Elleri arkadan bağlı çocuklar
7 Ekim 2023 sonrası soykırımcı
İsrail’in Gazze’de yaptığı katliam sayısı 6 bin 600 civarında. Gelinen süreçte
en az 1206 ailenin tüm fertlerinin katledilerek nüfustan silindikleri
bildiriliyor. Kaybı olmayan aile ise neredeyse kalmadı. Gazze'de tahminen 17
bin çocuğun ailesinden ayrı düşmüş veya refakatçisiz şekilde kayıp olduğu
düşünülüyor. Gazze’de binlerce çocuk kimsesi olmadan yaşıyor/yaşamaya
çalışıyor. Binlerce çocuğun naaşı da enkaz altında çıkarılmayı bekliyor.
Gazze’deki tüm çocuklar işgalci İsrail
için bir hedef. Her çocuk her an keskin nişancı ateşi yahut drone saldırısı
veya bir bombardımanla öldürülebilir. Her saat 5 çocuğun katledildiği Gazze,
çocuklar için bir mezarlığa dönüşmüş durumda. Birleşmiş Milletler Çocuklara
Yardım Fonu (UNICEF), bir açıklamada Gazze'de savaş başlangıcından beri
çocukların öldürülme biçiminin "sarsıcı" bir hızla gerçekleştiğini bildiriyordu.
Çocukların ölüm hızı “sarsıcı bir hızla” diye ifade ediliyordu. Sarsıcı bir
hızla çok kısa bir zamanda 13 binden fazla çocuk katledildi. Çocuk diyorsak
bunların 2 binden fazlası bebekti.
Gazze2de bombardımanlarda en fazla
çocuklar ölüyor. Bu kayıpların nedeni şöyle izah edilebilir: Ev içlerinde
aileler toplanıyor. Babalar ekmek, un peşinde; yaralılarla cenazelerle
uğraşıyor. Annelerin işleri ise hiç bitmiyor. Çocuklar kalabalık olarak bir
arada duruyorlar. Binalara yapılan saldırılarda bu yüzden en fazla çocuklar
ölüyor. Bununla birlikte bombanın basıncı, şiddeti, oluşturduğu korkunç ses
nedeniyle iç kanamadan yahut korkudan ölen çocuk sayısı da az değil. Morglarda,
hastane odalarında uyur gibi yatan, her yeri sağlam bebelerin ölüm nedeni
çoğunlukla bu. Gazze, korkudan kalbi duran bebeklerin yurdu artık.
Gazze’de çocukların ciddi bir kısmı da
aşırı zayıflık tehdidiyle karşı karşıya. Aşırı zayıflık, çocukların hayatını
tehdit eden en ciddi yetersiz beslenme biçimi olmaya devam ediyor. Acil
terapötik gıda ve tedavi sağlanmadığı takdirde, söz konusu çocuklar, tıbbi
komplikasyonlarla ve ölüm riskiyle karşı karşıya kalıyorlar. Açlıktan yaşanan
çocuk ölümleri rutine hâle dönüştü. Bünyeler zayıflayınca basit hastalıklar,
ateşlenmeler, ishal gibi vakalarla hayatını kaybeden çocuklar artık
istatistikler için bile veri değeri taşımıyor.
Tüm bu sayılanlar bombardımanlar ve
kuşatmalardan kaynaklı direkt ve dolaylı ölümleri ifade ediyor. Bunların
dışında alenen hedef alınan sayısız çocuk var. Batı Şeria’da keskin nişancı atıeşiyle
can veren Türkiye vatandaşı aktivist Ayşenur Ezgi Eygi’nin yakın arkadaşı
Avustralyalı Helen Maria O’Sullivan Gazze’deki çocuk ölümleri için şu cümleleri
kurdu: “Gazze’de her gün 10 çocuk uzuv kaybına maruz kalıyor. Gazze’den
dönen doktorlar, Gazzeli çocukların İsrail askerleri tarafından düzenli olarak
ve bilinçli şekilde kafalarından vurularak infaz edildiğini söylüyor. Batı
Şeria’da başlayan olaylar ise, Gazze’de yaşananların habercisidir.” Los
Angeles Times’ta çıkan görüş yazısında şu ifadeler vardı: “Ben Gazze’ye a
giden Amerikalı bir doktorum. Gördüğüm savaş değildi, yok edişti. Yaşları 5-8
arasında değişen bir avuç çocuk ebeveynleri tarafından acil servise taşındı.
