Dolar (USD)
35.34
Euro (EUR)
36.46
Gram Altın
3000.05
BIST 100
10075.17
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Ocak 2025

Elleri arkadan bağlı çocuklar

7 Ekim 2023 sonrası soykırımcı İsrail’in Gazze’de yaptığı katliam sayısı 6 bin 600 civarında. Gelinen süreçte en az 1206 ailenin tüm fertlerinin katledilerek nüfustan silindikleri bildiriliyor. Kaybı olmayan aile ise neredeyse kalmadı. Gazze'de tahminen 17 bin çocuğun ailesinden ayrı düşmüş veya refakatçisiz şekilde kayıp olduğu düşünülüyor. Gazze’de binlerce çocuk kimsesi olmadan yaşıyor/yaşamaya çalışıyor. Binlerce çocuğun naaşı da enkaz altında çıkarılmayı bekliyor.

Gazze’deki tüm çocuklar işgalci İsrail için bir hedef. Her çocuk her an keskin nişancı ateşi yahut drone saldırısı veya bir bombardımanla öldürülebilir. Her saat 5 çocuğun katledildiği Gazze, çocuklar için bir mezarlığa dönüşmüş durumda. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), bir açıklamada Gazze'de savaş başlangıcından beri çocukların öldürülme biçiminin "sarsıcı" bir hızla gerçekleştiğini bildiriyordu. Çocukların ölüm hızı “sarsıcı bir hızla” diye ifade ediliyordu. Sarsıcı bir hızla çok kısa bir zamanda 13 binden fazla çocuk katledildi. Çocuk diyorsak bunların 2 binden fazlası bebekti.

Gazze2de bombardımanlarda en fazla çocuklar ölüyor. Bu kayıpların nedeni şöyle izah edilebilir: Ev içlerinde aileler toplanıyor. Babalar ekmek, un peşinde; yaralılarla cenazelerle uğraşıyor. Annelerin işleri ise hiç bitmiyor. Çocuklar kalabalık olarak bir arada duruyorlar. Binalara yapılan saldırılarda bu yüzden en fazla çocuklar ölüyor. Bununla birlikte bombanın basıncı, şiddeti, oluşturduğu korkunç ses nedeniyle iç kanamadan yahut korkudan ölen çocuk sayısı da az değil. Morglarda, hastane odalarında uyur gibi yatan, her yeri sağlam bebelerin ölüm nedeni çoğunlukla bu. Gazze, korkudan kalbi duran bebeklerin yurdu artık.

Gazze’de çocukların ciddi bir kısmı da aşırı zayıflık tehdidiyle karşı karşıya. Aşırı zayıflık, çocukların hayatını tehdit eden en ciddi yetersiz beslenme biçimi olmaya devam ediyor. Acil terapötik gıda ve tedavi sağlanmadığı takdirde, söz konusu çocuklar, tıbbi komplikasyonlarla ve ölüm riskiyle karşı karşıya kalıyorlar. Açlıktan yaşanan çocuk ölümleri rutine hâle dönüştü. Bünyeler zayıflayınca basit hastalıklar, ateşlenmeler, ishal gibi vakalarla hayatını kaybeden çocuklar artık istatistikler için bile veri değeri taşımıyor.

Tüm bu sayılanlar bombardımanlar ve kuşatmalardan kaynaklı direkt ve dolaylı ölümleri ifade ediyor. Bunların dışında alenen hedef alınan sayısız çocuk var. Batı Şeria’da keskin nişancı atıeşiyle can veren Türkiye vatandaşı aktivist Ayşenur Ezgi Eygi’nin yakın arkadaşı Avustralyalı Helen Maria O’Sullivan Gazze’deki çocuk ölümleri için şu cümleleri kurdu: “Gazze’de her gün 10 çocuk uzuv kaybına maruz kalıyor. Gazze’den dönen doktorlar, Gazzeli çocukların İsrail askerleri tarafından düzenli olarak ve bilinçli şekilde kafalarından vurularak infaz edildiğini söylüyor. Batı Şeria’da başlayan olaylar ise, Gazze’de yaşananların habercisidir.” Los Angeles Times’ta çıkan görüş yazısında şu ifadeler vardı: “Ben Gazze’ye a giden Amerikalı bir doktorum. Gördüğüm savaş değildi, yok edişti. Yaşları 5-8 arasında değişen bir avuç çocuk ebeveynleri tarafından acil servise taşındı. Hepsinin kafasına keskin nişancı ateş etmişti.” Kafasına keskin nişancı ateşi isabet eden çocuk cenazeleri de sosyal medyada çokça dolaşan kayıtlar arasında yer alıyor. Küçücük bedenler alenen hedef alınıyor.

