Siyonizmin muvaffakıyeti için Osmanlı'nın tasfiyesi şarttır
Siyonizmin muvaffakıyeti için Osmanlı’nın tasfiyesi şarttır
Türkiye; İngiltere, Fransa ve Çarlık
Rusya’sının teşkîl ettiği Îtilâf tarafında değil, Almanya ve
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafında harbe girmiye zorlanacak,
Jabotinski, ısrârla bu fikri işliyecekdir. (Parvüs Efendi’nin, “Munis
Tekinalp”in ve bütün o Siyonist-Sabataî-Mason İttihâd Terakkî Çetesinin de aynı
stratejiyi tâkîb ettiğine dikkat edilmelidir!) Siyonist Emperyalizminin planına
nazaran, bu harble, Almanya mağlûb olmalı, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı
İmparatorlukları parçalanmalı ve Rusya’da da Çarlık rejimi yıkılmalıydı.
Jabotinski’nin İstanbul’daki Siyonist
faâliyetleri
Jabotinski, 1908-1909 İttihâdcı
İhtilâlini tâkîben, Dünyâ Siyonist Teşkîlâtı nâmına faâliyette bulunmak üzere
İstanbul’a yerleşmişti. Zâhirî vazîfesi, Yahûdi Millî Fonu’nun bir şûbesi olan
Anglo-Levantine Banking Company’nin Müdürlüğü idi. Siyonizm propagandasını,
farklı dillerde neşredilen ve başmuharriliğini yaptığı dört gazete vâsıtasıyle
yürütüyordu. Bunlardan birisi, 1909-1918 senelerinde intişâr eden Fransızca Le
Jeune Turc gazetesiydi. Dünyâ Siyonist Teşkîlâtı Reîsi David Wolffsohn,
1909 yazında İstanbul’a gelmiş, Vladimir Jabotinski, -resmiyette mezkûr Bankanın
Müdür Muâvini- Victor Jacobson ve -Alliance Israélite’in Îrân’daki sâbık
muallimlerinden- Sami Hochberg’den müteşekkil bir İstanbul Matbûat Komitesi
teşkîl etmişti. Komite, Siyonizm dâvâsına hizmet eden (İstanbul’da münteşir) Le
Bosphore, L’Orient, (Selânik’de münteşir) Journal de Salonique,
L’Epoca gibi gazeteleri finanse ediyordu.
Wolffsohn, bu meyânda, Celâl Nuri’yle
ortak olarak, Ebuzziyâ Tevfîk’in Le Courrier d’Orient gazetesini satın
almış ve onu modern bir işletme hâline getirerek Le Jeune Turc ismiyle
neşretmiye başlamıştı. Gazetenin Neşriyat Müdürü, Celâl Nuri (İleri),
Başmuharriri, Jabotinski idi. C. Nuri, 1912 Mayısında, gazeteden, sermâyesini
çekerek ayrılacaktır. Ahmed Ağaoğlu (Ahmed Agayef Bey) ve Parvüs Efendi de bu
gazetede yazıyordu.
Bu Siyonist işbirlikcilerinden -Kara Tehlike (1917) ve Türk İnkılâbı (1926) kitablarının
müellifi- Celâl Nuri ve A. Ağaoğlu Masondur; ayrıca, C. Nuri’nin Sabataî olması
ihtimâl dâhilindedir. Jabotinski’nin hemşehrîsi Parvüs Efendi (Alexander İsrael
Helphand) ise, -aynen “Türkcü” Siyonist ve Farmason Moïse Cohen, nâmıdîğer
Munis Tekinalp gibi- İttihâdcı Hükûmetinin, Cihân Harbine, üstelik Almanya
saflarında girmesinde mühim bir âmil olmaktan mâadâ, Bolşevik İhtilâlini
finanse ve muvaffakıyetini têmîn eden başlıca “Kızıl Kapitalistlerden” de
biriydi…
İttihâdcı lideri ve “Kemalist Türkiye”nin
bânîlerinden Emanuele Carasso’nun Siyonist faâliyetleri
Üç araştırmacı (Jeffrey Steinberg, Allen Douglas ve Rachel Douglas)
tarafından kaleme alınan ve Vaşington’da münteşir EIR (Executive Intelligence
Review) mecmûasında intişâr eden “Cheney, Parvüs’ün ‘Dâimî Harb’ Çılgınlığını Canlandırıyor (Cheney Revives Parvus
‘Permanent War’ Madness)” başlıklı makâlede (vol. 32, September 23, 2005, p.
11), Carasso’nun, 1. Cihân Harbinde İâşe Müfettişi iken, Parvüs (Alexandre
Helphand) ile işbirliği yaparak bu işten büyük kâr sağladığı, “Jön Türk
isyânını finanse eden başlıca şahsıyetlerden biri olduğu”, ayrıca, Vladimir
Jabotinski tarafından neşredilen İttihâdcı ve Siyonist Le Jeune Turc gazetesini
finanse ettiği, ticârî ortağı Parvüs’ün de Türk Yurdu’nda iktisâdî makâleler
kaleme aldığı kaydediliyor.
Jabotinski’nin propaganda
stratejisi
Jabotinski, başmakâlelerinde, bir
taraftan İttihâdcı (yânî Siyonist-Sabataî-Mason) iktidârını harâretle
destekliyor, dîğer taraftan Yahûdilerin Filistin’e yerleşme hakkı bulunduğu
fikrini işliyordu. (D. Gershon Lewental, “Le Jeune Turc”, in: Encyclopedia
of Jews in the Islamic World;
http://referenceworks.brillonline.com/entries/encyclopedia-of-jews-in-the-islamic-world/le-jeune-turc-SIM_0013530;
30.11.2017.)
