Dolar (USD)
35.33
Euro (EUR)
36.60
Gram Altın
3008.27
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

​ABD Rüyası ve İlahi Adalet

Yıllardır ABD ve AB ülkeleri bize eşitlik, adalet ve özgürlüğün beşiği gibi anlatılır. Batasıca batı ağız dolusu beyanatlarla nesillere mütemadiyen “Muasır Medeniyet” diye lanse edilir. Hele ABD ısrarla “rüyalar ülkesi” olarak tüm insanlığa yutturulmaya çalışılır. Hâlbuki batı hiçbir zaman medeni olmadı. Eşitlik ve özgürlük falan da tartışılır. Özetle vahşi batının saltanatı iki kıtanın yok edilmesi, bir kıtanın köleleştirilmesi ve diğer kıtaların da sömürgeleştirilmesi üzerine kuruludur.

Amerika kıtasının yerli halkları olan Kızılderililer; İngiliz, İtalyan, Alman ve İspanyol gibi karma vahşilerin kalleşçe planlarıyla yok edildiler. Bu insanların sayısının kaç milyon olduğu bile tam bilinmiyor. 40 milyon mu, 50 milyon mu veya daha mı fazla? Avustralya’nın yerli halkı olan aborjinler de de yine İngilizler ve beraberindeki diğer batılı zalimlerce katledildiler. Afrika kıtasının ise büyük bir kısmı insan avcıları tarafından yakalanıp batının her bir yanına köle olarak satıldılar. Geri kalanları da dünyanın diğer halklarıyla beraber sömürgeleştirildiler.

Asırlardır bu sömürge düzeni devam ediyor. Bunun sonucu olarak gayrı safi milli hasıladan kişi başına yıllık ortalama ABD’de 65.000 dolar, AB ülkelerine 27-30.000 dolar, İslam ülkelerinde ise 2-3.000 dolar düşmektedir. Tabi bu rakam işin ortalamasıdır. Etiyopya, Sudan, Somali gibi nice yerlerde bu kişi başına yıllık 400 dolara kadar düşebilmektedir. Düşüne biliyor musunuz? Bir insanın beslenmesi, sağlığı, güvenliği, giyim kuşam vs. geçimi için bir yılda 400 dolar… Hâlbuki batılı zalimlerin kendi yatak odalarında besledikleri finolarının aylık gideri bile 400 dolardan fazladır. Yani batılının köpeği bile mazlum bir halkın bireyinden 12 kat daha müreffeh bir hayat yaşamaktadır.

İşte tam burada ilahi adalet devreye girmektedir. Dünyanın mazlumlarına açlığa mahkûm edenleri, Allah (cc) tokluğa mahkûm etmektedir. Yani Allah (cc) henüz bu dünyada bile adaletinin tecellisini göstermektedir. Örneğin ABD halkı dünya nüfusunun yüzde 4-4,5'ini oluşturmaktadır. Ama dünyanın gayri safi milli hasılasının ise yüzde 26'sını alıyor. Başka bir açıdan bakarsak, hane halkı gelirinin yüzde 31'i Amerika'nın. Dünyadaki ilk 100 şirketin 61'i ABD'de. Bu tablonun pembe yönü. Yani ABD diğer batılı dostlarıyla kurduğu sömürü çarkını olabildiğince sıkı bir şekilde döndürmeye devam ediyor.

Ama diğer yandan Amerika'daki hapishanelerde tutuklu sayısı 1 milyon 900 binden fazla. Bu rakam bütün dünyadaki tutuklu insanların yüzde 25'ine tekabül ediyor. Bir yanda dünyanın gayri safi milli hasılasının %26'sını Amerika gasp ediyor. Diğer ayında dünya hapishanelerinde tutuklu olanların %25'i de Amerika'da. Ayni burada ilahi adalet devreye girerek onlara başka bir yandan ağır bir fatura ödetiyor.

Daha bitmedi… ABD'nin iç istihbaratı FBI her yıl 14 milyon suç duyurusunda bulunuyor. Yine FBI’nin rakamlarına göre Amerika'da 33.000 çete var bu çetelerin mensubu bir milyondan fazla üyesi var. Bunlar; hırsızlık çetesi, kapkaç çetesi, cinayet çetesi, kadın ticareti mafyası, uyuşturucu mafyası çocuk mafyası, silah mafyası, dolandırıcılık ve benzeri çeteler. Dahası da var… Kovit öncesine göre hırsızlık oranları %93 artmış. ABD'de 1000 doların altında hırsızlık suç sayılmadığından bu oran daha da artacaktır.

Amerika'da her yıl 100.000 kişiden fazla insan uyuşturucudan ölmektedir. Bir yılda istismara uğrayan çocuk sayısı 555.000. bir yılda tecavüze uğrayan kadın sayısı 107.000 cinsel saldırı suçuna karışmış olanlar ise 700 bin kişi. İşte size Amerika rüyası...

Bakın biz altı aydır bir “Narin Cinayeti”yle yatıp kalkıyoruz. Bize bir çocuk istismarı ve cinayeti olduğu zaman bu suçlar, aylarca manşetlerden düşmüyor. Yerli yabancı onlarca TV ve medya kanalları tüm dünyaya canlı yayın yapıyorlar. Adeta olay yerine karargâh kurup tüm Türkiye’yi tüm dünyaya çocuk katili ve çocuk istismarcısı olarak lanse ediyorlar. Hâlbuki ABD ve diğer batılı ülkelerde günü birlik bizde olan suçların binler katı yaşanıyor ama çoğu kere haber değeri bile taşımıyor. Ya da basit bir üçüncü sayfa haberi olarak verilip geçiliyor.

Peki, yıllardır muasır medeniyet diye insanımıza yutturulmaya çalışılan, batı kültürü, insanlığa ve ülkemiz insanına ne verdi. Ahlaksızlıkta sınır tanımayan, büyük küçük, saygı sevgi bilmeyen, paylaşma, yardımlaşma ve dayanışmayı enayilik olarak gören, insan müsveddesi gençler… Hayatı, hazlardan ibaret gören, maddeyi ilah edinen, şehvete tapınan batı kültüründen başka ne beklenir. Evet, dostlar aldattılar bizi… Kandırdılar nesillerimizi…

Çare İslam’a dönmektedir. Yoktan var eden Allah'ın (cc) emirlerine, Resulullah’ın (sav) öğretilerine teslim olmaktadır. İslam adaleti sadece bizim değil, İslam ümmetinin ve tüm insanlığının da kurtuluşu olacaktır. Batasıca batı aile konusunda örneğimiz olamayacağı gibi bu konuda da örneğimiz olamaz. Şunu unutmayalım ki İslam’ı yaşadıkça, ilahi emirlere teslim oldukça yüceliriz… Huzur, refah ve eman buluruz. Aksi takdirde alçalmaya, gerileme devam ederiz dünyada zillet, ahiretteyse azaba müstahak oluruz. “…Yoksa siz Kitab'ın bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezil olmaktan başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine uğratılırlar. Çünkü Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.” (Bakara 2/85)

Vahyin öğretileriyle büyüyen bir nesle zorla dahi kötülük yaptıramazsınız. Ama çağdaş uygarlık diye yutturulan batının; “her şey benimdir altta kalanın canı çıksın” prensibiyle büyüyen, aldığı çağdaş (!) eğitim sonucu hayatı, mide ve uçkurdan ibaret gören insanların her birinin başına bir bekçi dikseniz dahi kötülüğüne engel olamazsınız. Çözüm yeniden İslam’a dönmek, Allah (cc) ve onun öğretilerine teslim olmaktadır.