Hastaneler işgalciler tarafından kuşatıldığında teslim olup gözaltına götürülen elleri bağlanmış yetişkinler içinde defalarca gözleri bağlı çocuklara da denk gelmişizdir. Bakın, 22 Nisan 2024’te Gazze’deki Nasır Hastanesi bahçesinde bulunan toplu mezarda 300 kişinin cesedi çıkarılmıştı. Çalışmalara uluslararası gözlemciler de dahil olmuştu. Toplu mezardan çıkarılanların çoğu çocuktu ve hepsinin elleri arkasından bağlanmıştı. Çocukların elleri arkalarından bağlanarak infaz edildiği soykırım günlerinden geçiyoruz. Çocukları yakalayıp, ellerini bağlayıp öldürdükten sonra çukurlara atan soykırımcı İsrail, Gazze’nin geleceğini yok etmeye çalışıyor.

ABD’de soykırımcı İsrail tarafından vücutları parçalanan çocuk resimleri taşıyan aktivistler, Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Andrew Ogles’a Gazze’de binlerce çocuğun öldürülmesinde Washington yönetiminin sorumlu olup olmadığı sorulunca ekranlara bakarak “Bence hepsini öldürmeliyiz, hepsini!” diyordu. Çoluk çocuk herkesin öldürülmesini isteyen Amerikalı Siyonist bir siyasetçiydi Ogles. Aynı kişi daha önce de ABD'deki üniversitelerde Filistin için destek eylemi düzenleyen protestoculardan "suçlu bulunanların en az 6 aylık süreyle" Gazze'ye gönderilmesini teklif eden tasarıyı Temsilciler Meclisine sunmuştu. Soykırımcı İsrail’in arkasında kendisi gibi Siyonist ABD’li siyasetçiler canhıraş biçimde duruyor.

Soykırımcı İsrail, bile isteye çocukları katlediyor. Biliyor ki bir yetişkini öldürmek sadece bir yetişkini öldürmektir. Bir çocuğu öldürmek ise bir geleceği, bir aileyi, bir soyu yok etmektir. Firavun da kendi sonunu getireceğini düşündüğü bebek Musa’yı bulmak için sayısız bebek katletmişti ama kendisini bekleyen sondan kaçamamıştı. İşgalci İsrail’de kendini bekleyen sondan kaçamayacak. Soykırımcı İsrail’e, tarihinin en ağır kaybını yaşatan Aksâ Tufânı Harekâtı’na katılanları çoğu yetimdi. Gazze’nin ordusu da yetimlerden oluşuyordu zaten. İçinde bulunduğumuz soykırım günlerinden sağ salim kurtulan her bebek, her çocuk, her delikanlı işgalci için daha büyük bir tehlike anlamına geliyor. Suriye’de Hama’yı özgürlüğe kavuşturanlar, 1982’de Esed tarafından yetim bırakılan, o soykırımdan sağ çıkan çocuklardı. On binlerce şehidin, bi o kadar yetim ve öksüzün hesabı ahiretten önce dünyada sorulsun isteriz. Gazze’yi ve tüm Filistin’i kurtaracak, bağımsızlığın yükünü taşıyacak nesil de soykırımdan kurtulan çocuklar tarafından oluşturulacaktır. Filistin tarihinin en büyük zulmüne uğrayan çocukların, soykırımcı İsrail’in görüp görebileceği en tehlikeli nesil olacağını da işte buraya kayıt düşmek isteriz.