Mutfakların vazgeçilmezi
Çankırı
Karatekin
Üniversitesi öğrencileri 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü münasebeti ile
“Yeni Medya ve İletişim Bağlamında Bilgi Dezenformasyonu” başlığı ile
sunum yapmamı istediler. [W1]
Muhsin amcamın yaşadığı şehre gideceğim için tereddütsüz kabulümde etkisi elbette
oldu.
İlk
önce Çankırı’nın manevi mimarlarından birisi olduğunu Çankırılıların ifade
ettiği amcamın kabrini yolda bana refakat eden oğlum Muhammed Furkan ile ziyaretimiz
sonrası Sultan
Süleyman Camii girişinde Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi Ömer
Yiğit Sevinç’in güler yüzü ve içtenliği karşıladı. Televizyonların yemek
programlarından bildiğim lokantada Çankırı lezzetlerini tattık. Yakındaki esnaf
kahvehanesinde okey taşlarının şıkırtıları ve sigara dumanını içinde
çaylarımızı yudumladık. Öğle ezanı ile kahvehanenin kasvetli havasından kurtulup
Mimar Sinan döneminde Kanuni Sultan Süleyman'ın emri ile Sadık
Kalfa tarafından
inşa
edilen
camide namazı eda ettik.
Semineri vereceğimiz
salonda öğrencilerin samimiyetini yüzlerinde görürken Çankırı Gençlik Spor İl
Müdürü Sadık Ak’ın çay davetine hayır diyemedik. Çankırı Karatekin
Üniversitesi (ÇAKÜ) Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun, üniversitenin Sağlık, Kültür ve Spor
Daire Başkanı Murat Yıldırım, Fen Fakültesi Fizik Bölümü Arş. Gör. Enis
Sert, mizah ve karikatür dergileri üzerine çalışan Çerkeş Meslek
Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Sezen Tunçkafa, Çankırı Karatekin
Üniversitesi Tanıtım ve Medya Koordinatör Grafikeri İsmail Işık, Çankırı
Karatekin Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Grafik Tasarımı Bölümü
Öğretim Elamanı Dr. Uğur Demirbağ, Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi
Öğretim Görevlisi Hasan Eren Ölmez, Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi
Grafik Tasarımı Bölümü Arş. Gör. Oğuz Balas ile Anadolu Ajansı Çankırı Muhabiri
Muhammed Kaygın ile tanışmış olduk.
Çankırı denilince akla
gelen tuz olduğundan, bir de aramızda bu işin kitabını yazan birisi olunca
ayrıntılı bilgi sahibi oluverdik. Bir ara hocamızın samimiyetine sığınarak “Hocam
korsan bildiri sundunuz” dedim ve o tebessümle salona girdik.
Tüm
zamanların figürlerinin baş tacı tuzun keşfi ile ilgili teferruatlı
bilgilendirmeyi editörlüğünü Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun’un üstlendiği “Her
Yönüyle Tuz” kitabının sayfalarından öğrendik öğrenmesine de sohbetimizin
her anında konuyu tuza getirip ayakta tedavi yöntemi hoşumuza giderken
öğrencilerinin olmadığını duyduğumda şaşırdım. Çankırı’nın adının duyulmasında
başrollerde oynayan tuzla ilgili yapılan araştırmaların yer aldığı kitapta Halil
Cibran’ın “Hiç kuşkusuz tuz da garip, kutsal bir şey var” sözlerine
atıf ile sanayinin gelişmesiyle yelpazesini genişlettiği, kimya sektörünün en
çok tercih edilen ürünleri arasında yer aldığı belirtilmektedir. Kitapta tuzun
hikayesi kaynak olma özelliği ve akademik bir dille anlatılırken öte yandan
edebî saltanatı farklı zihinlerden çıkan yazılarla çeşitlendirilmiş.
Bugün
tuzun terapi ve tedavi merkezi hâline getirilmesi ile kültürümüzdeki yerini
anlatarak ilmî terimlerle geçirdiği evreleri öğreniyoruz. Tuzun dünya çapındaki
önemini, tarihini, sanatını, dinlerdeki gücünü, ekonomik yaptırımlarını,
küresel ticaret ağındaki konumunu ve sağlığa etkisini tek bir kaynak altında
toplayarak geleceğe bırakılan bilgileri ihtiva eden “Her Yönüyle Tuz” kitabı tuzu
sofradan alıp başka alanlara yöneleceklerin başucu eseri olma özelliğini
taşıyor.
Program nihayetinde takdim edilen gece lambasının Çankırı fuarlarında sergilenenlerden farklı olduğunu elinize aldığınızda görüyorsunuz ve’s-selam.