Bahçeli'nin Şifreleri
Türkiye her
daim, sıkıştırıldığı coğrafyadan çıkmak, ayaklarındaki prangalardan kurtulmak, bölgesel
mirasına doğru hamle yapmak üzereyken, terör tehdidiyle karşı karşıya
bırakılıyor.
Büyük
Osmanlı Projesi, terörün her türlüsü sahaya sürülerek engelleniyor…
Siyasi,
askeri, coğrafi, ekonomik, hatta sosyo psikolojik anlamda kendimizi iyi
hissedip, ‘bir olarak, iri olarak, diri
olarak’ gözümüzü uzaklara, ‘Akdeniz’in
ufka doğru mora çalan mavisi’ne dikmeyelim, dikemeyelim diye yıllar yılı terör
ayak bağımız oluyor.
Sürekli
engellemelerle arpa boyu yol gidemiyoruz…
Haydi, Büyük
Osmanlı’yı şimdilik kaydıyla geçelim, Misak-ı
Milli Hedeflerimize dahi ulaşabilmiş değiliz…
Osmanlı
bakiyesi, Suriye haritasına bakıyoruz; sarıya boyanmış yerler, terör örgütlerinin
etkisi altında olan bölgeler…
Küresel Koalisyon
güçlerinin vesayetinde savaş makinesi örgütler;
PKK/KCK -
PYD/YPG – PJAK LTD ŞTİ…
Kim, ne iş
verirse yapıyorlar; uluslararası çapta taşeronluk,
getir, götür, taşı, temizle, indir, boşalt, bilimum nakliyat, hizmetleri,
Çocuk kaçırmadan tutun, uyuşturucu, kara
para, haraç, fidye, adam öldürme, toplu katliam, bombalı eylemler, baskınlar… ilh…
İŞİD –
DEAŞ’le mücadele görüntüsüyle, Küresel
Koalisyon Güçlerinden petrol bölgeleri güvenlik işini aldılar.
Büyük iş…
Güvenlik
bahanesiyle günde 60 - 70 bin varil
Suriye petrolünü çalıyorlar…
Sorsan ‘Büyük Kürdistan’ derler…
Hikaye…
Esasen, Büyük İsrail’in Wagner’i, Arz-ı Mevut
Fedaileri…
Devlet Bahçeli’nin,
Abdullah Öcalan'ın DEM Parti Grup Toplantısına katılmasını, kürsüden PKK’nın
silah bıraktığını açıklamasını istemesinin altında yatan gerçek…
Türkiye
siyaseti, ne demek istediğini anlamaya çalışır, açıklamanın ardından MHP’nin
oylarının dibe vurduğuna dair anketler çarşaf çarşaf yayınlanmaya devam ede
dururken, Bahçeli’nin sözleri sahada tahakkuk
etmeye başladı.
Hatırlayalım…
Erdoğan – Bahçeli
İttifakı, Yeni Türkiye'nin terörle mücadelede tavizsiz olacağını, ‘iç cephenin güçlendirilmesi formülüyle’
yeni yaklaşım geliştirdiğine işaret etmişti.
Bahçeli, “İmralı A noktası, DEM B noktası”
derken, ‘Halledin şu işi, PKK yürüyüşümüzde
ayak bağı olmaktan çıksın. Türkiye Yüzyılı’nın önünde durmaya, ilerlememize
engel olmaya devam ederseniz ezer geçeriz, alayınızı fena silkeleriz…” demek
istiyordu…
Suriye rejim
güçleri çekilirken yerlerini PYD/YPG’ye bırakacaklarını,
İsrail'i
Suriye üzerinden Irak'a bağlayacak Davut
Koridoru yapım işinde kullanılacaklarını görüyordu.
Ziya Gökalp
referansıyla, "Türk ile Kürt’ün
birbirini sevmesi farzdır. İsrail'e karşı ortak direniş hattı kurulmalı. Hep
beraber Haçlı ordularına karşı duralım, Kudüs’ü alalım…” diyordu…
“Anadolu’nun kapılarını açan
Alparslan’ın, Kudüs’ü fetheden Selahattin’in ordusunda Kürt yok muydu…” diye soruyordu.
“Emperyalizme karşı mücadele
edenlerin ortak adı Türk Ordusu’dur…” diyordu…
Kimsecikler
farkına varmadı mı, herkes suspus mu?
Hayır…
Susanlar farkındaydı, farkına varanlar
susuyordu…