8. yılında 15 Temmuz
Hasan Sabbah’ın Alamut Kalesi'nde kurduğu dershaneleri vardı. Bu dershanelerde Eric Hoffer’in tespitiyle ”Hayatını kutsal saydığı bir amaç için feda etmeye hazır” fedailer yetiştiriliyordu.
FETÖ de kendi dershanelerini kurdu. Buradan Pensilvanya CIA ortak yapımı bir "Altın Nesil" yetiştirilecekti.
Gerçekte bu okullar 17 Mayıs 1860 yılında Maurice de Hirsch'in ve Rothschild'in finansörlüğünü üstlendiği Alliance Israelite Universelle okullarının bir devamıdır.
Alliance okullarından yetişecek olan çocuklar aynı FETÖ okullarında olduğu gibi ileride kendi ülkelerinde üst düzey görevler üstlenecek ve ülkelerinin yönetiminde söz sahibi olacaktı.
Anlayacağınız FETÖ de her diktatör gibi işe önce eğitimden başladı. “Işık evleri” adını verdiği hücrelerde örgüt için canını feda edebilecek derecede gözü kara militanlar yetiştirdi. “…Bu evlerin mayaladığı yeni bir mevsime hazırlanıyoruz…”diyorlardı.
Terörist başı şöyle diyordu: “Sizler Hitler’in tankları gibisiniz. Hitler, Rusya’ya doğru ilerlerken karşısına çıkan bataklıkları aşmak için tankları bataklıklara sapladı, kendilerini feda edenler arkadan gelenlere yol açtı, sizler de bu tür fedakârlıklar yaparak sonradan geleceklere ortam hazırlamalısınız.”
Onlara göre bu yeni bir insanın doğuşu demekti.
O yüzdendir ki “Bizim milli eğitime girmemiz lazım, milli eğitimin suyu çıkmış. Amaca giden her yol mubahtır. Girin de nasıl girerseniz girin“ dedikten sonra sadece 2005-2013 yılları arasındaki tüm ALES sorularını çalarak sisteme dahil edildiler.
Tüm bunlar olurken bizim milli eğitim uyumayı tercih etti. Çünkü bünyesi FETÖ ile dolup taşıyordu. 15 Temmuz darbe girişimine maruz kalmış bir ülkede daha hala bu yapılanmanın analizi doğru dürüş yapılmadı. Oysa işin başladığı yer tam olarak okullardı.
Düşünün ilkokul mezunu bir adamı 50 yıl içinde 80 ülkede darbe yaptıracak güce eriştiren devasa bir düzenekten bahsediyoruz. Kimse oturup bu düzeneğin eğitim alanını incelemeye tabi tutmadı.
Yıllardır bu konuya ne denli önem verdiğimi bilen bilir. Çünkü FETÖ tüm kurumlara sınavlar yoluyla dahil edildi. Emniyet, yargı, akademi ve milli eğitim kurumlarına sızıp devletin en yüksek makamlarına ulaştılar.
Ve bunlar FETÖ'cü siyasetçilerin ve bürokratların yol vermesiyle gerçekleşti. Ne hikmetse 15 Temmuz sonrası bu kapsamında siyasetçilere ve üst düzey bürokratlara dokunulmadı.
Oysa FETÖ dünyadaki tüm örgütlerin anası olan evangelistlerin kontrol ettiği bir örgüttür. Evangelist bir terör örgütüdür. Önce eğitime sızdılar sonra tüm ülkeyi ele geçirmeyi planladılar.
Bunu yaparken arkasına NATO'yu, CIA'yı, Siyonistleri ve diğer terör bileşenlerini aldılar.
Örneğin Ilımlı İslam Projesi ile FETÖ bu ülkeye verilmiş bir narkozdu. Zira cerrahi operasyonu ondan sonra yapacaklardı. Kitleleri uyuşturup, İslami değerleri köreltip ülkeyi topyekûn ele geçirme operasyonuydu bu.
Bu operasyondan vazgeçildiğini düşünen varsa yanılıyor. 15 Temmuz o gün orada sonlanmadı anlayacağınız. Finans, din ve siyaset üzerine bina edilmiş korkunç, acımasız ve insan karşıtı yürütülen bu plan hala devam ediyor.
Eli kanlı FETÖ teröristlerinin, 1099 yılında Birinci Haçlı Seferi’nde Haçlı Ordusu’nun Kudüs’ü ele geçirdiği gün olan 15 Temmuz’da Anadolu’yu işgal etme teşebbüsünde bulunmalarının yegâne nedeni budur.
Siyaset ve iş dünyası, akademi, yargı, spor, medya gibi daha birçok alanda hala aktif faaliyet yürüten FETÖ militanları yok mu sanıyorsunuz?
Bu iş bitti sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.
Siz hala 15 Temmuz etkinlikleri kapsamında resim sergileri, konserler, projeler vs tertipleyerek parasını, şöhretini yemeğe devam edin.
Ve hala FETÖ güzellemesi yapan eğitimcileri ve okul idarecilerini atamaya devam edin.
FETÖ, küresel şeytani düzenin köpekliğini yapan ciddi bir örgüt olduğunu hala anlamadıysanız büyük tehlike altındayız.