Geçtiğimiz hafta sabaha karşı gerçekleşen operasyon sonunda yolsuzluk ve “örgütlü yolsuzluk” gibi iddialardan dolayı tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve onlarca kişi yargılanacakları günü bekliyor. Her ne kadar CHP’liler gelişmeleri İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığından dolayı değerlendirse de ortada çok ciddi yolsuzluk itham ve iddiaları var. Ne kadar tarafgir olunursa olunsun iddialar ve bu iddialara ait ses kayıtları ve belgeler görmezden gelinemeyecek ölçüde devasa boyutlarda.

Son bir hafta yaşanan protestolardan anladığımız o ki CHP’li İBB Başkanı hakkında yakınları ve partilileri tarafından savcılığa, emniyete teslim edilen yolsuzluk belgeleri küfürbaz, alçaklıkta sınır tanımayan, zevk ve batıperest güruh nezdinde hiçbir kıymet-i harbiye taşımıyormuş. Çünkü bu güruh için arsız da hırsız da terörist de kendilerinden olursa bu suçlar masumiyet seviyesinde kabul görür.

Ancak ahlaksızlık olarak değerlendirilebileceğimiz bu kabul peşinden başka ahlaksızlıkları da getirir. Zerre kadar anne sevgisi, anne saygısı tadan kimsenin yapmayacağını yapan, söylemeyeceğini söyleyen bir güruh ahlaksızlığın dibini (esfeles-safilin) boylamaktan çekinmez. Özgürlük bahanesi ile alçaklığı mumla aratan bu güruh “benim hırsızım, benim arsızım hırsız da olsa, arsız da olsa dokunulmazdır çünkü benden olan her koşulda özgürdür” diyor. Öyle ki bazı dengesizler dindarları kastederek “İslamcılara toplu katliam” çağrısı yapıyor. Gözaltına alınınca da Saraçhane güruhu buna da tepki gösteriyor.

Bakınız,

CHP’nin daha bir buçuk yıl önce Genel Başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan tutun partide en üst düzeyde yöneticilik yapanlar diyorlar ki 2023’te yapılan CHP Genel Kongresi rüşvetlere sahne oldu hem öyle rüşvetler ki parti genel başkanını koltuğundan edecek cinsten. Yani CHP’liler, başkaları değil, CHP’de genel başkanlık, PM üyeliği yapan, partiden belediye başkanı seçilen isimler bu hukuksuzluğu ve bu rüşvet olayını aylardır anlatıyorlar. Kimileri de elindeki bilgi ve belgeleri savcılığa teslim etmiş bulunuyor.

Elinizi vicdanınıza koyun,

Bütün bunlar olunca savcılık ne yapsın?

Savcı bunları görmezden gelip hukuku mu çiğnesin?

Onlarca şahidin, CHP’nin elan üyesi olanların savcılığa teslim ettiği belgeleri savcı çöpe mi atsın?

Diktatörlüklerde de en ileri demokrasilerde de bu belge ve bilgileri görmezden gelen bir hukuk bulamazsınız.

Saraçhane protestocuları bunca belgeye rağmen hiçbir şey olmasın, yapılmasın, hiçbir şey görmeyin, duymayın diyor. Ve bunu özgürlük ve demokrasi adına istiyor. Bu hiçbir yönetim anlayışına sığmaz. Bu istek düpedüz ayrıcalık talebidir: Bize her şey serbest ayrıcalığı.

CHP’liler işi döndürüp, dolaştırıp Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına indirgemek istiyor, değil. Olay İmamoğlu’nu da Özgür Özel’i de hatta CHP’yi de aşan bir olay. Olay Türkiye Türkiye olarak mı kalsın yoksa Türkiye elden mi çıksın olayıdır. Söylediklerim kimileri için afaki ve komplocu gelebilir, onları da anlıyorum lakin dünyanın geçmekte olduğu darboğazı önceden tespit edenler için söylediklerim anlaşılır şeylerdir.

Dünya dönerken hepimizi ve bize hissettirmeden döndürüyor. Dünya siyaseti, dünyanın tümünü ilgilendiren, dünyanın tümünde etkisini gösterebilecek hadiselerde de durum farklı değil. Herkes ve her şeyin etkilendiği bir gidişatı anlamak için ya sürecin dışına çıkınca anlarsınız ya da ilk baştan sağlıklı okumalarla gidişatı anlarsınız.

Bir de CHP eski alışkanlıklarından kurtulmuyor. Bazen tamam da bu CHP değişti demek istiyorsunuz, ama demeden CHP o malum kodlarına dönüyor. Bu konuda da CHP eski alışkanlıklarını sergiledi.

Hem protesto adı altında sergiledikleri rezalette CHP lideri Özgür Özel’in boykot çağrısı hem de meydanlarda sergiledikleri İsrail yandaşlığı kabul edilebilir değil. Dindarlardan öte İslam’a hakaretlerin, dine öfkenin bu kadar alçakça sergilendiği bir Avrupa ülkesi bile olmamıştır.

Keza Dün gibi bugün de Türkiye’yi Amerika'ya, İngiltere’ye şikâyet eden CHP bu ülkelerden istediği ilgi ve desteği görmeyince adeta ağlıyor: yalnız bırakıldık, kırıldık vs…

CHP’nin kırıldığı diğer bir kesim Kürtler!

DEM Parti, sokak eylemleri adı altında sergilenen vandallıkla işlerinin olmayacağı yönünde açıklama yaptıkça CHP küplere biniyor. Kürtleri, terörize edebilirlerse, kaosu Kürtlere yığabilirlerse makbul sayan CHP hayal kırıklığı yaşıyor çünkü her bir Kürt CHP’nin ne yapmaya çalıştığını gayet iyi iliyor.

Her zaman söyledik CHP kendisini yenidünyaya uyarlamalı. CHP 100 yıl önceki kodlarıyla daha fazla yürüyemez. Yürüyemeyince de hileye hurdaya teşebbüs ediyor ki bu da CHP’nin başını yiyecek gibi…