Filistin’e hicret hakkı için şöyle
bir tâbiye kullanıyorlardı: Osmanlı İmparatorluğu hudûdları dâhilindeki bütün
vatandaşlar istedikleri vilâyete yerleşebilirler; bu serbestî, memleket
iktisâdını inkişâf ettirir; Filistin’e yerleşmek istiyen Yahûdilere gelince,
onların emeli, orada sâdece bir Yahûdi kültür merkezi kurmaktan ibârettir ve bu
teşebbüs de Osmanlı’nın hayrına olacaktır…
Gazete, İttihâd ve Terakkî ile sıkı
irtibât hâlindeydi. Münevver zümre üzerinde bir hayli têsîr icrâ etmekteydi.
1909 Kasımında 5 bin nüsha satıyor iken, 1910 Haziranında bâyî satışı 13 bine
yükselmişti ve ayrıca 410 abonesi vardı. Bu, o devir için çok mühim bir
rakamdı. (Prof. Dr. Esther Benbassa, “Presse d’Istanbul et de Salonique au
service du sionisme (1908-1914)”, Revue Historique, juillet-septembre
1986, CCLXXVI/2: 337-365.)
Jabotinski: “Türklerin hüküm sürdüğü
yerde güneş doğmaz, ot bitmez ve Siyonizmin muvaffakıyeti için
Osmanlı’nın tasfiyesi şarttır
Jabotinski’nin İbrânîce Hâtırat’ı
(Histoire de ma vie –Hayâtımın Hikâyesi-),
onun bir hayrânı olan Pierre Itshak Lurçat tarafından Fransızcaya tercüme
edilmiş ve 2011’de, Pâris’te, Ed. Les Provinciales tarafından neşredilmiştir.
Türklere karşı büyük bir nefret besliyen Siyonist lider, 235 sayfalık Hâtırat’ında,
İstanbul’daki faâliyetlerinden bahsederken, Siyonizmin hedefine ulaşması için
tek çârenin Osmanlı İmparatorluğu’nun tasfiye edilmesi olduğunu beyân ediyor
(ve bu düşüncesinde Mustafa Kemâl, Ali Fethi ve benzerleriyle tamâmen
uyuşuyor):
“1909’da, İstanbul’da, aynı ânda dört
Siyonist gazetesinin başmuharriri idim (evet, böyle şeyler gencken yapılabiliyor).
Bâb-ı Âlî’de Jön Türkler hüküm sürüyordu. Ben işte o zamân şu kat’î kanâate
vardım ki Türklerin hüküm sürdüğü yerde güneş doğmaz, ot bitmez ve Filistin’i
tekrâr fethetmek için de tek ümîd, Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasıdır. (C'est alors que j'acquis la ferme
conviction que, là où les Turcs régnaient, le soleil ne pouvait pas briller ni
l'herbe pousser, et que le seul espoir de reconquérir la Palestine résidait
dans le démembrement de l'Empire ottoman.)”
Şu “barbar”
“Türklerin hüküm sürdüğü yerde güneş doğmaz, ot bitmez” imiş! Kara Tehlike kitabında Celâl Nuri de
aynı fikri işliyor…
Jabotinski ve sâir Siyonistlerin
startejisi: Osmanlı’yı, -mağlûb olmıya mahkûm-Müttefîk saflarında Cihân Harbine
sürükliyerek tasfiyesini sağlamak
Jabotinski, bundan sonra, hep bu
hedefe ulaşmak için çalışacaktır.
Pekâlâ, Osmanlı İmparatorluğu nasıl
parçalanabilir, nasıl tasfiye edilebilir?
Bittabi, hazırlanmakta olan Cihân
Harbine sürüklenerek ve yanlış tarafta yer alması sağlanarak!
Onun için, Türkiye; İngiltere, Fransa
ve Çarlık Rusya’sının teşkîl ettiği Îtilâf tarafında değil, Almanya ve
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafında harbe girmiye zorlanacak,
Jabotinski, ısrârla bu fikri işliyecekdir. (Parvüs Efendi’nin, “Munis
Tekinalp”in ve bütün o Siyonist-Sabataî-Mason İttihâd Terakkî Çetesinin de aynı
stratejiyi tâkîb ettiğine dikkat edilmelidir!)
Siyonist Emperyalizminin planına
nazaran, bu harble, Almanya mağlûb olmalı, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı
İmparatorlukları parçalanmalı ve Rusya’da da Çarlık rejimi yıkılmalıydı. (Bu
müddeânın enine boyuna isbâtı da, ayrı bir kitab gerektirir… Mâmâfih, işbu
“Yahûdilik-Masonluk Münâsebeti” çalışmamızda, bu müddeânın başlıca mesnedlerini
takdîm etmiş bulunuyoruz…) Nitekim, plan, hiç aksamadan yürümüştür.
Jabotinski: “Türkiye’nin, Harbe girdiği
takdîrde, ondan mağlûb ve paramparça olmuş olarak çıkacağından hiç şüphe
etmedim!”
Jabotinski, Hâtırat’ında bu
mes’eleden dahi bahsediyor. İttihâdcı Komitası, Îtilâf Devletlerine harb îlân
ettiği zamân, o, Fransa’nın Bordo (Bordeaux)
şehrindedir. Bu haberi alır almaz, artık hedefe ulaşmalarının çok yakın
olduğundan hiç şüphesi kalmıyor, çünki Osmanlı’nın bu harbde mağlûbiyeti ve
netîcede tasfiyesi kat’î bir vâkıadır: