Son yazımda "Gıda Güvencesi" konusunu değerlendirmiştim. Gıda güvencesi (İng. Food security) "her zaman tüm insanlar için yeterli gıdanın bulunması veya gıdaya fiziksel ve ekonomik erişim imkânı" olarak açıklanmaktadır.
Son
yazımda “Gıda Güvencesi” konusunu değerlendirmiştim. Gıda güvencesi (İng.
Food
security) “her zaman tüm insanlar için yeterli gıdanın bulunması veya gıdaya
fiziksel ve ekonomik erişim imkânı” olarak açıklanmaktadır. Gıdanın fiziksel
bulunmasında tüketici grupları tarafında tercih edilen gıda türlerinin olması
önemlidir. Örneğin Ülkemizde şartlarında tercih edilen sığır, koyun vs helal
etin (domuz etinin değil) bulunması gerekir.
Manavda
meyve ve sebzenin, bakliyatın vs bulunması (fiziksel şart) yeterli değildir.
Gıda güvencesinin ikinci önemli ayağı insanların alım güçlerinin yeterli
olmasıdır.
Gıda
güvencesi sıklıkla gıda güvenliği ile karıştırılır. Gıdanın bulunması fakat
güvenilir olmaması güvence için de bir risktir. Bu nedenle gıda güvenliğine
biraz yakından bakalım.
Güvenlik
Gıda
güvenliği (İng. food safety) yasal kurallara uygun olarak üretilen gıdanın
tüketimi sırasında fiziksel, kimyasal ve biyolojik açıdan herhangi bir “sağlık”
sorununa sebep olmaması anlamındadır.
Dünya
Gıda Örgütü’ne (FAO) göre gıda güvenliği, gıdalarda akut veya kronik olarak
tüketici sağlığına zarar verebilecek tehlikeler bütününün olmamasını ifade
eder.”
Kısaca
gıdanın güvenilir olması insan sağlığına olumsuz etki yapmamasıdır. Son
tüketiciye gelinceye kadar gıdalar ham maddeden mamule önemli bir süreçten
geçer. Bu süreci güvenilirlik için doğru olması gerekir. Bu yaklaşımla gıda
güvenliğine “gıda güvenliği yönetim sistemi” de denilmektedir. Buda tüketicinin
gıda kaynaklı hastalıklara maruz kalmaması için geliştirilmiş, gıda zinciri
içerisindeki tüm prosesleri altyapı, personel ve ekipman gibi tüm
etkileyenleriyle birlikte kontrol altında tutan önleyici sistem olarak
açıklanmaktadır (İng. ISO 2200).
Gıdagüvenliği “sağlıklı ve kusursuz gıda üretimini sağlamak amacıyla gıdaların
üretim, işleme, muhafaza ve dağıtımları sırasında gerekli kurallara uyulması ve
önlemlerin alınması” şeklinde de ifade edilebilir (https://www.tgdf.org.tr/).
Gıda güvenliğinin 4 temel prensibi
bulunmaktadır:
a-Gıdaların
sağlığa zararlı ve arzu edilmeyen etkenlere bulaşmasını önleme,
b-Bu
etkenlerden uzaklaştırma (eliminasyon),
c-Zararlıların
çoğalmasını ve yayılmasını durdurma (inhibisyon) ve
d-Uygun
yöntemlerle etkisiz hala getirilmesi.
Uygulamada
durum nedir? Tarım ve Orman Bakanlığı taklit veya tağşiş yapıldığı kesinleşen
gıda ve yemi üreten/ithal eden firmanın adı, ürün adı, markası, parti ve/veya
seri numarasını Bakanlık resmi internet sitesinde kamuoyunu bilgilendirmek
amacıyla yayımlamaktadır. Bu listelere bakılırsa bir grup insanın diğer
insanların sağlığını tehlikeye attığını söylemek mümkündür.
Tağşiş
Taklit
ve tağşiş Arapça kökenli iki kelimedir. Tağşiş (katıştırma) bir
şeyin içine başka bir madde karıştırma anlamındadır. Taklit (öykünme),
belli bir örneğe benze(t)meye çalışma; benzetilerek yapılmış şey (imitasyon)
olarak açıklanmaktadır.
Konunun
anlaşılması için şu örnek verilebilir: Farklı yağlar karıştırılan yağın zeytinyağı
olarak piyasaya sürülmesi, peynire margarin katılması vb. Anlayacağınız
aldığınız ürün almak istemediğiniz bir ürün olabilir. Ambalajla bir anlamda
kandırılmaktasınız.
Bu
kandırılma ne anlama gelir? Gıda güvencesi ve güvenliğini tehdit eder mi? Güncel
bir durum olarak, gıda güvenliği gıda güvencesini tehdit
edecek boyutta sorunlu değildir. Elbette gıda güvenliğinde sorunlar vardır. Taklit
veya tağşiş listeleri bile dikkatli olunmasını göstermektedir.
Bu
haliyle bile alt gelir grupları için gıda güvencesi düşük; gıda güvenliğin ise
daha yüksek risk barındırmaktadır. Üst ve orta gelir gruplarında ise gıda
güvencesi bakımında sorun olmayıp daha güvenilir gıdalara ulaşmaktadır.
Sınıf
farklılığı olmaksızın tüm insanlar için her zaman yeterli ve güvenli gıdanın
bulunması ulusun gelecekte var olması için elzemdir.
Son
söz:
Güvensiz güvence güvence değildir.