Filipinler'den gelen hidayet haberleri
• Filipinler’deyim... Burada da müslüman oylara gözünü diken siyasetçilerin komik hallerine şahidlik edebiliyorsunuz. Adaylar Kur’an oku(ya)masalar da kadınlar başörtüsü takıyor, erkekleri ise Allah U Ekber, Bismillah, Selam alaykum demeye çalışıyor. Bu yönüyle seçimden seçime camiye uğrayan siyasetçilerimizi hatırlatıyor bana ve “ah dünya sen nelere kadirsin” diyorum. Her yerde olduğu gibi birileri dini yaşıyor, birileri ise dini kullanıyor... Küçücük geçici dünyevi maddi menfaatlerine din gibi uhrevi manevi ebedi bir manayı feda ediyorlar. Münafık kafirden şiddetlidir diyor Kur’an... Rabbimden hepimiz için intibah, feraset ve teyakkuz niyaz ediyorum.
FİLİPİNLER’DE geçirdiğim 20 seneye yakın devrede 40 bine yakın şehadete, hidayete şahit oldum. Kabile kabile, fevc fevc İslamiyete dahil olan köyler, kasabalar gördüm. Pandemi sürecinde bulunamadığım adalar ülkesine tekrar geldim. Kabilelerinden büyük bir nüfusun Müslümanlığı seçtiği Higaunun kabilesi reislerinden Datu Jumo Anduhan, İslamiyeti merak eden 5 aileyi bulunduğumuz Çare Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği tarafından yaptırılan ve Türkiye Filipinler Dostluk Vakfı tarafından yönetilen yetimhaneye getirdi. Yetimhanede olan medresede kendi torunlarından kalıp hafızlık yapanlar da var. Güzel bir Kur’an ziyafeti, sonra tefsir dersi ve nihayet sual cevap faslından sonra 5 aile reisi şehadet getirerek Müslüman oldu. Bir hafta sonra Ramazan kumanya paketi dağıtımı yapacağımız medresemize yine kalabalık bir grup geldi. Sabah programı öğle namazına kadar devam etti. Ezan, namaz, tesbihat, sohbet ve nihayet yine sual cevap… O 5 aileden Müslüman olanlar bir tarafa çekildi ve ben, yeni gelen ailelere “İçinizden şehadet getirerek İslamiyeti kabul etmek isteyenler ayağa kalksın” dedim. Bir kaç kişi beklerken 55 kişi ayağa kalkıp Müslüman olmak istedi. Hep beraber şehadet getirdik. Bir hafta içinde 60 aile İslamiyeti seçti. Asıl mevzu ise bundan sonra başlıyor. Bunların aileleriyle hemhal olmak, akideden ilmihale, bir hayat tarzı olan İslamiyeti teslimiyetten iman mertebesine ulaştırmak ve o imanı yakine hasıl edecek surette tebliğ ve irşada devam ederek bilhassa gelen nesillerin din-i mübin-i İslamda sebat ve devamını kalıcı kılmak, buna gayret göstermek... Bu hususta bölgenin farklı ada ve şehirlerinde bulunan medrese ve yetimhanelerimiz büyük bir vazifeyi ifa ediyorlar. Türkiye Sancaktepe Fasl-ı Bahar Kur’an Kursundan ve Çamlıca İLAM Eğitim Merkezinden mezun olan Filipinli mühtedi arkadaşlarımızın gayretleri bu noktada yadsınamaz. Isparta Mekke Kur’an Kursunda hafızlıklarını tamamlayan çalışkan, gayretli, fedakar gençleri de unutmamalıyım. Emeği geçenlerden Allah razı olsun.
Filipinler’e ilk geldiğimiz senelerde Müslüman olduğumuzu öğrenen Hıristiyanlar genellikle “Biz de Müslümanmışız, bizim ecdadımız da Müslümanmış” diye söylüyorlardı. İslamiyete o cibilli taraftarlık devam ediyordu.
Bu gelişimde insanların gündeminde olabildiğince siyaset olduğunu gördüm. Hemen hemen herkes, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna krizindeki konumunu sordu. Türkiye bu bölgeye uzak. Ticari kapasite sınırlı ama son senelerde satılan askeri mühimmat ve helikopterler Türkiye’yi de Filipinler gündeminin bir parçası yapmış. Siyasetin çok fazla gündemde olmasının bir sebebi de Mayıs ayında yapılacak olan genel seçimler. Çok büyük bir çekişme var. Bizim için önemli olan elbette ki Müslümanların temel hak ve hürriyetlerinin engellenmemesi ve özerk bölgenin genişletilerek Müslümanlara bütün siyasi haklarının verilmesi. Müslüman oylara gözünü diken siyasetçilerin komik hallerine burada da şahitlik edebiliyorsunuz. Kur’an oku(ya)masalar da kadınlar başörtüsü takıyor, erkekleri ise Allahü Ekber, Bismillah, Selam alaykum demeye çalışıyor. Bu yönüyle seçimden seçime camiye uğrayan siyasetçilerimizi hatırlatıyor bana ve “ah dünya sen nelere kadirsin” diyorum. Her yerde olduğu gibi birileri dini yaşıyor, birileri ise dini kullanıyor... Küçücük geçici dünyevi, maddi menfaatlerine din gibi uhrevi manevi ebedi bir manayı feda ediyorlar. Münafık, kafirden şiddetlidir diyor Kur’an... Rabbimden hepimiz için intibah, feraset, teyakkuz niyaz ediyorum.
Şu siyasi hercü merc, dünyevi kargaşa ve kaos, ekonomik dertler, sıkıntılar biraz durulsa beşer nazarını Kur’an’a çevirecek. Asıl haberlere kulak verecek. Peygamberini dinleyecek. Bu kadar İslamiyet aleyhinde yapılan kara propagandaya rağmen insanlar fevc fevc islamiyete dehalet etmekte;
“Yakinim var ki
İstikbal semavatı zemn-i asya,
Bahem olur teslim yed-i beyzay-ı İslam’a” diye verilen müjde ve beşaretlerin tecellilerini her gün müşahede eden, edebilen bahtiyarlardan addediyorum kendimi.
Bu vesile ile mübarek Ramazanınızı tebrik ediyor, yaptığınız ve yapacağınız hayırlı amellerin dergah-ı İlahi’de kabule karin olmasını Cenab-ı Hak’tan diliyorum.