Eşcinselleştiremediklerimizdenmisiniz!
Devlet eliyle, Eşcinsel Rehabilitasyon Merkezleri kurulma kararı alınabilseydi neler olurdu?
Envai çeşit LGBT
oluşumları, dernekleri, sosyal medya operasyon kolları aynı anda;
Vay efendim…
‘Eşcinsel rehabilitasyon
mu olurmuş, siz Dünya Sağlık Örgütünden iyi mi biliyorsunuz?’ diye diye fikri
vereni, uygulamaya koyanı linç üstüne linç ederlerdi.
Bizimkiler onlarla
dalaşmaktansa çalıyı dolaşmayı her zaman tercih etmişlerdir.
Yalnız
başına Psikolog Hüseyin Kaçın…
Eşcinsel
terapi yöntemiyle, 40 yıl önceLGBT lobilerinin baskılarıyla ‘Eşcinsellik hastalık değildir’ kararı
alan, eşcinsellik türevlerinihastalık
tanı listelerinden çıkartanDSÖ’ye meydan okuyor…
Eşcinselliği
terapi yönetimiyle tedavi etmeye başlayınca LGBT oluşumlarının hedefi haline
geldi.
Tehdit edildi, saldırıya uğradı, ofisi
basılarak yağmalandı…
Vazgeçmedi…
‘EşcinselliğinAile Hastalığı’olduğunu, tedavi edilebileceğini
söyledi ısrarla.
Söylemekle
kalmadı; kurtulmak isteyenleri terapi seanslarıyla hastalığın pençesinden çekip
aldı.
Sonra mı ne
oldu?
Sadece eşcinsel
terapi yapan Psikolog Kaçın’ın Fatih’teki merkeziCİMER’eşikayet edildi.
CİMER ne
yaptı?
Şikâyeti İstanbul
Sağlık İl Müdürlüğü’ne, oradan Fatih İlçe…
Sonuç?
PsikologKaçın'ın
merkezi, Fatih Kaymakamlığı oluruylakapatıldı.
Yetmedi…
Sağlık
Bakanlığı, Savcılığa suç duyurusunda bulundu.
İfadeye
çağrıldı.
Eşcinsel
Tedavi Merkezi’nde hastalıktan kurtulmayı bekleyen, normalleşmek isteyenlergelişmeleri
şaşkınla izliyor.
Şu sese
kulak verin;
“Ben küçük
yaşlardadefalarca cinsel istismara uğradım.
Şimdiye kadar
kendimden büyük, babam yaşındaadamlarlaçeşitli birliktelikler yaşadım.
Eşcinselliğin tedavisi olduğunu
bilmiyor, ihtimal dahi vermiyordum.
Tesadüfen
Psikolog Hüseyin Kaçın’ı duydum.
Kendisiyle görüştüm.
Çıkarı
olmadan bütün dertlerimi saatlerce dinledi.
Terapilere
devam etmeye başladım.
Bana ziyadesiyle faydası oldu.
Karşı cinse ilgi
duymuyordum; zamanla duygusal açıdan kadınlara ilgi duymaya başladım.
Hüseyin Beyin Ofisi kapatıldı; tedavimiz,
seanslarımız yarım kaldı.
Devletin
sorunlarımıza el atmasını beklerken tek dayanağımız, yeganesığınağımız Hüseyin
beyin eşcinsel terapi yapmasının engellenmesi bizleri derinden sarstı.
Son günlerde
devletimizin geleceği, dijital ortamlarda tehdit edildiğine yönelik haberler,
açıklamalar okuyor, dinliyoruz.
Evli barklı çoluk çocuk sahibi 50-60
yaşındaadamlar eşcinsel sitelerinde, 15-16-17 yaşında çocuklarla ilişki
yaşamaktadır.
Gay fuhuş mafyası
Türkiye’nin büyük şehirlerini, beş yıldızlıotellerikuşatmış durumdadır.
Lütfen gençlerimizi eşcinsel
tehlikesinden kurtarın…”
Kaçın tek
başına mücadele ediyordu.
LGBT
oluşumlarının çeşit çeşit dernekleri, sayısız avukatları, yurt dışı fonları sınırsız
destekleri vardı.
İyileşmek
isteyen eşcinsellere baskı uyguluyor, yardım aldıkları psikologları şikâyet
mekanizmalarını kullanarak yıldırıyorlardı.
‘Madem eşcinselliğin tedavisi yok,
olmayacağından eminsiniz, iyileşmek üzere mücadele verenlerden neden rahatsız
oluyorsunuz?’
Değil mi?
PsikologKaçın’ın
terapilerine katılarak iyileşen, normalleşen, evlenerek aile kuranları gördükçe
çıldırıyorlar…
DSÖ
envanterinde kayıtlı olmadığından eşcinselliği iyileştirecek diplomalı doktor, eşcinsel İyileştirme Terapisti unvanı henüz
yok.
Türkiye’nin tek
eşcinsel terapisti, unvan yetersizliği
bahanesiyle çalışamaz hale getirildi.
Destek istemiyordu, köstek olunmasa
iyiydi.
Madem öyle…
Muhterem
Aile Bakanı, SayınSağlık Bakanı;
BM’yi, DSÖ’yü,
AB’yi, bilumum LGBT oluşumlarını, sosyal medya veyahut asosyal baskı gruplarını
karşınıza alarak;
İllerde Eşcinsel Rehabilitasyon
Merkezleri kurmaya var mısınız?
Hazır Cumhurbaşkanı,
“Hayâ, edep, şefkat, merhamet hasletlerinin günlük hayattan çekildiğini, insanı
fıtratından kopartan LGBT'vari sapkınlıklarınolmadığı kadar özendirilerek
teşvik edildiğini…” söylemişken…
Durdurun şu hayasızca
akın.