Sağlığı bütüncül ele alan bir hekim olarak elbette erkek
üreme sağlığını değerlendirirken sadece semen analizi kâfi gelmez.
Aç karnına yaptırmış olduğumuz laboratuvar testleri ile
erkek metabolizmasını da baştan sona değerlendirmek ve yaşam modelini incelemek
gerekiyor. Sigara, alkol kullanımından tutalım obezite, stresli yaşam, uyku
düzeni ve cinsel hayatı da irdelemek gerekebiliyor.
Çok ağır işlerde çalışan, zehirli gazlarla temas eden ya da
testislere zarar verecek sıcaklıktaki iş yerlerinde çalışan erkeklerin
laboratuvar testlerinde sıkıntılar görebiliyoruz.
Kadınlarda overler sıcağı severken erkeklerde testisler
serini sever, bundan dolayı beden dışında yaratılmışlardır.
Fırında, ocak başında çalışan erkeklerin yüksek ısıdan kötü
etkilenmeleri mümkündür.
Beslenme şekli de sağlığımızı yakından ilgilendiriyor. D
vitamini eksikliği erkeklerde de sıklıkla karşılaştığım bir problem. E
vitamini, D Vitamini, Çinko üreme sağlığımız için çok çok gerekli. Güneş
almamak hepimizin sağlık sorunu. Erkekler de ofisten arabaya, arabadan eve
yaşıyorlar olmalı ki D vitamini seviyeleri çok düşük. Tarlada, bahçede kolları
açık çalışmak gerekiyor. Ya da deniz tatili ile belki her yerde yüzebilme
imkânına kadınlardan daha fazla sahip olan erkeklerin D vitamini seviyeleri
yükselebilir. Ne var ki özellikle salgın sürecinde en az 60-80 ng/ml
seviyelerinde tutmaya çalıştığımız D vitamini seviyelerini dışarıdan takviye
yapılmadığı sürece 10 ng/ml seviyelerinde kalıyor.
“Göbek çevresi 110 cm’yi geçmesin.” dediğimiz erkeklerde
obezite hızla artmaktadır. Özellikle çocuk ve ergenlik sürecinde
gözlemlediğimiz erkek obezitesi gelecek adına kaygı verici bir durumdur.
Annelerin çoğu evlatlarının çok yemek yemesinden mutluluk
duyarken gelecekte kalp ve damar sağlığı problemleri, şeker hastalığı yanında
üreme kapasitesindeki düşüşten pek de endişeye kapılmamaktadırlar. Bilgisayar
başında, yatağında hareketsiz olarak yetişen erkek çocukları baba olmak
istediklerinde tüp bebek ünitelerinde testis biyopsileri, sperm üretebilme
teknolojileri ile karşılaşacaklar. Hem zaman ve para ayıracaklar hem de can
yakıcı tekniklerle muhatap olacaklar.
Üstelik cinsel yaşam da monotonlaşıp, hesaplı, planlı
günlerde zoraki olacak. Hâlbuki bizler cinselliğin doğaçlama şekilde, karı-koca
arasında arzulu bir şekilde yaşanması taraftarıyız.
Bir de üreme sağlığı sorunu çeken erkeklerle evli
kadınlarımızın psikolojisini düşünürsek çok fazla fedakârlığa katlanmaları
gerekiyor. Eski yıllarda “çocuğu olmuyor” diye üzerine kuma getirilen çok
sayıda kadın oldu. Kendi öz teyzem de o kadınlardan birisidir. Peki, giderek
artan erkek infertilitesi karşında kadınlarımız ne düşünüyorlar? Özellikle erkek
torunları olan kadınlar gençler için neler yapabilirler?
Bir duyarsızlık var. Öyle ki sanki insanlar rüyada
yaşıyorlar. Hiçbir şey umurumuzda bile değil sanki.
Hekimler de yoruldu artık. Karışmıyorlar… Ne bir kimseye ne
de bir konuya.
Prof. Dr. Münir Derman’ın meslek anılarını okuyup eski
hekimlerle karşılaştırma yaptığım zaman benim kuşağım hekimler bir hiçe bir
zavallıya dönüştürülmüş durumdalar. Tek bir kimse dahi biz hekimlerin tavrını
tartışmaz, doktor bey haklıdır.” kayıtsız şartsız teslim olurlardı.
Asıl 30 yıl sonrayı yaşarsam çok merak ediyorum. Online
yetişen hekimlerle, sosyal medya bağımlısı tıp öğrencileri ile tedavi acaba
nasıl olacak?
Sanırım artık son kuşaklarız biz. Gayret eden, her işe el
atıp yapıcı projeler üretmeye çalışan, eksikler yanlışlar karşısında
sinirlenen, kutsal idealleri olan, hayalleri için koşturan son nesil.
Pek çok erkek semen analizi bile yaptırmak istemiyor; “Benim
erkeklik fonksiyonlarım normal” diyorlar. Oysa üreme sağlığı cinsel sağlıkla
her zaman paralel seyretmez. Ayrıca cinsel sağlık yetenekleri de çok erken
yaşlarda kayba uğrayabilir. Ereksiyon sorunu yaşayan pek çok erkek durumunu
kabullenmiyor, profesyonel yardım da almayabiliyor. Oysa sorunu çözmek için
önce sorunu kabul etmek gerekir.
Laboratuvar testleri arasında testesteron oranları, hipofiz
hormonları yanında açlık kan şekeri ve kan yağ seviyeleri de önemli. Haftaya bu
konuyu detaylı olarak ele alalım inşallah.
Sağlıcakla kalınız.