Bir gece ki bir ömre bedel! Gök kapılarının açıldığı, rahmetin sağanak sağanak yeryüzüne yağdığı gece... Aklın idrakte zorlandığı, vahyin izahına muhtaç olunan gece... Rahmetin en güzeli olan insanlığın kurtuluş reçetesi Kitabın indirilmeye başlandığı gece... Sadece insanlığın değil zamanın kendisinin de secdeye kapandığı gece... Bu gecede yıldızlar bile daha parlak yanar. Bir kandil misali sadece geceyi değil insanlığın karanlığını da aydınlatır. İşte böyle bir zaman Kadir Gecesi.

Varlığın ilahi bir sırra büründüğü, göklerin rahmetle dolup taştığı, kalbin arşa dokunduğu o kutlu gecede bir binlerle ölçülür, tan yeri ağarana değin yeryüzünün kirlerinden arınmasına vesiledir.

Bu ayı mübarek kılan sebeplerden biridir Kadir Gecesi. Ramazan, mümin ruhunu yıkayan, onu tazeleyen, göğsünü genişleten bir nehir oluverir. Rabbimiz, bu gecede insanlığın kurtuluş reçetesi olan Kur’an-ı Kerim'i indirmeye başlamıştır. Âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (SAV) peygamberliğinin ilk nişanesidir bu gece. “Oku!” emri ile bir bakıma insanlığın dirilişinin işaret fişeğidir Kadir Gecesi. Karanlıktan aydınlığına geçişin anahtarıdır.

“Şüphesiz, biz onu (Kur'an’ı) Kadir Gecesi'nde indirdik. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu sen ne bileceksin? Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır.” (Kadir Suresi, 1-3. Ayetler) Kadir Gecesinin kıymetini bilenler ancak onu idrak edebilir ve bin aydan daha hayırlı oluşunun şifresini çözebilir.

Zamanın bütün bereketini içine sığdıran bu gece, sadece saatlerin geçip gittiği bir zaman dilimi değil; aksine ezelden ebede süregelen yolculuğun sırrını içinde saklayan bir ilahi lütuf, bir arınma kapısıdır.

Kadir Gecesi, Kur’an’ın geceye inen ilk ışığıdır. Bu gecenin kutsallığı, o gece nazil olan ilk vahiy ile ölçütü ve tüm zamanları aşan hakikatin tecellisidir. O gece Cebrail’in tüm semayı vahyin ilk kelimeleri ile aydınlatarak yeryüzüne inişidir: “Yaratan Rabbinin adıyla oku!” (Alak Suresi, 1. Ayet)

Bütün insanlık o gece öğrendi “okumayı”. Bir harften, kelimeden, cümleden öte âlemin hakikatinin anlamını, varlığı, yaratılışı, Allah’ın kudretini, kalbin derinliklerini, hayatta oluşun anlamını okumayı öğrendi insanlar.

Kadir Gecesi, gözün gördüğünden öte kalbin gördüğüyle nurlandığı bir gecedir. İnsanın kendisini yeniden inşa edişiyle bütün insanların halinden anlamaya başlamasıyla daha bir anlam kazandı zaman. Ramazan ise bu anlamın idrakine ulaşılan ay oldu. Aç kalıp tokluğun, sahip olduklarına bakarak yokluğun, susayıp suyun kadrinin bilindiği bir manevi iklim oldu Ramazan. Nasibin ne olduğunun idrakine vararak rızkın sahibine kul olabilmenin şükrünün bilincinde bir irade eğitimidir Ramazan. Nefisle yüzleşmenin, kalbin aynasına bakmanın vaktidir. Bu aydaki Kadir Gecesi ise manevi yolculuğun zirvesidir.

Hz. Peygamber (sav) buyuruyor: “Kim Kadir Gecesi'ni iman ederek ve sevabını Allah’tan bekleyerek ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır.” Bu gece, kaybolmuş duaların yeniden bulunduğu, hataların affa dönüştüğü, kalbin, Rabbine en yakın olduğu bir andır. Bu gece, affın en çok olduğu, rahmetin sağanak sağanak yağdığı, meleklerin yeryüzüne inerek affedilmeyi bekleyen günahkâr kalplerin arınması için dua ettikleri gecedir. O gece, bir damla gözyaşı, bir ömürlük günahı silebilir. O gece, bir içten yakarış, kalbin en derin yaralarına merhem olabilir. O gece, dua edenlerin elleri boş dönmez, tövbe edenlerin yolları kapanmaz.

Rivayet odur ki Hz. Âişe Annemiz (R.Anh), Peygamberimize (SAV) sorar: “Ya Resulullah, Kadir Gecesi’ne ulaşırsam hangi duayı edeyim?”

Efendimiz (SAV) şöyle buyurur: “Allahım! Sen çok affedicisin, Kerîm’sin, affetmeyi seversin. Beni de affeyle!”

Kadir Gecesi, göğe açılan kapıdır. Gecenin karanlığına değil, rahmetine bakanlar, o kapıyı aralayabilir. Bu gece dua ve ibadettir payımıza düşen. Mübarek Ramazan ayının son günlerinde huzura kabul edilmenin muradıdır bu gece.

Ya Rab! Bu gece, bize kendimizi affettirecek bir secde nasip et. Ellerimizi açtığımızda, kalplerimizi de açmayı nasip eyle. Bu gece, kapından boş dönmeyenlerden ve duası kabul olmuşlardan eyle bizi. Âmin.