Dolar (USD)
34.45
Euro (EUR)
36.15
Gram Altın
2956.53
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Aralık 2022

Katar örnekliği

2018 yılında Doha Hamad Uluslararası Havalimanı’na girdiğim zaman ilk dikkatimi çeken elbette içinden bir lamba geçen dev peluş oyuncak ayıydı. Cam tavanın altında, dükkanların, restoranların arasında yanan bir lamba altındaki sarı ayı oldukça sevimliydi. Küresel markaların tümünün bulunduğu devasa alanların içinde Suriyeli mültecilerin yaşadıkları dramı, katil Esed’in yaptığı katliamları anlatan bir sergiyi de görmek nasip olmuştu. Koca havalimanı içinde bir mülteci sergisiydi bu. Dünyanın her yerinden milyonlarca kişinin gelip geçtiği bir limanda böylesine bir sergiyle duyarlılık göstermek az şey değildi doğrusu. Sanat eserlerinin, dev ekranların arasından uçağımın kalkacağı kapıya raylı sistemlerle ulaşmak da ilginç bir deneyim olmuştu. Devasa bir alanda insan odaklı çözümleriyle Katar, yıllardan beri Dünya kupasına hazırlanıyordu. Teknolojiyi son noktasına kadar kullanmak, geniş kitlelere ulaşmak, insana hürmet etmek ve inandığı değerleri usulünce paylaşmak Katar ve Şeyh Temim için yeni bir şey değildi.

Futbolun ne kadar futbol olduğu, Katar’ın kupaya nasıl ev sahibi seçildiği bunun sosyolojik, ekonomik, stratejik sonuçları, Batı ülkelerinin tepkileri geniş akademik makalelerle, bilimsel çalışmalarla değerlendirilmesi gereken süreçler. 2 Aralık 2010’da yapılan oylama sonucunda FIFA tarafından yapılan açıklamada ev sahibi ülke Katar seçildi. Havr şehrinde Katar ile Ekvador arasında oynanan ilk maçla Arap ve Müslüman dünyasında düzenlenen ilk Dünya Kupası başlamış oldu. Peki İslami hassasiyete sahip bir ülkede gerçekleşecek Dünya Kupası, önceki kupalardan ne kadar farklı olacaktı?

Böylesine büyük bir imtihanla karşı karşıya olan Katar, öncelikle teknolojiyi sonuna kadar kullandı. Akıllı futbol topları, yarı otomatik ofsayt teknolojisi, akıllı soğutma sistemleri, binlerce yüz tanıma kamerası, muazzam statlar, oteller ve sayısız uygulamalar devreye girdi. Yüksek konforla birlikte ahlaki bir düzey de belirlendi. LBGT+ propagandasına yol açacak her şey yasaklandı. Bu kararı Almanya başta olmak üzere Batılı ülkeler siyasi rövanşa çevirmeye kalksalar da başarılı olamadılar. Statlarda ve çevrelerinde alkol yasaklandı. Otellerde yalnızca gayri müslimler içki tüketebildi ve sarhoş olmak da yasaklandı. Statlara gelen kadınlara omuzdan dize kadar örtülü olmaları zorunluluğu getirildi. Bu kararlar sonrasında taşkınlıkların, holiganlıkların ve tacizlerin yok denecek kadar az olduğu da resmi kayıtlara geçti. Kötülüğün, suçun kaynakları bu şekilde aleni gösterilmiş oldu.

Katarlı yetkililer tüm kupa süreci boyunca ülkelerini, geleneklerini, coğrafyalarını tanıtma fırsatı buldukları gibi Emir başta olmak üzere, tüm Katarlıların geleneksel Biştleri ve kefiyeleriyle verdikleri pozlarla geleneksel değerlere de sıkça atıf yaptılar. Tüm bunlarla birlikte Katar, ülkelerine gelen milyonlarca misafire ve ekranlardan takip eden kitlelere İslam’ı tanıtmak için muazzam bir çaba gösterdi. Milyarlarca insanın açılışını izlediği Dünya Kupası’nın ilk dakikalarında ünlü oyuncu Morgan Freeman’ın ağzından Hucurat Suresi’nin 13. Ayetinde geçen “Ey insanlar! Bakın, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve sizi kavimler ve kabileler haline getirdik ki birbirinizi tanıyabilesiniz. Şüphesiz, Allah katında en üstün olanınız, O’na karşı derin bir sorumluluk bilincine sahip olanınızdır. Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdar olandır.” ifadelerini duyuldu. Tüm Katar’ın caddelerinde panolarda ve afişlerde hadis-i şerifler gördü insanlar. Yabancı dil bilen donanımlı vaizler İslami davet çalışması yürüttüler. Penaltılar öncesi toplu halde Fatiha Suresi okuyan Fas Milli Takımı’nın birlikteliği, secdeye kapanan futbolcuların dini aidiyetleri, müslüman futbolcuların öne çıkan kişisel örneklikleri, her maçta annesine sarılıp öpen Eşref Hâkimi üzerinden verilen güçlü aile mesajları elbette aklı, kalbi açık olan sayısız insana ulaştı. Tüm bu çabaların sonucunda ilk günlerde yüzlerce kişinin ihtida haberleri sosyal medyada görüntüler eşliğinde yankılandı durdu. Bu emeğin sonuçları dalga dalga yayılmaya devam edecek ve berekete evrilişine hep birlikte tanıklık edeceğiz.

Toplumsal, dini ve geleneksel mesajlarla birlikte siyasi vurgular da yer aldı Katar’da. Tüm kupa boyunca Filistin hemen tüm sürecin merkezindeydi. Müslüman takımların tamamında ortak bir dil olarak bağımsız Filistin bayrağı mesaj olarak verildi. Milyarlarca insan Filistin bayrağını bugüne kadar görmedikleri kadar gördüler. Bu duruş bile Katar’da yapılan kupanın hayra tebdil edildiğine bir örnek olarak yeter. İşgalci İsrail’e ait medya kuruluşlarının seyircilerin tepkisiyle defalarca abandone oluşları bile kupaya renk katan gelişmelerdendi.

Mekke’nin güneydoğusunda Tâif ile Nahle arasındaki Ukâz’da bulunan panayırları davet amaçlı kullanan Hz. Peygamberimizin örnekliğinde olduğu gibi modern zamanların Ukâz panayırı olan uluslararası organizasyonları örneklik, rol model oluş, estetik tebliğ amaçlı kullanan Katar’ı tebrik ediyor bu tercihin bundan sonraki süreçte tüm İslam coğrafyalarına örnek olmasını diliyoruz. Zira, müdahil olmadığımız, çözüm üretmediğimiz ve aktif rol almadığımız her organizasyon Batı tarafından fuhşiyatın, alkolle birlikte parlayan taşkınlığın, sapkınlığın ve holiganizmin yayılması amacıyla kullanılıyor. Hayat boşluk kabul etmiyor.