Dolar (USD)
34.58
Euro (EUR)
36.27
Gram Altın
2921.76
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Haziran 2022

Meşru Müdafaa

İnsanoğlunun bir otorite altında örgütlenmesiyle başlamış olan süreç, devletleri ortaya çıkarmıştır. Yeri geldikçe her zaman vurguladığımızgibi, devletlerin var oluş amaçları toplumların geleceğini, refah ve güvenliğini sağlamaktır. Bu amaçları gerçekleştirmek için devletin uyguladığı siyasetin başlıca vasıtası güçtür.

Ancak siyasetin bir vasıtası olarak kullanılmayan güç, güç olma niteliğini kaybeder. Bu bağlamda Türkiye’nin PKK başta olmak üzere bütün terör örgütleriyle mücadele etmesi bir tercih değil, bir zorunluluktur. Çünkü PKK ve diğer terör örgütleri Türkiye’nin egemenliğini ve güvenliğini tehdit etmektedir.

Güvenlik içinde yaşamak hepimizin vazgeçilmez ihtiyacı olduğundan dolayı, bizi yöneten idarecilerimizden öncelikli beklentimiz,güvenlik ihtiyacımızın karşılanması değil midir? Zira insanlar günlük yaşayışlarında canlarının, mallarının, ırzlarının güven içinde olmasını isterler.

Hatta sadece kendileri değil, üzerinde yaşayıp kök saldıkları ülkelerinin de her türlü mütecaviz saldırılardan, tehditlerden, tehlikeden emin olmasını ister. Bu istekler giderek bir ülkenin halkıyla, toprağıyla, değerleriyle bütünleşir ve varoluşsal bir anlam kazanır. Yapılan her saldırıda isabet alan asker, polis, sivil hayatını kaybederken, millette huzurunu kaybeder.

Dolayısıyla hükümet gerek gördüğünde PKK’nın Suriye’deki varlığına yönelik operasyon yapması meşru müdafaa hakkıdır. Zira saldırgana karşı direnmek bir haktır. Ancak PKK terör örgütü ve ona destek veren batılı ülkeler, gayri meşru tutumlarını meşru gösterebilmek için PKK’nın Suriye koluna SDG demektedir. PKK hangi isimle kendini tanımlarsa tanımlasın varlığını sürdürdüğü müddetçe, güvenliğimize bir tehdittir ve her zaman Türkiye’nin meşru hedefi olacaktır.

Türkiye, egemen bir devlet olarak bu terör örgütüne karşı verdiği mücadelenin meşruluğu son derece açıktır. Ancak sürekli hukuk, demokrasi, insan haklarını dilinden düşürmeyen batılı ülkeler, çocukları bile öldüren bir terör örgütüne nasıl yardım edebilir? İnsanın en temel hakkı yaşamak değil midir?

Hâlbuki teoride uluslararası toplumu özel yapan şey, üyelerinin kolektif yapısı değil midir? O hâlde hukuka saygılı olduğunu iddia eden bütün devletlerin pratikleri, PKK ve uzantılarını ortadan kaldırmak ve liderlerinin yargılanması için Türkiye ile bir dayanışma içinde olmaları gerektirmez mi? Böyle bir dayanışma örneği gelecekteki bütün terör örgütlerini caydırmaz mı?

Batılı ülkeler bir taraftan terör örgütüne silah verirken diğer taraftan ‘’insan haklarından’’ bahsetmesi artık tiksindirici bir hal almaktadır. PKK terör örgütünü Kürtlerle anması Kürtlere yapılmış en büyük hakarettir. PKK terör örgütü, en büyük zararı Kürtlere vermiştir.

Dış politika takip eden biri olarak her zaman batı medyasını takip ederim. Batı medyası, Diyarbakır’da çocukları için nöbet tutan anaların feryatlarına bir gün kulak vermedi. Eğer gerçekten siz Kürtlerin haklarını savunuyorsanız bu analar Kürt değil midir?

Toparlayacak olursak, Türkiye çok kutuplu bir dünya güçleri arasındaki dengelerde etkili bir rol oynayabilecek bir coğrafyaya sahiptir. Türkiye’nin sahip olduğu bu jeopolitik konum milli güç seviyesine eriştiği zaman hem bölge barışına hem de dünya barışına ciddi katkı sağlayabilecek bir potansiyele sahiptir. Türkiye’nin potansiyeline erişmesini engellemek için kullanılan PKK terör örgütünü yok etmek meşru müdafaa hakkıdır.