Afganistan'ın on günü
30
Ağustos 2021’de Afganistan’daki son işgalci ABD askeri ülkeyi Taliban’a terk ettiği
gün arkasında büyük bir boşluk, kaos, yokluk ve belirsizlik bıraktı. İlk
iktidarlarına sert yöntemlerle gelen ve toplumla sağlıklı bağ kuramayıp
şiddetle çözüm aramaya çalışan Taliban iktidarı hayal kırıklığına neden
olmuştu. İkinci kez birdenbire neredeyse iktidara gelen Taliban hareketi
kucağında ABD tarafından el konulan milyar dolarlar sonrası boş bir kasa,
ekonomik ve toplumsal kriz ve yaklaşan kış mevsimini buldu. Batı,
belirsizliklerin içine yuvarlanan Afganistan’ın çöküşünü izlemek için
avuçlarını ovuşturmaya başladı.
Öyle
olmadı! Taliban bir buçuk yıldır elinden geleni yapıyor. Muhaliflere, yurdu
terk edenlere yapılan geri dönüş çağrıları karşılık buluyor. ABD işgalindeyken
Dünya uyuşturucu üretimin merkezi olan Afganistan, uyuşturucu ile yapılan
devasa mücadeleye şahit oluyoruz. İnsan kaçakçılığının, cinayetlerinin bıçak
gibi kesildiği ülke ekonomik olarak toparlanmaya başladığı süreçte İran ve
Pakistan’la yaşanan sınır anlaşmazlıklarına ek olarak uluslararası güçler de
DAEŞ’i devreye sokarak ülkenin güvenliğini tehdit ediyor.
12 Aralık 2020’de Kabil'in Şehri Nev bölgesinde Çinli iş
insanlarının yoğun olarak kullandığı Longan Hotel’e DAEŞ saldırısı olmuş ve
güvenlik güçlerinin müdahalesiyle teröristler öldürülmüştü. DAEŞ’in Horasan
grubu oldukça aktif. Pakistan ve Rus Büyükelçiliği’ne; Mezar-ı Şerif, Kabil,
Kunduz ve Kandahar’da Şiilere ait camilere ve Taliban liderlerine de saldırı
düzenleyen örgüt, Afganistan’da istikrarsızlık olsun diye farklı zamanlarda
uyuyan hücrelerini devreye sokuyor. İşte böylesine istikrarın temeline dönük
saldırıdan sonraki Taliban Hareketi’nin son 10 günlük
icraatlarını paylaşmakta fayda var. Şehit ve Engelliler Başkanlığı 8 aylık
eğitim sonrasında kurslara katılan, elektrikli ev aletlerinin tamiri eğitimine
katılan 70 erkek ve kadının mezun oldu. Narkotikle Mücadele Dairesi Başkanı
Mevlevi Sürur Sadık, Konar eyaletinde 22 dönümlük esrar çiftliğinin imha
edildiğini duyurdu. Tarım Bakanlığı yetkilileri Mohamandara ilçesindeki su
şebekesi inşaat projesinin tamamlandığını paylaştı. Helmand’da 120 kişinin
istihdam edileceği bir Pamuk fabrikası faaliyete geçti. 54 kadının el ürünlerini
satabileceği kadınlar için bir alışveriş merkezi inşası tamamlandı. Son 9 ayda
İran ve Pakistan’da yaklaşık 700 bin Afgan mültecinin geri dönüşünün sağlandığı
bildirildi. Mihtarlam şehrinde iki adet güneş enerjili su temin şebekesinin
inşası bitirildi. Kandahar’da 5 yolda yenileme çalışmaları başladı. Kabil
Belediyesi iki döner kavşağı yeniden inşa etti ve süsledi. Küre şeklindeki
döner kavşak, dakikada 12 kere dönebiliyor. Kuzeyde bulunan Cevzcan eyaletinde
835 metrelik su kanalının açılışı gerçekleştirildi. Paktia şehrinin iki
ilçesinde ilk kez telekominikasyon ağları devreye girerek 3G hizmetleri devreye
girdi. Madenler ve Petrol Bakanı Şey Şahabuddin Dalawar vatandaşlara küresel
piyasadan %60 daha düşük fiyatla kömür tedarikinin yapıldığını ve bunun denetlendiğini
kamuoyuyla paylaştı. Parwan’da selden etkilenen 500 aileye Kuveyt’in yardımı
ulaştırıldı. Pek çok kentte içme suyu şebeke çalışmaları ve trafo üssü
oluşturma çalışmaları da devam ediyor. Penşçir vadisinin turizme
kazandırılmasıyla ilgili çalışmalar yürütülürken bir yandan da Ekonomiden
sorumlu Başbakan Yardımcısı Molla Abdülgani Birader’in başkanlığında
oluşturulan komite ile ihalelerdeki şeffaflığın takibi, hizmet kalitesinin
tespiti amacıyla bir komite oluşturuldu.
