Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Kasım 2024

​Türkiye'nin enerji köyü!

Geçtiğimiz hafta Çarşamba günü Karakaya Hidroleketrik Santrali’ne düzenlenen teknik geziye 13 kişilik bir heyetle katılma fırsatım oldu. Karakaya Hidroelektrik Santrali, GAP projesinin bir parçası olarak Fırat Nehri üzerine kurulu olup Türkiye’nin en büyük “ikinci” enerji santrali. Karakaya Barajı, 1976-1987 yılları arasında yapılmış olup adını da barajın yer aldığı Karakaya Köyü’nden alıyor. Yapıldığı yıllarda o bölgede yer alan birçok köy boşaltılmış, kuş uçmaz kervan geçmez bir yer diyebiliriz. Şehir merkezine oldukça uzak dağların arasında bir yer…

Santralin yer aldığı Karakaya bölgesine varmaya değin kanyonlar arasından gidilen kıvrımlı yollar insana farklı bir ülkede seyahat ediyormuş havası yaşatıyor. İhtişamıyla, ulaşımıyla, düzeniyle, üretimiyle, çalışma sistemiyle gerçekten insanı büyüleyen bir yer. Devasa dağların arasından açılmış yolları aşarak, tünellerden geçerek, çok aşağılarda yer alan Fırat Nehri’ni tepeden kuş bakışı ile izleyerek vardığımız Karakaya HES girişinde bizi öncelikle güvenlik görevlisi arkadaşlar karşıladı. Barajın ve santralin bulunduğu binlerce kilometrekarelik alana her isteyen giremiyor. Önceden resmî izin alanlar girebiliyor.

Karakaya HES, şehir ve ilçe merkezinden kilometrelerce uzakta bir yer olması nedeni ile bu bölgeye adeta bir yaşam alanı kurulmuş. Misafirhanesi, yemekhanesi, restoranı, berberi, marketi, lojmanı, spor alanı, okulu yapılmış ama sadece barajda çalışanlar faydalanabiliyor. Bu lojmanlarda müdüründen personellerine, güvenlik görevlilerinden burada çalışan öğretmenlerine değin herkes kalıyor. Dışarısı ile irtibatları kesik bir bölge, ama kendi içinde bir yaşam alanı dersek sanırım yanlış olmaz. Bu bölgenin güvenliğini ise jandarma sağlıyor. Jandarma ekibi de yine buradaki lojmanda kalıyor. Bir askeri bölgeye giriyorsunuz havasını veriyor insana. Dediğim gibi Enerji Bakanlığı’ndan izin almadan herkes istediği gibi rastgele bu bölgeye giremiyor.

Önceden izinlerimizi aldığımız için gideceğimizden haberleri vardı. Güvenlik görevlisi arkadaşlar bizi kapıda “Hoşgeldiniz” diyerek güleryüzle karşıladılar. Ardından “bizim güvenliğimiz” için jandarmaya bilgi verildi. Sağ olsunlar jandarmadan iki komutan bize eşlik edip gün boyu yanımızdan hiç ayrılmadılar. Şehir merkezinden yaklaşık iki buçuk saat uzaklıkta olması nedeni ile varışımız öğleyi bulmuştu. Sağ olsunlar önce yemekhaneye götürdüler. Öğle yemeğimizi yedikten sonra kuş bakışı olarak kilometrelerce aşağımızda yer alan Fırat Nehri’ni izleyip, fotoğraflarımızı çektikten sonra aracımıza binip yaklaşık 13 km uzaklıkta bulunan baraja ve santrale doğru yol aldık. Tabii yine jandarma görevlileri bize eşlik ederekten… Bu 13 km’lik yol sıradan bir yol değil, 5 kilometresi düz, 8 kilometresi ise kıvrımlı ve adeta kaydırak gibi dimdik bir yamaçtan oluşuyor. Biz elektriğin üretildiği tesisi görmek için ilk defa bu yola gidiyor olsak da, burada çalışan mühendisler, teknik elemanlar, yetkililer ve diğer personeller bu uzun ve tehlikeli yolu her gün sabah inip akşam çıkıyorlarmış. Biz nefeslerimizi tutmuş ve adeta yüreğimiz ağzımıza gelmiş bir şekilde dudaklarımızdan dökülen dualar eşliğinde nihayetinde bir iki tünelden de geçerek baraja vardık. Yaklaşık 20 kişilik bir ekip tesisin avlusunda güleryüzle bizi karşıladı. Kendileri ile tokalaştıktan sonra içeriye, elektrik enerjisinin üretildiği, TEİAŞ’a gönderildiği ve üretim ile gönderimin kontrol edildiği kumanda odasına götürdüler.

Nedenini sormadık ama bu alanda fotoğraf çekiminin yasak olduğu söylendi. İçeriye girdiğimizde karşımızda 6 ünite yer alıyordu. İçeride mühendis arkadaşlar teknik bilgilendirmeyi bizlere yaptılar. Merak ettiğimiz soruları sorduk ve alanında uzman oldukları izlenimi uyandıran bu ekip her türlü sorumuza tatmin edici cevapları verdiler. Elektrik enerjisinin nasıl üretildiğini, generatörleri, trafo odalarını ve çalışma sistemlerini bize hem anlattılar hem de o tehlikeli alanlara gitmemize gerek kalmadan içerideki o bölgelere kurulu kameraları açarak anlık olarak gösterdiler. Mühendis bir arkadaşın bu gördüğünüz generatör 980 ton ve bu santralde 6 adet generatör var dediğinde şaşırmış işin ne kadar büyük ve devasa olduğunu anlamıştık. Baraj 1800 Megawatt güç ile yıllık 7354 GWh’lik elektrik enerjisi üretiyor. Bu rakamlar çok büyük devasa rakamlar. Birçok ilin elektrik enerjisi bu santralde üretiliyor. Bölgeye hitap ediyor. Santrali gezmemiz bile bize büyük ve güçlü bir devlet olduğumuzu hissettiriyor.

Bu santraldeki tüm çalışanlara ne kadar teşekkür edersek az gerçekten. Hepsine ayrı ayrı, içtenlikle teşekkür ediyoruz. Bizimle her adımda irtibat halinde olup güzel bir teknik gezi programı hazırlayan Mustafa Akgeyik Bey’e ekip adına şükranlarımı iletiyorum. Bizi büyüleyen, ihtişamıyla etkileyen, şaşırtan, adrenalinimizi yükselten, heyecanlandıran güzel bir günün ardından heybemizde güzel anılar, yüzümüzde tebessümle, ufkumuzda yeni projelerle buradan ayrılıyoruz.