İsrâil'in bânîleri arasında yer alan bu tedhîşçi Siyonist liderin "Cihânşümûl Masonluk" tarafından da desteklendiğini öğrenmek acabâ şaşırtıcı olur mu?

‘Müslümanlığa nîçin bu kadar düşmanlar’

İsrâil’in bânîleri arasında yer alan bu tedhîşçi Siyonist liderin “Cihânşümûl Masonluk” tarafından da desteklendiğini öğrenmek acabâ şaşırtıcı olur mu? Yahûdilik-Masonluk münâsebeti hakkında müsbit delîllerle, vesîkalarla gözler önüne serdiğimiz hakîkatlerden sonra buna pek de ihtimâl vermiyoruz… Bu vâkıaya dâir sağlam bir bilgiyi, André Combes’un –Pâris’te münteşir, altı aylık- Archives Juives (Yahûdi Arşivi) mecmûasında münderic bir makâlesine medyûnuz: “En harâretli Siyonistlerden biri olan Vladimir Jabotinski, 5 Mart 1931’de, Fransa Meşrik-ı Âzamı’nın -Pâris’de Rus siyâsî mültecîleri tarafından têsîs edilmiş- Şimâl Yıldızı Locası’nda tekrîs edilmiştir.

vladimir-jabotinsky_d61f00b2952a2e08539edc315a6a49aa.jpg

Jabotinski: Kanlı Siyonist ve Farmason

İşte bilâhare kanlı savaşlar ve tedhîşle Arabları sindiren ve onları vatanlarından mahrûm eden silâhlı Siyonist teşkîlâtlarının ve İsrâil Ordusunun başlangıç noktası, Jabotinski ve Trumpeldor’un, Osmanlı’nın tasfiyesi ve İsrâil’in têsîsi için giriştikleri bu askerî faâliyetlerdir…

Şimdi, İsrâil’in bânîleri arasında yer alan bu tedhîşçi Siyonist liderin “Cihânşümûl Masonluk” tarafından da desteklendiğini öğrenmek acabâ şaşırtıcı olur mu? Yahûdilik-Masonluk münâsebeti hakkında müsbit delîllerle, vesîkalarla gözler önüne serdiğimiz hakîkatlerden sonra buna pek de ihtimâl vermiyoruz… Bu vâkıaya dâir sağlam bir bilgiyi, André Combes’un –Pâris’te münteşir, altı aylık- Archives Juives (Yahûdi Arşivi) mecmûasında münderic bir makâlesine medyûnuz:

“En harâretli Siyonistlerden biri olan Vladimir Jabotinski, 5 Mart 1931’de, Fransa Meşrik-ı Âzamı’nın -Pâris’de Rus siyâsî mültecîleri tarafından têsîs edilmiş- Şimâl Yıldızı Locası’nda tekrîs edilmiştir. (L’un des plus ardents sionistes, Vladimir Jabotinsky sera reçu maçon, le 5 mars 1931, dans la loge du Grand Orient L’Étoile du Nord, fondée à Paris par des réfugiés politiques russes.)” (André Combes, “Les loges de France et d’Algérie, l’antisémitisme et l’affaire Dreyfus”, Archives Juives, 2010/2, vol. 43, pp. 70-80; https://www.cairn.info/revue-archives-juives1-2010-2-page-70.htm; 18.4.2024-)

9. Fasl’a zeyl

“Muâsır Târihimizde Siyonist-Sabataî-Mason İşbirliği” başlıklı işbu 9. Fasl’ı, iki mevzûdan daha bahsederek bitirmek istiyoruz:

Birincisi, Prof. Dr. İlhan Arsel’in akrabâsı Suay Arsev’den aldığımız tenkîdî mektub;

İkincisi de, “Ayasofya Câmii’ne ‘Bizans Müzesi’ Hakâretinin Sahîh Târihçesi” isimli araştırmamızda Sabataîlerin İslâm düşmanlığından bahsettikden sonra bu bahsin sonuna dercettiğimiz “Müslümanlığa nîçin bu kadar düşmanlar?” başlıklı hitâbemiz…

Ayasofya Câmii hakkındaki mezkûr araştırmamızda, gencliğinde Antikemalist olan ve bu mâhiyette kıymetli neşriyât yapmış, ömrünün son deminde ise –maâlesef- Kemalizme meyletmiş bulunan Nihal Atsız’ın –Kemalizmden aldığı ilhâmla- İslâmın İlâhî bir Dîn olmadığını iddiâ ederek Dînimizi zemmeden “Yobazlık Bir Fikir Müstehâsesidir” başlıklı makâlesinden de (Ötüken, Kasım 1970, sayı 11 -83-) bahsetmemiz îcâb etmişti. Atsız’ın bu makâlesindeki mesnedlerinden biri de, Prof. Dr. İlhan Arsel’in 18 Ağustos 1970 târihli Cumhuriyet’te neşredilmiş “Viyana Kapıları” başlıklı makâlesiydi. Bu vesîleyle, İslâm aleyhinde fevkalâde garezkâr neşriyât yapmış bu şahsıyeti dahi uzun uzadıya bahis mevzûu etmiş, Sabataî Cemâatinden -Arsel emsâli- İslâma garezkârâne hücûm eden birçok muharrir, müellif ve siyâsetcinin çıkmış olması vâkıasına dikkati çekerek bu büyük nankörlük karşısında duyduğumuz derin üzüntüyü “Müslümanlığa nîçin bu kadar düşmanlar?” başlıklı bir hitâbeyle dile getirmiştik.

