Faiz İndirimlerinde Senaryolar
Son PPK toplantısı sonrası yapılan açıklamayla faiz indirimi beklentisi artık iyiden iyiye güçlenmiş durumda. Özellikle sanayi tarafında yaşanan zayıflama nedeniyle başta imalat sektörü olmak üzere iş dünyasının faiz indiriminin gerekliliği konusunda sesinin gittikçe arttığı bir dönemdeyiz. Bir önceki PPK’ya kadar defalarca “aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı düşüş olmadan faiz indirimine girmeyeceklerini açıkça ifade eden Merkez Bankası, ortada hiç de belirgin ve kalıcı düşüşe dair emareler olmadığı gibi Kasım başında yeniden revize etmek zorunda kaldığı yıllık enflasyon beklentisine rağmen birden bire tatlı mesajlar vermeye başladı
Açıkçası bu tatlı mesajlar, yıllık enflasyon beklentisini %33 ile başlatıp %44’lere kadar revize eden yani hedeflerinde %33’lük sapma yaşanan bir merkez bankasından beklenmeyecek derecede garip açıklamalardı.
Gerçi önceki merkez bankası yönetiminin tahminleri ve icraatlarıyla karşılaştırıldığında son derece basit hata payları ve tercihler gibi görünse de 15 aydır sıkı para politikası uygulayan merkez bankası yönetiminden beklenen sonuçlar henüz ortada yokken böyle bir yola sapılması pek de hoş karşılanmadı.
Evvelki yazılarımda ifade ettiğim üzere daha önceki uzun soluklu sıkı para politikası dönemlerinden farklı olarak bırakın miktarsal sıkılaşmayı, aksine aşırı miktarsal genişlemeye gidilen bu dönemden çoğu iktisatçılar tarafından enflasyon konusunda büyük bir başarı zaten beklenmiyordu.
Gerekli maliye politikalarının uygulanamadığı, kamuda tasarrufun istenildiği gibi gerçekleştirilemediği bir sıkılaşma döneminde miktarsal genişlemenin hızla artması ve enflasyon hedeflerinin %33 oranında şaşması gayet doğal gelişmeler.
Yine de her ne kadar Aralık ayı için bir faiz indirimi beklentisi oluşsa da merkez bankasının bu ay verdiği tatlı mesajı önümüzdeki ay faiz artışı yapmadan biraz daha tatlandırıp yeniden piyasaya süreceğini tahmin ediyorum.
Bu esnada iki ay üst üste aylık enflasyonda düşüş yakalamayı deneyip başarılırsa da bunu “kalıcı ve belirgin düşüş” olarak lanse ettikten sonra Ocak toplantısında 25 baz puanlık bir indirim yapacağını düşüyorum.
Tam da ücretlerdeki artışların etkisini göstereceği Şubat ayının enflasyon verilerinin çıktığı Mart ayında başında enflasyonun kaynağı olarak ücretlerdeki artışın işaret edileceğini, ardından takip eden aylarda gerekli gördüğünde pas geçileceğini genel anlamdaysa piyasaların nabzına göre küçük indirimlere sürecin yönetilmeye çalışacağını öngörüyorum.
Fakat senaryo Aralık ayında bir indirimle başlayacak olursa ya da enflasyonda Ocak toplantısına kadar iki defa arka arkaya aylık bazda düşüş yakalanamazsa ’bu defa işler çok farklı gelişmelere kapı aralayabilir.
15 aylık süreç sonlanabilir ve yepyeni bir dönemece girilebilir.
Haliyle çok sayıda eski/yeni aktörün de bu dönemeçten sonra sahneye birer birer çıktığını görmeye başlayabiliriz.