Hepsinin kafasına keskin nişancı ateş etmişti.” Kafasına keskin nişancı ateşi
isabet eden çocuk cenazeleri de sosyal medyada çokça dolaşan kayıtlar arasında
yer alıyor. Küçücük bedenler alenen hedef alınıyor.
Hastaneler işgalciler tarafından
kuşatıldığında teslim olup gözaltına götürülen elleri bağlanmış yetişkinler
içinde defalarca gözleri bağlı çocuklara da denk gelmişizdir. Bakın, 22 Nisan
2024’te Gazze’deki Nasır Hastanesi bahçesinde bulunan toplu mezarda 300 kişinin
cesedi çıkarılmıştı. Çalışmalara uluslararası gözlemciler de dahil olmuştu.
Toplu mezardan çıkarılanların çoğu çocuktu ve hepsinin elleri arkasından
bağlanmıştı. Çocukların elleri arkalarından bağlanarak infaz edildiği soykırım
günlerinden geçiyoruz. Çocukları yakalayıp, ellerini bağlayıp öldürdükten sonra
çukurlara atan soykırımcı İsrail, Gazze’nin geleceğini yok etmeye çalışıyor.
ABD’de soykırımcı İsrail tarafından
vücutları parçalanan çocuk resimleri taşıyan aktivistler, Cumhuriyetçi Kongre
Üyesi Andrew Ogles’a Gazze’de binlerce çocuğun öldürülmesinde Washington
yönetiminin sorumlu olup olmadığı sorulunca ekranlara bakarak “Bence hepsini
öldürmeliyiz, hepsini!” diyordu. Çoluk çocuk herkesin öldürülmesini isteyen
Amerikalı Siyonist bir siyasetçiydi Ogles. Aynı kişi daha önce de ABD'deki
üniversitelerde Filistin için destek eylemi düzenleyen protestoculardan "suçlu
bulunanların en az 6 aylık süreyle" Gazze'ye gönderilmesini teklif
eden tasarıyı Temsilciler Meclisine sunmuştu. Soykırımcı İsrail’in arkasında
kendisi gibi Siyonist ABD’li siyasetçiler canhıraş biçimde duruyor.
Soykırımcı İsrail, bile isteye
çocukları katlediyor. Biliyor ki bir yetişkini öldürmek sadece bir yetişkini
öldürmektir. Bir çocuğu öldürmek ise bir geleceği, bir aileyi, bir soyu yok
etmektir. Firavun da kendi sonunu getireceğini düşündüğü bebek Musa’yı bulmak
için sayısız bebek katletmişti ama kendisini bekleyen sondan kaçamamıştı.
İşgalci İsrail’de kendini bekleyen sondan kaçamayacak. Soykırımcı İsrail’e,
tarihinin en ağır kaybını yaşatan Aksâ Tufânı Harekâtı’na katılanları çoğu
yetimdi. Gazze’nin ordusu da yetimlerden oluşuyordu zaten. İçinde bulunduğumuz
soykırım günlerinden sağ salim kurtulan her bebek, her çocuk, her delikanlı
işgalci için daha büyük bir tehlike anlamına geliyor. Suriye’de Hama’yı
özgürlüğe kavuşturanlar, 1982’de Esed tarafından yetim bırakılan, o soykırımdan
sağ çıkan çocuklardı. On binlerce şehidin, bi o kadar yetim ve öksüzün hesabı
ahiretten önce dünyada sorulsun isteriz. Gazze’yi ve tüm Filistin’i kurtaracak,
bağımsızlığın yükünü taşıyacak nesil de soykırımdan kurtulan çocuklar
tarafından oluşturulacaktır. Filistin tarihinin en büyük zulmüne uğrayan
çocukların, soykırımcı İsrail’in görüp görebileceği en tehlikeli nesil
olacağını da işte buraya kayıt düşmek isteriz.