Bizim -Prof. Dr. İlhan Arsel’in gayr-i ilmî tavrını ve garezkâr neşriyâtını tenkîd eden- çalışmamız üzerine, kendisinin bir akrabâsı olduğunu ifâde eden Muhterem Suay Arsev’den, 9 Haziran 2023’te, tenkîdî bir mektub aldık. Bu mektubu da, ona cevâbımızı da ilk fırsatta neşretmeyi üzerimizde edâ edilmesi zarûrî bir borc telakkî ettiğimizden, bu vesîle ile onları aynen aşağıya dercediyoruz.

Mektubları, “Müslümanlığa nîçin bu kadar düşmanlar?” başlıklı hitâbemiz tâkîb edecek ve bu Fasl’ı bu metinlerle bitirmiş olacağız.

suay-arsev_759a32388a283c74e3a4ba4557db4e89.jpeg

Prof. Dr. İlhan Arsel’in bir akrabâsı olan Suay Arsev’den tenkîdî bir mektub

“11 Mayıs 2023 yazınıza istinaden bu ailenin torunu olarak yazıyorum. Bu yazıda itham ettiğiniz kişiler hayatta değil. Neye dayanarak ailemin müslüman düşmanlığını devam ettirdiğini söylersiniz. Dedemin çok iyi bir insan olduğunu ve kimsenin diniyle ilgili bir açıklama yapmadığını bilirim. Bu yazının kaldırılmasını kaldırılmadığı takdirde bana belge sunmanızı, isimleri geçen her isimle ilgili belge sunulmasını istiyorum.”

Suay Arsev’e cevâbî mektubumuz

Bolu, 9 Haziran 2023

Muhterem Suay Arsev,

Ben, bahis mevzûu ettiğiniz araştırmamda, doğru ile eğriyi birbirine karıştırarak İsl̃âma garezk̃ârâne hücûm edenlerin tavrını tenk̆îd ettim. Bunların başında da Prof. Dr. İlhan Arsel geliyor. Eserleri, yazdıkları mâl̃ûm... Araştırmamın 7 Mayıs il̃â 14 Mayıs 2023 târihli tefrikalarında bu garezk̃âr neşriyâttan birçok misâl̃ zikrettim.

Bu hâli elbette esefle karşılıyorum. Çünki bunları, hak̆îkat̃ endîşesi taşımıyan, sûiniyet mahsûl̃ü hücûmlar olarak değerlendiriyorum. Yoksa, sağlam delîllerle, nezîh bir üsl̃ûbla Müslümanların zihniyet ve hâllerinin de, Müslümanlığın da tenk̆îd edilebilmesini tabiî karşılarım. Bu, Vicdân ve Fikir Hürriyeti çerçevesinde herkes için bir haktır; ayrıca, bu gibi tenk̆îdlerin, Müslümanlığın, (aslında özüne aykırı olduğuna inandığım) bir takım yanlış tel̃ak̆k̆î ve hurâfelerden kurtulmasına yardımcı olmak bakımından hayırlı olduğuna da kânîyim. (Nitekim ben kendim, bu mâhiyette bir hayli tenk̆îd metni neşretmiş, hattâ bu yüzden, bâzı haddinibilmezler tarafından tekfîr edilmiş bir insanım.) Siz de takdîr edersiniz ki İlhan Arsel ve mümâsillerinin hücûmları bu kategoriye girmiyor...

Dîğer taraftan, elbette, herhangi bir suç veyâ günâhtan, münhasıran fâil veyâ fâilleri mes'ûl̃dür.

Onda dahli olmıyanları ithâm etmek, büyük zulüm olur. Bu bakımdan, benim, âilenizden İsl̃âma haksız tecâvüzde bulunmamış hiçbir ferde karşı bir antipati beslemem bahis mevzûu olamaz.

Nitekim, siz, kendinizin de, dedenizin de Müslümanlığa karşı bir düşmanlık dâvânızın olmadığını beyân ediyorsunuz, ki ben bunu ancak memnûniyetle karşılarım.

Yeni Söz'de, günlük fıkralar yazan bir muharrir değil, ilmî araştırmalar neşreden bir müellifim.

Hâlen, İsl̃âmın Müsbet İlimlerle münâsebetini ele alan yeni bir araştırma hazırlamakla meşgûl̃üm.

Bunu ne zaman tamâmlıyabileceğimi bilmiyorum. Mâmâfih mezk̃ûr gazetede neşri mümkün olursa, sizin mektubunuzu ve benim cevâbımı o araştırmanın içine memnûniyetle dercedeceğimi beyân ediyorum.

Düşmanlığım, sâdece hak̆îkat̃sizliğe ve haksızlığa karşıdır. Bu tavrımı bir def'a daha ifâde etmeme vesîle olduğunuz için size müteşekkirim.

Sel̃âm ve hürmetlerimle.