Önce kifayetsiz muhterisleri, ayyaşları paşa yaptılar, delilerden “Baş” seçtiler…

“Adalet, müsavat, (eşitlik) uhuvvet, (kardeşlik) hürriyet” sloganlarıyla bozgunculuğun dibini buldular…

Osmanlı’yı Ruslarla savaştırdılar…(24 Nisan 1977-3 Mart 1878)

Düşman, Yeşilköy’e (Bugün Atatürk Havalimanı’nın bulunduğu alan) kadar geldi.

Ancak İngiltere’nin aracılığıyla durdurulabilindi.

İngiltere bunun bedeli olarak Kıbrıs’ı (kiralık olarak) aldı; fitnede, hukuksuzluklarda, ihanetlerde, Siyonistlerin Filistin’e geçişlerinde YATAY- TOPLANMA MERKEZİ olarak kullanmaya başladı.

12 yıl sonra…

1889’da İttihat ve Terakki (Birlik ve İlerleme) Partisi’ni kurdular.

8 yıl sonra…

1897’de Siyonist Kongre toplandı.

1907’de İttihat ve Terakki Partisi çatısı altında ne kadar ipten, kazıktan boşanmış din ve millet düşmanı varsa toplanıp “Abdülhamit gitsin de ne olursa olsun.” diyerek kongre yaptılar.

1908’de Balkanlar’da dağa çıkıp İstanbul’a çullandılar…

“Her Şey Güzel Olacak” ve “Herkes Kazanacak” idi…

“Bir de İstanbul'a geldim ki: bütün çarşı, pazar

Naradan  çalkanıyor, öyle ya... Hürriyet var!

Galeyan geldi mi, mantık savuşurmuş... doğru:

Vardı aklından o gün her kimi gördümse zoru.

Kimse farkında değil, anlaşılan, yaptığının;

Kafalar tütsülü hülya ile, gözler kızgın;

Sanki zincirdekiler hep boşanır zincirden,

Yıkıvermiş de tımarhaneyi çıkmış birden!

Zurnalar şehr ahalisini takmış peşine;

Yedisinden tutarak ta dayanın yetmişine!

Eli bayraklı alaylar yürüyor dört keçeli,

En ağır başlısının bir zili eksik, belli!

Ötüyor her taşın üstünde birer dilli düdük.

Dinliyor kaplamış etrafını yüzlerce hödük!”

Ve…

Trablusgarp Savaşı…

29 Eylül 1911 – 18 Ekim 1912

Libya kaybedildi…

Ara vermeden…

8 Ekim 1912 Balkan Savaşları başladı.

2 Kasım 1912 Edirne düştü.

Askeri darbe;

23 Ocak 1913…

İttihatçılar Devlet’e el koydular, Osmanlı’yı 30 Ekim 1914’te Savaşı’ın içine attılar.

Boğazı’mıza çöktüler…

Bugün “Ne işimiz var Libya’da, Mavi Vatan’da”  diyenler bu ihanet halkalarındandırlar.

18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi…

Ama…

İhanetin böylesi…

26 Mart 1917 Gazze Cephesi…

26 Aralık1917 İngilizlerin Kudüs’ü işgali…

30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi’yle Osmanlı Devleti’ni altın tepside teslim eden “Üç beyinsiz” Alman denizaltısıyla efendilerine kaçtı.

13 gün sonra; 13 Kasım 1918’de İstanbul kısmen, 15 ay  sonra (16 Mart 1920) tam manasıyla teslim edildi.

*

Çanakkale Cephesi kapanmadı…

Dün Çanakkale’de Siyonist Katır Birliği, bugün de “barış, adalet, özgürlük “ adı altında soykırıma devam ediyor.

Terör…

Sağ-Sol…

Laik-Anti laik…

Mezhepçilik…

Kemalizm…

Baasçılık…

Kutuplaştırma, çatıştırma…

İşgaller…

15 Temmuz, bu cephenin yeni bir aşamasıydı.

Gazze’de vahşet sürüyor.

“Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!”

Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,

Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!”

Önce dimağlar iğfal edildi.

Aydın denilen cesur sahtekârlar aparatıyla basiret ehli, “yobaz” yaftasıyla tahkir edildi.

Bu milletin evlatlarını vurdular, astılar, susturdular, yağmaladılar, kaht ı rical oluştururdular…

 “Ölmeden mezara koydular…”

“Kentin surları çöktü. Herkes bulunduğu yerden dosdoğru kente girdi. Böylece kenti ele

geçirdiler. Kadın erkek, genç yaşlı, küçük ve büyük baş hayvanlardan eşeklere dek, kentte ne kadar canlı varsa, hepsini kılıçtan geçirip yok ettiler. (Yuşa 6: 20-21)

Sonra kenti içindekilerle birlikte ateşe verdiler. Ancak altını ve gümüşü, tunç ve demir

eşyayı Yahve’nin Tapınağı’nın hazinesine koydular. (Yuşa 6: 24)

 Şimdi git, Amaleklilere saldır. Onlara ait her şeyi tümüyle yok et, hiçbir şeyi esirgeme.

Kadın erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür.” (I. Samuel 15: 3)

Filistin/Gazze…

Açlık…

Ölüm…

Dünün İttihatçıları; bugünün Siyokemalistleri…

Vahşeti alkışlıyorlar…

Paralel’i, Yatay’ı yeni ihanetlere bileyleniyorlar.