Üniversite öğrencileri 29 Ağustos ile 2 Eylül Saat 23.50’ye
kadar yurt başvurusu yapacaklar. Başvuru yapacak öğrenci sayısının çok fazla
olması da nazar alındığında, bu kısa sürenin yeterli olup olmadığı tartışılır.
Buradan mağduriyetler doğmamasını dileriz, doğacak mağduriyetlerin de ek
başvuru, gecikmiş başvuru gibi yollar ile giderilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Başvuru sorununu aşmak kolay ancak, yer bulma sorunu ile
yurtlardaki kalite sorununu aşmanın hiç de kolay olmayacağı ortada. Kamu
kurumlarının stratejik planları arasında yer alan eski stratejik planlarda,
Kredi Yurtlar Kurumumun stratejik hedefi, odalarda bulunan ranzalı sistemin bazalı
sisteme dönüştürülmesi ve aynı zamanda koridorlarda bulunan tuvalet ve
banyoların da oda içlerine alınması, bunu sağlayarak odaları
öğrencilerin rahat edip derslerine konsantre olarak sıkı çalışabileceği, 5
yıldızlı otel odaları konforuna kavuşturmak idi. Bu hedef o zamanki yöneticilerin
gayretleri ile önemli ölçüde başarılı olmuştu.
Ancak o zamandan bu
zamana kadar, öğrenci sayısındaki artışa rağmen arada geçen sürede yeteri kadar
yurt yapımına önem verilmedi. Kamu bütçesinde ödenek olmadığı için veya başka
nedenlerle yeni yurt yapılmadı. Ancak, 351 sayılı Kanun’da yetki verilmiş olmasına
rağmen, Kredi ve Yurtlar Kurumu bünyesinde, yurt sorununu çözmek için Kamu - Özel
Sektör İşbirliği (PPP) uygulamasına gidilerek kapasite açığı giderilmemiştir.
Bunların doğal sonucu olarak yurdumun yurt sorunu büyüyerek gelmiştir.
Mevcut yurtlarda bulunan
kantin ve lokanta işletmelerinin bir bütçe yönetimi de getirdiği biliniyor, bu
bütçe hâkimiyetinin elde tutulması amacıyla da bu şekilde bir tercih yapılmış
mıdır, bunun da nazara alınması gerekir.
Bu durumda yeteri kadar
yurt yapılmadığı gibi siyasi nedenlerle ilçelere büyük kapasiteli yurtlar yapıldığı
için öğrencilerin il merkezine gitmelerinde ulaşım sorunu da ortaya çıkmıştır.
Mesele Ankara’nın bir ilçesine yurt yapılmış, bu yurtta kalan öğrencilerin
Ankara’daki bir üniversiteye gitmesi hedeflenmiştir. Bu yurttan okula gitme
süresi bir saate yakın sürmekte olup öğrenciler derslerine yetişememektedir. Okula
çok uzak bir ilçeye çubuk gibi binalar dikilmesi yerine okullara yakın ve
ulaşım kolaylığı olan yerlerde yurt yapılması neden düşünülmedi, bu konunun da değerlendirilmesi
gerekir.
Öğrencinin yurdunun okuldan
bu kadar uzak olması, hatta okuldan ayrı olması doğru da değil. Tarihimize
baktığımızda, üniversiteler/medreseler kampüs şeklinde yapılmış, öğrencinin
zihninin dağılmadan bir kampüs içinde hayatını devam ettirmesi ve kendini
geliştirmesi sağlanmıştır. Öğrencinin ihtiyaçlarının kampüs içinde sağlandığı,
ulaşımı kolay olan, yani, öğrencinin daha fazla bilimsel çalışmalarına
yoğunlaştığı, bilimsel müzakerelere yoğun yer verilen, öğrencilerin bilimsel
müzakereler ile konularını daha fazla sindirerek kendisini geliştirdiği bir
çalışma ortamı sağlanmıştır. Öğrencilerin kabiliyetleri kitaba bakarak konuları kavramaktan ziyade, bilimi
analitik olarak içselleştirme/kavrama şeklinde işletilmiş; konuları tartışma ve
soru – cevap ile de şevki artırılmış, zihni tamamen bilimsel odaklı çalışır
hale getirilmiştir.
Bunun sağlanmadığı yerlerde ve zamanlarda
başarısızlık ve çalışma şevki kırılması yaşanmış, öğrenciler de konularında çok
yüzeysel kalmıştır. Bir tür kümelenme çalışması şeklinde çalışılmıştır.
Üniversiteler ve öğrenci yurtları, konumlandırılması ve kümelenmeleri
itibarıyla öğrencilerin odaklanması açısından bir stratejik planlama ile
yürütülerek öğrencilerin bütün kabiliyetlerinin tam geliştirilmesi sağlanmalıdır.
Son dönemde YÖK’ün üniversite
puanlarını aşağı çekmesi sonucu çoğu öğrenci üniversiteye giriş hakkı kazanmış
durumda. Bunun sonucu olarak da yurtlarda yeteri kadar yatak kapasitesi
olmadığı için eski ranzalı sisteme dönüş yapılıyor. Bir odaya 6 veya 8 öğrenci yerleştirme çalışması yeniden başladı, yani
yıllar önce, konaklama kalitesini düşürdüğü için terk edilen ranzalı sisteme
geri dönülmesi hatası yenilendi. Bu arada yurt yapılmaya elverişli
durumdaki çok sayıda kamu binası ve arazisi özelleştirme yoluyla satıldı ve
fakat PPP modeli ile yurt yapılması değerlendirilmedi. Eş zamanlı olarak, özel
yurtlardaki doldurulmayan yatak kapasitesi de atıl kaldı, bunların da makul bir
ücretle kiralanması veya kullanıma açılması gibi bir uygulama yapılması planlanmadı,
doğal olarak yurdumun yurt sorunu çok üst seviyeye çıktı.
Ev kiralarının son dönemde akılla
izahı olmayacak şekilde yükselmiş olması da nazara alınınca, öğrencilerin ev
kiralamaları da imkansız hale geldi. Öte yandan özel yurtların ücretlerinin
yüksek olması hatta yurt ücretinin senelik olarak peşin alınması velileri zor
duruma sokuyor. Bu durumda velilerin bir kısmı da mali imkansızlık nedeniyle çocuğunun
üniversiteye kaydını yaptırma imkanı bulamayacağı için kaydını
yaptıramayacağını açıklıkla ifade ediyor.
Sorulduğunda “yurdumun yurt soru yok”
diyen yöneticilerimizi haberi olsun, “yurdumun çok ciddi bir yurt sorunu”
var.