Hamza Yusuf da "Sir" olacak mı?
Hayatı boyunca İngilizleri incitmemek için elinden geleni yapan Ahmed Han, 1875 yılında Medresetü’l Ulum Müslüman-ı Hind’i (Hint Müslümanlarının Medresesi) kurdu. Bu medrese Hindistan’ın Aligarh kentinde idi. Modern müfredatın uygulandığı bu okuldan pek çok “modern” Müslüman yetişti. 1886 yılında Hint aydınları tarafından kurulan All-India National Congress’e karşı duruş sergileyerek Müslümanların bu harekete dâhil olmamaları için büyük bir mücadele verdi. Bu duruşunu, 1887’deki İslâm Eğitim Konferansı’nda Millî Kongre’yi şiddetle eleştirerek devam ettirdi. Ahmed Han’a göre, Müslümanlar, İngiliz hükümetinin aleyhine olan Millî Kongre ile birlik oldukları takdirde İngilizlerin ilgisini ve alakasını yitirecekler ve bu yapının istediği seçim tarzı getirilirse mağdur olacaklardı.
Ahmed Han, İngilizlere olan
sadakatini uzun yıllar evvel, Sipahi Ayaklanması’na (1855) dâhil olmayarak
göstermişti. 1869 yılında çocuklarıyla İngiltere’ye gidip Kraliçe Victoria ile
görüşen Ahmed Han, İngilizlerin Hint coğrafyasındaki gözdelerinden biri oldu
hep. Millî Kongre’ye dönük sert eleştirilerinden sonra, “sir” unvanıyla taltif
edildi. Bu zamana kadar nesebi Hz. Hüseyin vasıtası ile Hz. Peygamber’e
ulaştığı yolundaki iddialardan dolayı “Seyyid” olarak anılan Ahmed Han,
Asya’nın işgalcisi İngilizlerden aldığı “sir” unvanını da gururla taşıyarak hayatını
kaybedecekti. Adama seyyidlik ile şövalyeliği gururla taşıtacak kadar zehirliydi
İngiliz tarz-ı siyaseti.
Önemli bir fikir adamı olan,
tartışmalı pek çok fikre sahip olmakla birlikte siyaseten İngiliz çizgisinde
kalmayı tercih eden Sir Seyyid Ahmed Han’ı hatırlamama sebep olan olay
İskoçya’da bir Müslümanın başbakan seçilmesinin haberinin gündeme düşmesiydi.
Önceki yıllarda Adalet ve Sağlık Bakanlığı görevlerinde bulunmuş olan Pakistan
asıllı Hamza Yusuf, İskoç Ulusal Partisi başkanı olarak İskoçya’nın Başbakanı
oldu ve ilk gün akşamı konutunda cemaatle kıldığı namazın fotoğrafını paylaştı.
Ailesiyle namaz kılan bir Başbakan fotoğrafı ilk bakışta gören herkesi mest
etti. İngilizlerin demokrasisi, çok sesliliği övüldükçe övüldü. İslami kesimde
de Müslümanların İngiltere’de geldiği noktadan gururla bahsedildi.
Sürece yakından bakıldığında, Başbakan
Hamza Yusuf’un açık bir şekilde LGBT lobisi tarafından desteklendiği ortaya
çıktı. Eşcinsel evliliği ve bununla birlikte cinsiyet seçimi, kürtaj hakkı gibi
mevzuları da kolaylaştıracak yasada reform yapacağını da deklare ettiği ortaya
çıkan Yusuf, kişisel olarak eşcinsel evliliği günah olarak görmediğini bile
ifade etti. Sorulduğu zaman, Müslüman olmasına rağmen, yönetimi İslam
referanslarıyla yapmayacağını da söylemekten geri kalmadı. Mecliste yemini yaparken İskoç
eteği kilt, üzerindeydi. İlk gün servis ettiği cemaatle namaz fotoğrafında
kadın ile erkeği yan yana namaz kılarken paylaşmasıyla “modern” bir Müslüman
olduğu algısını da kamuoyuyla paylaşmış oldu.