Yaşanan
terör saldırılarına rağmen son 10 günün icraatlarına bakıldığında Taliban
hareketinin halkın gönlünü almaya çalıştığı, hırsızlıklarla ve yolsuzluklarla
mücadele ederek kalkınma temelli icraatlar üretmeye çalıştığı söylenebilir.
Böylesine hareketli süreçler içerisindeki Taliban iktidarının en zayıf alanı,
uluslararası gündemin de en çok uğraştığı, iktidarın yumuşak karnı
mesabesindeki “kadın sorunu” olduğu gibi duruyor. Bu sorunu ilk aylarda çözmeye
niyetliymiş gibi görünen Taliban’ın süreci doğru yönetemediğini de kayıt
düşmemiz gerekli. İyiliğe Davet ve Kötülükten Sakındırma Bakanlığı geçtiğimiz
senenin Mayıs ayında duyurduğu bir kararla, Afgan kadınlarına örtünmeyi zorunlu
hâle getirdi. Sadece bununla kalmayan Taliban, kadınların çarşaf ya da burka
giymelerini şart koştu. Bununla da kalınmayıp Kadınların, yüzlerini örtmesi
istendi. Kurallara uymayanların önce uyarılacağı sonra işten atılacağı, bu
hareketlerin devam etmesi durumunda babaları ya da eşlerinin tutuklanacağı
bildirildi. Televizyon kanallarına gönderilen bir talimatnameyle tüm kadın
sunucuların peçe takarak haberleri sunması istendi.
Kadın
meselesi burada nihayete ermedi. Önceki gün Yüksek Öğretim Bakanı Nida Muhammed
Nedim, ülke genelinde kadınların özel ve devlet üniversitelerinde eğitim
almasını yasaklayan bir karar almasıyla ülke karıştı. 22 Aralık akşamı devlete
ait Kanal 1’e konuşan bakan bu kararın gerekçelerini açıkladı: Kadınların başka
bir şehrin iç mahallelerinde mahremsiz oturması haramdır diyen Nedim, çoğu kız
öğrencinin Şeriat’ın gerektirdiği şekilde başlarını örtmediklerini bununla
birlikte Mühendislik ve Ziraat gibi bölümlerin kadınlara uygun olmadığını
söyledi. “Kur’an ve sünnetin gerektirdiği müfredatın hazırlanması için
çalışıldığını söyleyen Bakan, şeriatın ışığında ve çerçevesinde kadınların
eğitimi başlayacak.”
Taciz,
tecavüz ve cinayet olaylarında had cezalarının hızla uygulandığı ve ülke
genelinde güvenliğin üst düzeyde olduğu Afganistan’da kızların üniversitelerden
uzaklaştırılması üzücü bir karardır. 20 yıllık direnişten, sayısız kayıptan
sonra iktidara gelen Afganistan’ın tek tip ülke algısı gerçekçi değildir.
Peçeyi, burkayı tesettürün tek biçimi olarak algılamak gelenekleri, töreleri
dinleştirmektir ki, bu kararın sürekliliği mümkün değildir. Aslolan toplumsal ahlakın
korunmasıdır. Kadınlara başörtüsünü dayatan İran’ın geldiği noktadan Taliban
hareketinin ibret alması gerekir. Üstelik İran’daki yasaklar o kadar sıkı, yüzü
örtecek şekilde olmadığı halde bu sorunlar yaşandı.
Uluslararası
kuşatılmışlık içinde olan, sınır sorunları yaşayan, bir yandan da eski
muhalifleri hareketlendirilen, ekonomik darboğazdaki Afganistan’da Taliban
hareketinin daha basiretli davranmasını, Müslümanların kazanımlarının ziyan
etmemesini, halkının gırtlağından elini çekmesini, icraatlarına ve ahlaki
çalışmalara aralıksız devam etmesini diliyor alınan karardan tez vakitte
dönülmesini talep ediyoruz.