Yeşil Yeni Dünya
Bill Gates, geçenlerde “Covid-19 salgınından kurtulmanın, iklim değişikliğine kıyasla çok daha kolay olduğunu” söyledi. Ona göre “iklim değişikliği bu yüzyılın sonunda, her yıl beş kat daha fazla ölüme neden olacak.”
Gates’in bu konuda bir de önerisi var. İneklerden
kaynaklanan metan gazı salınımının azaltılması için zengin ülkelerin yapay et
tüketimine geçmesi gerektiğini söylüyor.
TGRT’nin geçen yıl haberlerinden duyurduğuna göre, ülkemiz temiz et(!) üretimine çoktan
başlamış bile. Habere göre hayvanları öldürmeden(!) üretilen bu et çok da
sağlıklıymış. Anlayacağınız yeşil yeni dünyamız aynı zamanda bir vegan çağı
olacak.
Küresel ısınma, neredeyse elli yıllık bir meselemiz.1970’li
yıllarda küreselci bilim adamlarının yaptıkları araştırmaya göre yirmi ya da
otuz yıl içerisinde dünyamız buzul çağına girecekti.
Tabi ki bu olmadı ancak onlar vazgeçmedi. 2000’li yıllarda
ülkemiz medyası da dâhil olmak üzere bu konuda korku pompalanmaya devam edildi.
Örneğin, küresel
ısınmanın etkisiyle oluşan iklim değişikliği önümüzdeki 20 yıl içinde toplam 100
milyon insanı ölüme götürecek deniliyordu. İklim değişikliğinin -o gün için-
dünya ekonomisine 1.2 trilyon dolar zarar verdiği de ilave ediliyordu.
Bu da olmadı. Onlar yine vazgeçmedi. Bu sefer de küresel ısınmanın da bir sonucu olarak ozon tabakasının
delindiği ortaya atıldı. Ne çok tartışıldı bu konu. Millet parfüm sıkmaya
korkar oldu. Çünkü deodorantların da bu delinmeye neden olduğu söyleniyordu.
Baktılar bu da tutmadı.Eylül
2015'te yapılan ölçümlerde, ozon tabakasındaki deliğin 2000'dekine kıyasla 4
milyon kilometrekare ufaldığı gözlemlendi denilerek meseleyi kapattılar.
Daha geçenlerdeNASA,
bu kış itibariyle gezegenimiz bir Mini Buzul Çağı’na giriyor dedi. Bu dönemde
başlayan soğumanın 2030’lu yıllara kadar artarak devam edeceği tahmin
ediliyormuş. Konu yine küresel ısınma efendim.
Emine Erdoğan, 2020'de yapılan bir araştırmanın verilerini
paylaşarak "iklim değişikliği
konusunda endişeli misiniz?" sorusuna her 10 kişiden 7'sinin
"endişeliyim." şeklinde cevap verdiğini aktardı.
Sonra büyük resmi göremediğimizi vurgulayarak; “yangın
olduğunda söndürmeye çalışıyor, sel olduğunda verdiği hasarı tamir etmeye
gayret ediyoruz. Ama yangınların, sellerin ve diğer afetlerin esas nedenlerine
inip, tam anlamıyla mücadele edemiyoruz” diyerek meselenin ciddiyetine vurgu
yaptı.
Bakan Murat Kurum ise; afetlerde
can kayıpları yaşandığını, çiftçilerin, vatandaşların emeklerinin heba olduğunu
aktararak, kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kalındığını ifade etti.Bu çerçevede
yedi bölgemizin tüm alanlarda iklim değişikliğine uyumlu hale getirileceğini bu
çerçevede akıllı şehir ve sıfır atık uygulamalarını yaygınlaştıracaklarını da
ilave etti.
Anlaşılan biz de iklim değişikliği konusunda çok hassasız.
AB’de de yüz akıllı şehir projesi konuşuluyor.
Biden göreve gelir gelmez birinci gündem maddesi iklim
değişikliği olmuştu. Bununla ilgili bir de ekip kurdu. Bu iklim ekibinin aşırı
hava olaylarıyla baş edebilecek şekilde su şebekesini, ulaştırma ve enerji
altyapısını modernize edeceğini açıkladı.
Hatta Biden, 500 bin elektrikli araç şarj istasyonu
kuracaklarını ve 1,5 milyon enerji dostu ev inşa edecekleri bilgisini de verdi
Biden ve ekibi, 2
trilyon ABD Doları tutarındaki iklim planını gerçeğe dönüştürmek ve 2035 yılına
kadar ABD’yi karbonsuz bir enerji sektörüne dönüştürmek için çalışacaklarmış.
Mayıs 2020de The Ecomonist dergisinde bir karikatür
yayınlanmıştı. Karikatürde dünyanın bir boks ringinde COVID-19’utemsil eden
virüs ile kavgası resmediliyordu. Burada dünyanın galip geleceğine vurgu
yapılıyordu.
Fakat resimde kenarda bekleyen daha güçlü, daha korkutucu
bir rakip görünüyordu. Bu eleme müsabakasında, ringe çıkmak için sırasını
bekleyen bu güç;“Climate Change”
yani iklim değişikliği idi.
Anlayacağınız Covid-19’dan sonra oluşturulacak korkunun
kaynağı belli. Peki, neden bunu ortaya atıyorlar?
Dünya Ekonomik Forumu
başkanı Klaus Schwab’ın da dikkat çektiği gibi “büyük reset” için! Artık eski
normale dönemeyiz diyerek tamda enigmatik çağa uygun bir dille kapitalizmi kötülüyor
ve yeni bir inşadan bahsediyor.
2008 mali krizinde 8 trilyon dolar civarında tutan kurtarma
paketlerinin maliyetini halklara ödeten ABD, o günden beri sürekli olarak para
basıyor. Balon neredeyse patladı patlayacak. Covid-19 tam da bu noktada imdada
yetişti.
Yeni dönemde iklim değişikliği palavrasını yeniden ortaya
atacaklar. Anlayacağınız “Yeni Yeşil Dünya”mızda, akıllı, dijital hükümetlerle
ve akıllı şehirlerimizde, tertemiz, mutlu, mesut yaşayacağız(!) Ancak unutmayın,
yeni dijital diktatörlüğün en büyük sloganı; “herkesin mutluluğu için” olacak.