Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Kasım 2024

Halep'e dönüş

2016 yılının aralık ayında rejim güçleri, Rus, İran ve Hizbullah unsurlarının katkısıyla özgür Halep’i düşürmüş ve bu güzel topraklarda zulüm tekrar başlamıştı. Yüz binlerce Sünni Müslüman bölgeyi terk ederken İran da birkaç yıl boyunca aralıksız Şii nüfus taşımıştı. Türkiye’nin Afrin’e girmesiyle bir kısım Kürt gruplar da şehirden kaçarak Halep’e gelmişti. Halep’in düşmeşi şehrin demografisini temelden sarsacaktı. İdlib’te Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) güçlenmesi, kuzeyde PYD-ABD ittifakının tahkimi, Türkiye’nin aldığı noktalardaki duruşu, Halep içindeki rejim ve iş birlikçilerinin örgütlenmesi bölgeye bir denge getirerek dönem dönem çatışmaların olduğu bir sükûnet ortamı oluşturdu.

7 Ekim 2023’te Aksâ Tufanı Harekâtı sonrası başlayan Siyonist saldırganlık sürerken İsrail biryandan da Şam rejimini vurmaya devam etti. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, son bir yıl içinde İsrail’in 125'i hava, 37'si kara saldırısı olmak üzere 162 saldırı gerçekleştirdiğini belgeledi. Bu baskınlar çoğunlukla silah ve mühimmat depoları, karargahlar dahil olmak üzere yaklaşık 278 hedefe yönelik gerçekleşti. Suriye rejimi, İran ve Hizbullah’ın ortaklaşa yaptıkları şeyler ise İsrail’e misilleme yapmak değil İdlib’teki Müslümanları hedef almak oldu. İsrail yüzlerce kez Şam’ı vururken; Şam yönetimi de İdlib’i hedef aldı.

Esed rejimi en son Ekim ayının sonlarında İdlib’in doğu kırsalı ile Halep’in batı kırsalındaki birçok noktayı intihar dronları, füze ve obüs topları ile durmaksızın vurdu. Saldırılarda direniş grupları hedef alındığı gibi yerleşim alanları ve tarım arazileri ve siviller de hedef alındı. Tüm bu gelişmeler olurken Gazze’de soykırım sürüyor, Lübnan’da da saldırılar devam ediyordu. 27 Eylül’de Hasan Nasrallah, İsrail saldırılarında öldürüldü. 27 Ekim’de Şam rejimi İdlib’teki direnişçilere yönelik yoğun saldırı başlattı. Direniş grupları süreci sabırla izlediler. 27 Kasım’da da Suriye direnişi karşı atakla Halep üzerine yürümeye başladı.

Heyet Tahrir Şam, Ahraru’ş-Şam, Özgür Suriye Ordusu ve başkaca direniş gruplarının ortak harekâtı ile Halep'e ilerleyen mücahitler, bazıları yüksek rütbeli olmak üzere çok sayıda rejim askerini öldürdüler, onlarca rejim unsuru esir alındı. Saldırılar başlangıçta Esed rejiminin ve PKK’nın İdlib'e ve ÖSO kontrolündeki yerlere yapılan saldırılar nedeniyle başlatıldığı bildirilmişti. Bununla birlikte operasyonun sürerken direnişçilerin hızla ilerlemesi, rejim mevzilerinin seri biçimde düşmesi ile dar alanlı düşünülen harekât genişledi. Birçok köyü kolayca ele geçiren mücahitler 2 gün içinde Halep'in dış çeperlerine kadar gelmiş oldular. İran’ın en büyük kayıplarını vererek aldığı han Tuman bile direnişçilerin eline tekrar geçti. Gerek Esed rejimi gerekse de İran destekli milisler şimdiye kadar mücahitlere karşı koyabilmiş değil. Aynı şekilde ABD destekli PKK/YPG unsurları da mücahitlere karşı bir etkinlik gösteremedi.

İran ve Hizbullah yönetimi yıllar evvel yaptıkları Şam rejimini gözü kapalı destekleme siyasetinden vazgeçmeleri gerekiyor. İsrail, Hizbullah ile yaptığı barış anlaşmasını acele kabul etme sebeplerinden birisi de direnişin Halep operasyonunu haber almış olması da olabilir. Bu sayede Hizbullah güçlerinin Halep’te direnişçileri püskürtmek için bölgeye yönelmesi ile iyiden iyiye zayıflayacak olması, İran’ın da gücünü ve dikkatini Halep’e yönlendirmek suretiyle dikkatini dağıtacak bu da işgalci İsrail’in işine yarayacaktır. İsrail’in Lübnan’da ateşkesin ihlali durumunda daha ağır saldırı yapacağını, dikkatini İran’a vereceğini belirtmesini bu bağlamda değerlendirebiliriz.

İran’dan Şam’a uçaklarla asker sevkiyatı yapılıyor, İsrail engel çıkarmıyor. Şam’dan Halep’e geçecek İran unsurları, Hizbullah güçleri ve yoğun hava desteği veren Rus güçlerine karşı direniş gruplarının ne kadar ilerleyeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.Türkiye’nin iradesini ortaya koyup, zamanında destek vermesiyle, Tel Rıfat’ı ve PYD elindeki sınır kentlerini alması, direnişe Halep yolunu açacaktır; bu gerçekleşmezse operasyonların sınırlı kalması mukadderdir. İran’ın ve Hizbullah’ın, İsrail’e göstermedikleri tepkiyi yine Sünnilere göstermeleri de kendileri için sonraki süreçlerde ayaklarına dolanacak bir karar olacaktır. Halep’te Sünnilerle muharebe halinde olan İran ve Hizbullah unsurları kendi topraklarında İsrail saldırısıyla karşılaşabilirler. O nedenle zalim Şam rejimini kurtarma adına kendilerini zaafa düşürecek pozisyona girmemelerini ve kendi coğrafyalarını tahkim etmeye yönelmelerini salık veririz. Güneyimizde, hepimizi etkileyecek kritik günlerden geçiyoruz. 2011 yılından beri zalim rejim ve ortaklarının saldırılarından gün yüzü görmeyen kardeşlerimizin felaha ulaşmasını temenni ediyoruz.