Bir tabuta kaç ceset sığar
Ahmiçi Katliamı’nın
yaşandığı Ahmiçi köyünü 10 yıl evvel ziyaret etmiştik. Köyün imamı Mahir Husiç,
o gün sabah namazı vakti yaşananları anlatmıştı. 16 Nisan 1993’te Hırvat
Savunma Konseyi’nin“Kül ve Duman” adı verdikleri operasyonla116 sivil
katledilmişti. Daha yaşını almamış Seyobebeden 82 yaşındaki ihtiyara kadar nice
insan acımasızca bu köyde öldürülmüştü. Köyün camilerinden birinde yaklaşık
elli sivil içindeyken yakılarak, diğeri ise dinamitle patlatılarak yok edildi.
Katliam sonrası 29 kişinin naaşı bulunamadı. 180 km uzaklıktaki Mostar’a
götürülen cesetler olduğu gibi yıllarca aranan bedenler de vardı. Kurbanlardan
9’unun cesedi bu bahar tespit edilmiş 7Mayıs 2022’de defnedilmişlerdi. Köyün
Hırvat birliklerine yardım eden, Müslümanlara ihanet eden Hırvat nüfusundan
dolayı cenazeler hemen yakınlardaki Vitez kantonuna götürülüp defnedilmişlerdi.
Biz de şehitliği ziyaret etmek için Vitez’e geçtik.
Vitez
kantonu, Travnik yolunda bir yerleşim yeri. Ahmiçi ile arası 5 km kadar. Yatay
mimarinin egemen olduğu sessiz sakin bir yerleşim yeriydi. Hemen çarşının
ortasında iki bina arasına asılmış Bosna bayrağının savaş başladığından beri
orada olduğunu, nice düşmanın indirmeye çalışsa da başarılı olamadığını
öğrenmek gurur veriyordu. Ahmiçi şehitliği, Ahmed-agina džamija’nın (Ahmet Ağa
Camii) yanındaydı. Cami de büyükçe sayılabilecek bir kabristanın içerisinde
bulunuyordu. 16. yy Osmanlı eseri olan bu sade ibadethanenin imamı babayiğit
görüntüsü, sıcak kanlılığıyla dikkat çeken şimdilerde Vitez İslam Birliği
Meclisi Başimamı olan Ömer Sikira Hoca idi. Evinde eşi Sadida hanımefendi ile
bize ikramlarda bulunan hocamızla Vitez’i gezme imkânı da bulduk. Ahmiçi
şehitliğine uğramak, dua edip yaşananları şahitlerinden dinlemek nasip oldu.
Yıllar sonra Vitez’i hatırlamama sebep olan haber 5 Ekim 2022
Çarşamba günü Anadolu Ajansı tarafından servis edildi. Haberde Bosna’da 1993'te
öldürülüp 1998 yılında Mostar'daki toplu mezar kazılarında bulunan iskelet
kalıntılarının boyutları nedeniyle DNA analizi yapılamayacak durumda olan
kemiklerin toplu olarak gömüldüğü bildiriliyordu. Bir tabut içerisinde 22
kişiye ait parçalar vardı. İşin acı tarafı cenazeye katılanlardan Sifet Osmancevic’in babasının üçüncü kez
cenazesinin kılınmasıydı. Bulunan her parçası için bir cenaze namazı
kılınmıştı. Bir insanın bedeninin farklı farklı mezarlarda olması Sırpların
sıkça uyguladığı bir yöntemdi ne yazık ki. Bosnalı kardeşlerimiz yıllar süren
soykırım kâbusunda neler yaşadıkları, ne denli büyük acı dolu kuyulara
atıldıklarını gösteren korkunç örnekler bunlar.
22
masumu tek tabutta dar-ı bekaya uğurlayan ve "Bilim, kemik
kalıntılarının kimlik tespitinin imkansız olduğunu söylüyor. Bizler aralarında
12 çocuğun bulunduğu 22 Boşnak’a ait olduklarına eminiz." Diyen
kişi, yıllar önce Vitez’de yolumuzun kesiştiği Ömer Sikina hocadan başkası
değildi.
Vitez
halkı yiğittir. Etrafları Hırvatlarla çevrili olsa da düşmemiş bir beldedir.
Savaş esnasında bir müslüman kaçırılıp ailesi rehin alınıyor. Adamcağızı bomba
yüklü kamyona bindirip şehrin içerisinde patlatmasını istiyor işgalciler. Bunu
yapmazsa rehin olan ailesini öldürmekle tehdit ediyorlar. Adamcağız, çaresiz
kamyona biniyor. Tam şehrin içine girecekken direksiyonu kırıp Hırvatların
üzerine sürerek patlatıyor. Pek çok işgalcinin can verdiği bu olay, Vitez
meydanında yapılan bir anıtla ölümsüzleştiriliyor. Vitez halkına muhabbetimiz
baki. Zaferleri zaferlerimiz, acıları da acılarımız. Bir mezar yerinde yan yana
yatırılan 22 masuma rahmet diliyor, istikbali karışık olan Bosnalı
kardeşlerimize bilge lider İzzetbegoviç’in şu sözünü hatırlatıyoruz: “Ne
yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın
Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.”