa. “Hangisi
mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem, o”
Hayat; hak ile batılın, iyi ile kötünün, beyaz ile siyahın
mücadelesi şeklinde geçiyor. Müslüman olmanın ve müslüman kimlikle yaşamanın
bir bedeli var. Siz neyi besliyorsunuz? İyiliği mi, kötülüğü mü?
Dün olduğu gibi bugün de müslümanlar olarak, hep birlikte
toplu bir saldırıya maruz kalıyoruz. Devletleriyle, kurdukları terör örgütleri,
basın yayın organları, içimizdeki adamlarıyla yekvücut gözü dönmüş hasta
ruhların saldırısına uğruyoruz.
Her şey gün gibi ortada. Irak, Libya ve Afganistan’ın üstüne
bombalar yağarken çok azımız dışında kimsenin sesi çıkmamıştı. Hala içimizden
bir çokları ABD’nin Suriye’ye, Ortadoğuya demokrasi ve barış getireceğine
inanıyor. Adım adım yangın evimizin içine taşınıyor farkında mısınız!
Gazze’yi kapının dış mandalı görenler yanılıyorlar. Gazze bizim
evimiz, güvenlik duvarımız. Eğer Gazze aşılacak olursa bizi bu topraklarda
rahat bırakmazlar, anlıyor musunuz?
Tek dişi kalmış canavarın katliamlarına, yaptığı soykırıma
seyircisi kalıyorsan, kalma çünkü seyircisi kaldığımız yangın yarın hepimizi
yakabilir. Soruyorum, kendimize gelmemiz için daha nelerin olması, daha ne
beter şeyleri yaşamamız gerekiyor?
Sakın unutma! Dünyanın en büyük katili ABD ve İsrail’in ve
bu katillere destek veren küçük katil devletlerin cüretkarlığını artıran şey,
bizim sessizliğimizdir. Kurt, kuzuyu yerken kurda seyirci kurda yardım etmek
anlamına gelir.
Gazze’de yaşananlar için, ‘elimizden bir şey gelmiyor.’
diyenler için söylüyorum, bu halinizle katillere destek olduğunuzun farkında
mısınız? Sizin duanız da mı yok, kininiz ve öfkeniz de mi yok Allah aşkına?
Yoksa, boykottanda mı bi haber misiniz?
Artık bir karar vermemiz gerekiyor. Ya kuru kalabalıklar
halinde kalıp hep birlikte düşmana yem olacağız, ya da direnerek özgür,
bağımsız ve haklı olarak yaşamaya devam edeceğiz.
Velhasıl, hep birlikte ülkelerimizi, dinimizi, değerlerimizi
ve özgürlüğümüzü savunmaktan başka bir çaremiz yok bilesiniz. Yaşadığımız
ülkeler gibi Gazze, Kudüs ve Mescidi Aksa da evimiz bizim. Evimizi savunmak
imanın bir gereğidir.
Hep birlikte istiklal ve istikbal mücadelesi içindeyiz. Sen
hala bunun farkında değil misin?