Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.56
Gram Altın
2922.47
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Ekim 2024

Tahsin Ener

İnsan hazinesi…

İnsan, hazinedir…

Olay, MEB’i de ilgilendiriyor…

“Tahsin amca ile 1998 yılında Oran Sitesi'nde Kenan Aydınlı Bey sayesinde tanıştım. Tahsin amca bize dinî sohbetler yapardı. Bestekâr, güftekâr ve mûsikîşinas olarak nev’i şahsına münhasır bir insandır. Allah vergisi bir kabiliyete sahiptir. Ben dört sene askerî okulda müzik eğitimi aldım. Fakat Tahsin amca nota okuma hariç benden üstündür. Eline hangi enstrümanı alsa çok kısa sürede öğrenir ve çalmaya başlar. Tahsin amcanın bestekâr ve güftekâr olmasına bakacak olursak inançlı, imanlı bir insan olduğu için iç aleminin dışa yansıması olarak kabul edebiliriz. Tahsin amca eserlerini yazarken bir menfaat beklentisi ile yazmaz, iç alemini dışı aksettirir. Onun kalbindeki neyse dilindeki de odur. Tahsin amca eserlerindeki sözleri ile kişilerin manevî alemine dokunur. Onun hem söz hem melodi olarak müziğinden etkilenmeyen insan, duygusuz bir insandır. Tahsin amcanın mûsikîdeki kabiliyetine bakınca Gençliğinde keşfedilip önü açılan birisi olsaydı, zamanımızın Dede Efendi’si olabilirdi.”

(Pınar DİLEK, Harran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslâm Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı Bestekâr Tahsin Ener’in Hayatı ve Eserleri s. 44,Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Rasim Erenler ile yapılan mülâkattan…

Orman Mühendisi…

Bestekâr, şair, sufî…

Emekli...

Tahsin ENER…

Kendini keşfedenlerden…

Cendereden kurtulanlardan…

İbretlik…

“SONUÇ

Köklü bir geçmişe sahip olan mûsikî geleneğimiz, ülkemize nota yazımının ve yayımcılığının geç dönemde girmesi sebebiyle, büyük oranda kayıt altına alınamamıştır. Bu amaca nispeten hizmet eden güfte veya ilâhî mecmuası türü eserler mevcut olsa da bahsedilen yazmalarda sadece güftenin bulunup notanın bulunmamasından mülhem, eserlerin okunuşlarının günümüze intikalleri çoğunlukla sağlanamamıştır. Darülelhân Tasnif Heyeti tarafından 1937-1952 tarihleri arasında yapılan derleme faaliyetleriyle bu mirastan geriye kalanlar bir nebze de olsa kurtarılmaya çalışılmıştır. Ancak heyetin derleme çalışmaları esnasında bazı sebepler nedeniyle birçok eser göz ardı edilmiştir. Günümüze dek bu yöndeki faaliyetler yeterli seviyede olmasa da sürdürülmüştür. İşte biz de böylesi özel bir kervanda yer alma gayesiyle bu çalışmayı gerçekleştirdik.”

Bu, “bazı sebepler” nelerdir acep? “bazı sebepler” ile millet, değerlerinden, bağlarından koparılmaya çalışıldı; milletin, dili, dini, tarihi ifsat edildi.

Devlet Konservatuvarlarında Türk müziği yasaklandı…

Türküler de sakıncalı idi.

“Çağdaşlaşma” böyle bir şey işte!..