Necaşi'nin ülkesinde Müslüman kıyımı
26 Nisan Salı günü Etiyopya’nın kuzeyindeki Amhara Bölgesi’nde bulunan 200 bin nüfuslu Gondar şehrinde camilere yapılan saldırılarda 21 Müslüman can verdi. Olaylar esnasında 5 cami yakıldı, onlarca Müslüman hanımefendiye tecavüz edildi, Kur’an Mushafları yakıldı ve Müslümanların evleri yağmalandı. Saldırıların arkasında Hıristiyan Fano Amhara Örgütü olduğu belirtiliyor. Böylesine büyük bir faciaya ilişkin ülkemizde haber dahi yapılmadı. Yüz binlerce Müslüman, başkent Addis Ababa ve farklı şehirlerde sokaklara çıkarak protesto gösterileri düzenledi. Bazı yerlerde gösterilere Hıristiyanlar da destek verdi. Tepkiler gece saatlerine kadar devam etti.
Etiyopya olarak
bilinse de İslam Tarihi Boyunca “Habeşistan” olarak anılan ülke, müslümanların
ilk hicret ettikleri coğrafya olarak ayrı bir kıymete haiz bizlerde. İslam’ın
Afrika’ya yayılışında ilk çıngı olan bu hicret sonrası Etiyopya’da Müslümanlar
varlıklarını hep sürdürdüler. Müslümanlar resmi olarak nüfusun %35’ini
oluşturdukları paylaşılsa da sahadan gelen veriler yarıdan fazlasının Müslüman
olduğu şeklinde. Ne yazık ki demografik ve ekonomik olarak güçlü bir varlık
gösteren Müslümanlar, kendi içlerindeki etnik ayrılıklar yahut Abdullah Harari
(1910-2008) gibi sapkın, bölücü ve fitneci tipler/yapılar nedeniyle siyasal ve
politik olarak aynı oranda güç gösteremiyorlar.
2018 yılında iktidara
gelen ve annesi gibi Hıristiyan olan Abiy Ahmed Ali, Başbakan olduğu yılın
sonrası ülkenin önemli etnik gruplarından biri olan Tigray’lar ile “kaybolan
devlet otoritesinin yeniden tesisi için” çatışmaya başladı. Amhara’ların,
Somali’nin, Etiyopya’nın desteğini alan Ali, Tigray’ların pek çok bölgesini ele
geçirdi. 50 binden fazla insan can verdi ve bunların ne yazık ki büyük kısmı
sivildi. Tigray’ların çekildikleri bölgelerde gerilla savaşına dönüştürdükleri
çatışmalar devam ediyor. Yaşanan çatışmalarda korkunç boyutlarda insan hakları
ihlallerinin yapıldığını da buraya kayıt düşelim.
Camilerde yaşanan
katliamın olduğu bölge olan Amhara, Tigray’a sınır bir coğrafya. Amhara Bölgesi’ndeki paramiliter özel polisin ve Amharalı Hıristiyan Milliyetçi Fano milislerinin hükümete destek vererek Tigray’lara saldırdırdılar. Aynı
yapı Amhara içinde de Müslümanlara dönük tehdit ve tedhiş uygulaması içinde
bulunuyorlar.
Ne yazık ki Ortadoğu
ve Asya’da oluşturulan yasa dışı silahlı örgütler bir aparat olarak savaşlarda
kullanılsa da sonrasında sivillerin başına bela olabiliyorlar. Daeş, Haşdi Şabi gibi oluşumlara benzer
olarak Fono Amhara Örgütü’nün “Hıristiyan” olması aparatlığından bir şey
azaltmıyor. Uluslararası Af Örgütü’nün geçtiğimiz yıl yayınlanan raporunun
Etiyopya bölümünde bu örgütlerin Tigray’daki katliamlarına işaret edilmiş
bununla birlikte savaşın parçaladığı bölgede
yüzlerce kadın ve kız çocuğuna tecavüz edildiği, kurbanlardan bazılarını cinsel
köleliğe zorlandığı ifade edilmekteydi. Bu bağlamda Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard’ın,
AFP’ye yaptığı açıklamada kullandığı şu ifadeler çok önemlidir:
“Tecavüz ve cinsel şiddetin,
Tigray’daki kadınlara ve kız çocuklarına kalıcı fiziksel ve psikolojik zarar
vermek için bir savaş silahı olarak kullanıldığı açıktır. Yüzlerce kadın aşağıladı
ve insanlık dışı, acımasız muamelelere maruz kaldı. İşlenen cinsel suçların
ağırlığı ve ölçeği derinden sarsıcıdır. Savaş suçları ve hatta insanlığa karşı
suçlar teşkil edebilir.”
Tigray’da
katliamlara ve tecavüzlere başvuran bileşenler içinde olan Hıristiyan Amharalı
paramiliter güçler ve Fano gibi milisler kendi bölgelerinde Müslümanları da
tehdit olarak görmekte ve onları da cinayet ve tecavüz sopasıyla terbiye etmeye
çalışmaktadırlar.
İlk Müslüman heyetine bağrını açan,
hoşgörüsü ve basiretiyle sahabelerin ikametine izin veren Kral Necaşi’nin
ülkesinde, Müslümanlara görülen bu reva kabul edilemez. Ramazan ayı içinde
yapılan katliamdan dolayı, bölgedeki Müslümanlar korkularından bayramda
evlerinden çıkamadılar. Durum bu kadar vahim. Kendisi Hıristiyan olsa da babası
Müslüman olan Başbakan Abiy
Ahmed Ali’den aldığı Nobel Barış Ödülü’nün hakkını vermesini, Fano Amhara adlı
terör örgütünü dağıtmasını, suça bulaşmış olanların yargılanmasını ve
ülkesindeki Müslümanların güvenliğini sağlamasını istiyoruz. Etiyopya’daki
Müslümanların yaşadığı süreci gündemleştirmeyen İslami yapılar, sürece müdahil
olabilecekken suskun kalan İslami kurumlar ve kişiler vebal altındadır.