Londra’nın Belediye Başkanlığı’nı sürdüren
Müslüman bir yönetici olan Sadık Han, Şehrin en gözde caddesi olan Piccadily’de
Ramazan ayına özel ışık görselleriyle Müslümanlara bir kaşık jest ikram ederken;
“Onur Yürüyüşü” adı altında sapkınlık yürüyüşü düzenleyen LGBTQI+
topluluklarına sosyal medya hesabından açık destek verip kendisini onların
“müttefiki” olarak göstererek kepçeyle jest yapıyordu. Müslümana kaşıkla,
eşcinsel lobilere kepçeyle destek veren Müslüman Belediye Başkanı, elbette
Batı’yı rahatsız etmiyordu; Hamza Yusuf’un da rahatsızlık vermediği gibi.
ABD'nin New Jersey eyaletinde 13 yıldır belediye başkanlığı
görevini yürüten Muhammed Hayrullah (Mohamed Khairullah), 2019 yılı
sonbaharında tatilini ailesiyle birlikte Türkiye'de geçirdi. Hayrullah, tatil
dönüşünde New York Havaalanı'nda görevliler tarafından sorguya çekildi. Yerel
medyaya konuşan Başkan Hayrullah, New York JFK Havaalanı’nda Gümrük ve Sınır
Koruma görevlileri tarafından, yanında 1 ila 10 yaş arası 4 çocuğu ve eşi ile
Müslüman kimliğinden dolayı bir odaya çekilerek 3 saat sorgulandığını anlattı.
Mezun olduğu okullardan, tatilini geçirdiği Türkiye'de nereleri ziyaret ettiği
ve herhangi bir terörist ile buluşup buluşmadığı şeklindeki sorulara muhatap
olduğunu belirten Hayrullah, gözaltı sırasında içinde özel mesaj ve aile
resimleri bulunan cep telefonuna da el konulduğunu söyledi. Hayrullah, "Anayasa ve kanunlara
aşina biri olarak yapılanlar tam bir ihlaldi. Bu bildiğim Amerika değil diye
düşünürken gerçekten olanlar çok acı vericiydi. Bu düpedüz bir hakaretti." ifadelerini
kullandı. Bu örnek bize, Batı’nın Müslümanlara olan demokratik, çoğulcu
yaklaşımının en ufak bir riskte, en ufak bir tehditte ve en ufak bir “sınır”
ihlalinde nasıl bir anda değişebildiğini gösteriyordu.
İşgal ettiği coğrafyalarda Sir Seyyid Ahmed Han gibi
gönüllü müttefik bulmakta zorlanmayan İngiltere, yol arkadaşları Amerika
Birleşik Devleri ve Fransa’dan farklı olarak emperyal gücünü “sert” değil “yumuşak”
uygulayan bir devlet olduğunu tarih boyunca gösterdi. İngiltere işgalinden
büyük bedeller ödeyerek kurtulduğunu zanneden nice devletin İngiliz kuklaları
tarafından yönetilmesi gibiydi bu durum. Kıbrıs sorunundan “Ortadoğu” adını
verdikleri coğrafyaya ektikleri sosyal mayınlara,
Hindistan-Pakistan-Bangladeş-Keşmir meselelerine kadar Dünya’yı derinden
etkileyen devasa sorunların oluşmasında ve günümüze kadar sürmesinde hep
İngiliz aklı vardı. Bugün İngilizlerin her şeyden ellerini eteklerini çekmiş
nahif, demokratik ve çok sesli bir ülke olduğu algısı pompalanıyor. Bu
düşüncenin tutmasına müsaade etmemek gerekiyor. İngiliz çıkarları için Çanakkale
sularında can veren Hintliler, halen olayın farkına varmış değiller ne yazık
ki.
Ördek avında, ördekleri aldatmak ve yakına çekmek için kullanılan ördek şeklindeki kuklalara mühre denir. Zavallı ördekler, mühreyi kendilerinden zannedip yerlerini açık ederler; bilmezler ki mühre ördek avcının aparatıdır. Bu mühre sayesinde av olur ördekler. Kendimizden gibi görünen işbirlikçiler yüzünden aldatılmaktan yorulmadık mı? İngiltere, sömürgecilik geçmişini makyajlamaya çalışıyor; Hamza Yusuf’u allık olarak kullanıyor, Sadık Han’ı ruj. Makyajların döküldüğü, çirkin ve kanlı yüzlerin ortaya çıktığı günleri görmek dileğiyle…