0

İsmet Özel ile Nuri Pakdil arasında kalite farkı önemli.

Çünkü ikisi de aksiyoner değil Romantik İslamcı geleneğin Türkiye'deki önde gelen aydını kabul edilir.

Ama arada çok fark vardır:

İsmet Özel "Türk olmayı" önemserken, yani "Ne mutlu Türküm diyene" derken Nuri Pakdil "Ne mutlu Müslümanım diyene" der.

İsmet Özel için Türkçülük ve Türk olmak bir iman şartı iken, Nuri Pakdil için bunun zerre miktar artı eksi değeri yoktur.

İsmet Özel'in kızıl elması İstiklal Marşı iken, Nuri Pakdil'in kızıl elması Kudüstür.

İsmet Özel'in İslami bilgisi ilmihal düzeyindeyken Nuri Pakdil İslamı çok iyi bilir.

İsmet Özel hayatında "dönüşler" ve dengesiz "zikzaklar" yaparken Nuri Pakdil'in düşünce çizgisinde istikrar ve sağlam dava duruşu vardır.

İsmet Özel "ben bir zamanlar sosyalist" iken yaklaşımıyla kulvar değişikliğini "başa kakmaya" varacak kadar hoyratça kullanırken Nuri Pakdil'in sürekli bir "karşı duruşu" ve İslamcı devrimci duruşu vardır.

İsmet Özel Müslümanların ikmanlarıyla ayakta duran ama Müslümanları aşağılayan, kibirli ve pervasızca konuşurken Nuri Pakdil maslümanların izzet-i nefsini her şeyin üzerinde tutan biridir.

İsmet Özel'in fevri çıkışları onun "deliliğine" bağlanırken Nuri Pakdil Cumhurbaşkanı tarafından ayakta dinleyecek kadar saygı uyandırmıştır.

İsmet Özel Ak Parti'yi "büyük bir işgalin" taşeronu görürken Nuri Pakdil Ak Parti'nin konjoktürel olarak eksiklerine rağmen desteklenmesi gerektiğini söyler.

İsmet Özel mahallenin şair ruhlu dengesizi olarak kabul edilirken, Nuri Pakdil mahallenin bilgesi olarak kabul edilir.

Dünya İslam Mezhepleri Yakınlaştırma Birliği ve Mehmet Görmez

Mehmet görmez mezhep yakınlaştırması için yapılan toplantıyı ve birleştirme faaliyetini bir tevhid faaliyeti olarak nitelendiriliyor.

Bir kere vahdet veya tevhid toplumsal ve ümmet birliği değil İlah'ın birliği demektir.

Yani "tek ümmet" bir tevhid mücadelesi değil bir siyasi birlik projesidir.

İnananlar zaten tek topluluktur. Ama bu teklik ve birliktelik siyasal, ekonomik ve stratejik birliktelikten çok, adalet, hak ve hukuk karşısındaki duruş bakımından birliktelik olmalıdır.

Müslümanlar adalet ve hukuk konusunda, insan, varlık ve bilgi konusunda bir birliktelik oluşturabilmelidirler.

Mü'minlerin "küfre" karşı birliği onları ümmet yapar. Siyasal ve ekonomik birliktelik üzerinden ümmet te'sisi gerçekçi değildir.

Ulusların dayanışması için "mezhep birliği" ümmet bilinci oluşturmaz. Zulme karşı birlik şuuru olunca ümmet bilincinden söz edilebilir ancak.

Ne zaman ki Müslümanlar hukuk ve adalet tesisi için başvurulan merci olursa gerçek ümmet olurlar. Kendileri Avrupa ve BM'ye adalet ve hukuk tesisi için başvuran konumunda oldukları sürece mezhepler birleşse de bir şey fark etmez.

Birliktelik çok farklı milletleri ve kültürleri homojenleştirme ve yakınlaştırma ile olmaz. Bu merkezi yönetimin meşruileştirilmesi anlamına gelir.

Asıl birlik ve birliktelik farklı kültürleri mutlu bir şeklide bir arada yaşamaya razı eden birlikteliktir. Tevhid inancının bir gereği değildir farklılıkları ortadan kaldırmak.

Tamamen teolojik bir terimi siyasal ilahiyata dönüştürmek ve araçsallaştırmaktan başka bir şey değildir bu.

Bu yaklaşım sadece "tevhid" düşüncesine zarar verir.

betvole