Gençlik neden önemli?
Bazı şeyler tesadüfen olmaz. Emek, çaba, uğraş gerektirir. Meyve almanız için önce tohum atıp sulamanız, bakmanız, budamanız, sevgiyle yaklaşmanız gerekir. Eğer bir bahçe ile ilgileniyorsanız, kan kırmızı elmalar, bal damlayan üzüm salkımları, ceviz büyüklüğünde kiraz taneleri ile mutlu olur, huzur bulursunuz.
İnsan da öyledir. Emek ister, uğraştırır,
ancak usta ellere düşerse ve hamuru iyi yoğrulursa ortaya mükemmel sonuçlar
çıkar. Bunun için çok bilinen bir öğrneğin bilinmeyen bir yönünü anlatacağım
size. Recep Tayyip Erdoğan, bir devlet adamı. 2002 yılından Türkiye’yi fiili
olarak yönetiyor. 1970’li yılların
başında Erdoğan bir gençlik projesinin içindeydi. Projeyi yapan MTTB, yani
Milli Türk Talebe Birliği, projenin ismi Sosyal İlimler Enstitüsü’ydü.
Bu projeyi rahmetli Prof. Dr. Nevzat
Yalçıntaş ortaya atmış, MTTB çevresindeki ilim adamları olgunlaştırmış,
MTTB’nin 50. Dönem Genel Başkanı Ömer Öztürk uzun uğraşlar sonucunda hayata
geçirmişti. Bu Enstitü, Türk subaylarına kurmaylık vasfı kazandıran Türk
Silahlı Kuvvetler Akademisi’nin sivil versiyonu gibiydi.
***
Sosyal İlimler Enstitüsü, 1971 yılında hayata
geçirildi. O dönem Türkiye’nin orta ve yüksek öğrenim kurumlarındaki en büyük
öğrenci organizasyonu olan Milli Türk Talebe Birliği, geleceğin büyük Türkiye idealini
gerçekleştirecek bu kurumu hayata hayati önemde görüyordu. Meselelerin ilmi
temellere oturtulması önemliydi.
MTTB’nin on yıl boyunca uyguladığı devrim
niteliğindeki faaliyetlerden birisiydi Sosyal İlimler Enstitüsü. Bildiğiniz tüm
branşlardan konular vardı. Dersler üniversite öğrencilerine açıktı. Gündüz
üniversitede ders veren ünlü hocalar, akşam da MTTB’nin bu enstitüsünde ders anlatıyordu.
Devam mecburiyeti vardı ve mezunlarına dipoma veriliyordu.
Sosyal
İlimler Enstitüsü’nün kimliği tartışılırken Ahmet Kabaklı şunları söylemişti: “Enstitü,
milli bir doktrinin hazırlanması için gerekli çalışmalara zemin hazırlamalıdır.
Milli bir hükümete elemanlar yetiştirmelidir. Enstitüyü bir kadro hazırlama hareketi
olarak görmeliyiz. Bu hareket MTTB’nin en başarılı ve tarihi bir hareketidir.”
***
Enstitü’nün nasıl bir eğitim vereceğini
açıklayan ön raporda gençliğe seslenilerek şunlar ifade ediliyordu: “Teknik
öğrenimde misin, gelip iktisat profesörünün karşısına oturacaksın,
dinleyeceksin, not alacaksın, tavsiye ettiği kitabı okuyacaksın. Edebiyatçı
mısın, geçeceksin psikoloji profesörünün karşısına insanın içini öğreneceksin.
Düşüncelerini rahat ve güzel anlatamıyor musun? Geleceksin hitabet hocasının dersine
kendine güven kazanacaksın. Her şeyden evvel çalışacaksın. Ama metotla,
sistemli çalışacaksın. Biz de karınca kararınca böyle yetişmek isteyen genç
kardeşlerimiz, idealistlerimiz için çalışıyoruz. Birbirimizi sevemezsek ahenk
ve dayanışma başka türlü nasıl doğar?”
MTTB Sosyal İlimler Enstitüsü, 1974-75
öğretim yılında aralarında Recep Tayip Erdoğan’ın da bulunduğu 42 kişiyi mezun
ediyordu. Erdoğan, o döem MTTB’nin Kültür Müdürlüğü’nü de üstlenmişti. Aradan
yarım asır geçtikten sonra şimdi dönüp geriye baktığımızda Recep Tayyip
Erdoğan’ın MTTB’den aldığı hızla Türkiye’de nasıl bir çığır açtığını
görebiliyoruz. Gençlik işte böyle yetiştirilmelidir.