Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 May 2022

Necaşi'nin ülkesinde Müslüman kıyımı

26 Nisan Salı günü Etiyopya’nın kuzeyindeki Amhara Bölgesi’nde bulunan 200 bin nüfuslu Gondar şehrinde camilere yapılan saldırılarda 21 Müslüman can verdi. Olaylar esnasında 5 cami yakıldı, onlarca Müslüman hanımefendiye tecavüz edildi, Kur’an Mushafları yakıldı ve Müslümanların evleri yağmalandı. Saldırıların arkasında Hıristiyan Fano Amhara Örgütü olduğu belirtiliyor. Böylesine büyük bir faciaya ilişkin ülkemizde haber dahi yapılmadı. Yüz binlerce Müslüman, başkent Addis Ababa ve farklı şehirlerde sokaklara çıkarak protesto gösterileri düzenledi. Bazı yerlerde gösterilere Hıristiyanlar da destek verdi. Tepkiler gece saatlerine kadar devam etti.

Etiyopya olarak bilinse de İslam Tarihi Boyunca “Habeşistan” olarak anılan ülke, müslümanların ilk hicret ettikleri coğrafya olarak ayrı bir kıymete haiz bizlerde. İslam’ın Afrika’ya yayılışında ilk çıngı olan bu hicret sonrası Etiyopya’da Müslümanlar varlıklarını hep sürdürdüler. Müslümanlar resmi olarak nüfusun %35’ini oluşturdukları paylaşılsa da sahadan gelen veriler yarıdan fazlasının Müslüman olduğu şeklinde. Ne yazık ki demografik ve ekonomik olarak güçlü bir varlık gösteren Müslümanlar, kendi içlerindeki etnik ayrılıklar yahut Abdullah Harari (1910-2008) gibi sapkın, bölücü ve fitneci tipler/yapılar nedeniyle siyasal ve politik olarak aynı oranda güç gösteremiyorlar.

2018 yılında iktidara gelen ve annesi gibi Hıristiyan olan Abiy Ahmed Ali, Başbakan olduğu yılın sonrası ülkenin önemli etnik gruplarından biri olan Tigray’lar ile “kaybolan devlet otoritesinin yeniden tesisi için” çatışmaya başladı. Amhara’ların, Somali’nin, Etiyopya’nın desteğini alan Ali, Tigray’ların pek çok bölgesini ele geçirdi. 50 binden fazla insan can verdi ve bunların ne yazık ki büyük kısmı sivildi. Tigray’ların çekildikleri bölgelerde gerilla savaşına dönüştürdükleri çatışmalar devam ediyor. Yaşanan çatışmalarda korkunç boyutlarda insan hakları ihlallerinin yapıldığını da buraya kayıt düşelim.

Camilerde yaşanan katliamın olduğu bölge olan Amhara, Tigray’a sınır bir coğrafya. Amhara Bölgesi’ndeki paramiliter özel polisin ve Amharalı Hıristiyan Milliyetçi Fano milislerinin hükümete destek vererek Tigray’lara saldırdırdılar. Aynı yapı Amhara içinde de Müslümanlara dönük tehdit ve tedhiş uygulaması içinde bulunuyorlar.

Ne yazık ki Ortadoğu ve Asya’da oluşturulan yasa dışı silahlı örgütler bir aparat olarak savaşlarda kullanılsa da sonrasında sivillerin başına bela olabiliyorlar. Daeş, Haşdi Şabi gibi oluşumlara benzer olarak Fono Amhara Örgütü’nün “Hıristiyan” olması aparatlığından bir şey azaltmıyor. Uluslararası Af Örgütü’nün geçtiğimiz yıl yayınlanan raporunun Etiyopya bölümünde bu örgütlerin Tigray’daki katliamlarına işaret edilmiş bununla birlikte savaşın parçaladığı bölgede yüzlerce kadın ve kız çocuğuna tecavüz edildiği, kurbanlardan bazılarını cinsel köleliğe zorlandığı ifade edilmekteydi. Bu bağlamda Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard’ın, AFP’ye yaptığı açıklamada kullandığı şu ifadeler çok önemlidir:

“Tecavüz ve cinsel şiddetin, Tigray’daki kadınlara ve kız çocuklarına kalıcı fiziksel ve psikolojik zarar vermek için bir savaş silahı olarak kullanıldığı açıktır. Yüzlerce kadın aşağıladı ve insanlık dışı, acımasız muamelelere maruz kaldı. İşlenen cinsel suçların ağırlığı ve ölçeği derinden sarsıcıdır. Savaş suçları ve hatta insanlığa karşı suçlar teşkil edebilir.”

Tigray’da katliamlara ve tecavüzlere başvuran bileşenler içinde olan Hıristiyan Amharalı paramiliter güçler ve Fano gibi milisler kendi bölgelerinde Müslümanları da tehdit olarak görmekte ve onları da cinayet ve tecavüz sopasıyla terbiye etmeye çalışmaktadırlar.

İlk Müslüman heyetine bağrını açan, hoşgörüsü ve basiretiyle sahabelerin ikametine izin veren Kral Necaşi’nin ülkesinde, Müslümanlara görülen bu reva kabul edilemez. Ramazan ayı içinde yapılan katliamdan dolayı, bölgedeki Müslümanlar korkularından bayramda evlerinden çıkamadılar. Durum bu kadar vahim. Kendisi Hıristiyan olsa da babası Müslüman olan Başbakan Abiy Ahmed Ali’den aldığı Nobel Barış Ödülü’nün hakkını vermesini, Fano Amhara adlı terör örgütünü dağıtmasını, suça bulaşmış olanların yargılanmasını ve ülkesindeki Müslümanların güvenliğini sağlamasını istiyoruz. Etiyopya’daki Müslümanların yaşadığı süreci gündemleştirmeyen İslami yapılar, sürece müdahil olabilecekken suskun kalan İslami kurumlar ve kişiler vebal altındadır.