Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.26
Gram Altın
2962.54
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Ocak 2022

Husiler kime çalışıyor?

Hatırlanacağı gibi İran ile Suudi Arabistan arasında 2016’dan beri diplomatik ilişki kesilmişti. Geçtiğimiz günlerde İran Meclisi Ulusal Güvenlik Komisyon Üyesi olan Celil Rahimi Cihanabadi: ‘’ iki ülke ilişkilerinin yeniden kurulmak üzere olduğunu ve karşılıklı büyükelçilikleri açamaya hazırlandıklarını’’ ifade etmişti.

Sünni kökenli Milletvekili olan Cihanabadi twitter hesabında: ‘’Tahran-Riyad arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilmesinin bölgesel gerilimleri azaltacağını ve İslam dünyasındaki uyumu artıracaktır’’ demişti. Bize göre de böyle bir gelişme bölge barışını sağlamak için oldukça önemli bir aşama olacaktı.

Ancak Müslümanlar arasındaki barışı kendisi için tehdit gören İsrail, bu açıklamalardan memnun olmamıştı. Bunu gören Cihanabadi 15 Ocak’ta twitter hesabından şu uyarıyı yapmıştı: ‘’Güvenlik kurumları ve medya, Siyonistlerin Provokasyonlarından ve aşırılık yanlılarının aptallıklarına karşı dikkatli olmalıdır’’

Cihanabadi’nin uyarısından bir hafta sonra birer gün arayla önce Suudi Arabistan’a sonra Birleşik Arap Emirliği’ne peş peşe terör saldırıları gerçekleşti. Barış çabalarının sürdüğü bir zamanda ve bu kadar açık uyarılara rağmen bu saldırıların olması oldukça manidardır.

Dolaysıyla söz konusu saldırıları sadece bir terör saldırısı olarak değerlendirmek meseleyi anlamada yetersiz kalmak demektir. Bu saldırıların ardındaki kirli ilişkiler kolayca anlaşılmayacak kadar karmaşık olduğu anlaşılmaktadır. Bu karmaşıklığın boyutlarını ve derinliğini anlamak için bazı soruları sorup cevaplayalım.

Önce şu soruyu soralım:

-Gerçekten bu terör saldırıları iddia edildiği gibi Husiler mi gerçekleştirdi? Öyle olduğu anlaşılıyor. Zira İran medyasının saldırılara ilişkin haberi şöyleydi: Yemen Güçleri Suudi Arabistan ve BAE’nin derinliklerinde operasyon gerçekleştirdi. Her ne kadar örgüt ismi kullanılmasa da bunun Husiler olduğu açıktır.

-Husileri hangi ülke destekliyor? Elbetteİran destekliyor.

-İran Suudi Arabistan’la ilişkilerini geliştirmek istiyor mu? Görünüşe göre evet istiyor.

-Peki, bu iki ülkenin birbiriyle çatışması kimin işine yarar? Bölge ülkesi olması nedeniyle en başta İsrail’in ve diğer sömürgeci bütün devletlerin işine yarar.

Nitekim İsrail gazetesi The Jerusalem Post 23 Ocak’ta Joel C. Rosenberg tarafında: ‘’İsrail barış, karşılığında Suudi Arabistan’ın savunmasına yardım etmeli’’ başlıklı bir öneri yazdı. Özetle yazıda şöyle denilmişti: Başbakan Bennett, Kral Selman ve Muhammed Bin Selman’a: Suudi Arabistan’a İsrail hava savunma sistemini satmasını teklif etmelidir. Özellikle İran tehdidinin arttığı bir zamanda Suudi halkının İsrail’le barışa ikna edilmesi daha kolay olacaktır.

İsrail açısından bu saldırıyı ve öneriyi düşündüğümüzde durum net ve mantıklıdır. Ama İran açısından düşündüğümüzde durum hiçte öyle görünmemektedir. Ama biz sorularımıza kaldığımız yerden devam edelim.

-Bu saldırılar her iki ülke ilişkilerine ve bölge barışına zarar vereceği açık iken neden izin verildi? İşte bu saldırıların perde arkasındaki karmaşıklığın ve derinliğin boyutları bu sorunun cevabında gizlidir.

Çünkü görünürde İran ile İsrail kanlı bıçaklıdır. Husiler’in arkasında İran’ın olduğunu dünya âlem bilmektedir. Peki, İran Suudi Arabistan ile diplomatik ilişkileri geliştirmeye çalışırken, Husiler Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliği’ne nasıl saldırabilir?

Yıllardan beri geliştirilen sloganların yol açtığı ön yargıların ötesinde bu saldırıları bir analize tabii tuttuğumuzda zihnimizde oluşan soru: Bu Husiler kime çalışıyor? Bu sorunun cevabı doğru bulunursa, belki hem karmaşık ilişkiler netleşir hem de ‘’Ortadoğu’’ coğrafyasındaki kısır döngünün kırılması mümkün olabilir.